Zırhlı araç çarpması sonucu 2008 yılından günümüze kadar 17’si çocuk 38 yurttaş can verdi. Zırhlı araçlar adeta bir silah ve intikam aracı olarak kullanılırken, cezasızlık politikası işliyor
Hasan Akbaba
Bölge kentlerinde yıllardır yürütülen özel savaş politikalarıyla birçok katliama tanıklık ettik, ediyoruz. Tam olarak sayısı bilinmemekle beraber bölge kentlerinde yaklaşık on yedi bin faili meçhul cinayetin olduğu bilinmektedir. Daha önce kuyularda kaybetme, beyaz toroslarla kaçırıp öldürme şeklinde görülen katliamlar son yıllarda zırhlı araçlarla bir başka biçimde devam ediyor. Faili bilinmemek bir yana diğer cinayetlerden farklı olarak herkesin gördüğü hatta kameralar kayıttayken gerçekleşmesine rağmen bu cinayetler cezasız kalıyor. Öyle ki zırhlı araç sürücülerinin araç sürme ehliyetlerinin bulunmamasına rağmen tahliye edilmeleri, ölenlerin suçlanması ve tutuklamaların olmaması hukuksuzluğu gözler önüne sermektedir
Cinayetler öyle olağan ki, zırhlı araçlara belki işinizden evinize giderken, belki de gece evinizde uyurken yakalanabilirsiniz. İnsan Hakları Derneği’nin (İHD) 2018 yılında yayınlanan raporuna göre, son 10 yılda en az 63 zırhlı araç çarpması olayı gerçekleşti. Yaşanan 63 vakanın sonucunda 16’sı çocuk ve 6’sı kadın olmak üzere 36 yurttaş hayatını kaybetti. Bu kazalarda yaralanan 85 yurttaşın ise fiziksel kayıplarla yaşamını sürdürmek zorunda kaldığı belirtilmektedir. Dava konusu olmuş bazı zırhlı araç çapması olaylarında sanık olarak yargılanan kolluk kuvvetlerinin savunmaları ise kolluk güçlerinin ne kadar korumada olduğunun göstergesi olarak karşımıza çıkıyor. Biz de evlerinde uyurken evlerine panzerin girmesi sonucu panzer altında kalarak hayatını kaybedenlerden Furkan ve Muhammed Yıldırım kardeşlerin ölümü için 5 Kasım’da istinaf mahkemesinin verdiği “Kanuna uygundur” kararı üzerine yaşananları bir kez daha hatırlatmak istedik. Bölgede yaşanan bazı vakalardan öne çıkanları günümüzden geçmişe doğru kronolojik olarak sıralayarak, hem yaşanan cinayetleri hem de dava süreçlerinin nasıl bir korumaya dönüştüğünü inceledik.
İki canın bedeli 19 bin TL!
Tarih 3 Mayıs 2017, Şırnak’ın Silopi ilçesinde evlerine giren panzerin altında kalan 7 yaşındaki Muhammed ve 6 yaşındaki kardeşi Furkan Yıldırım yaşamını yitirdi. İlçeye bağlı Karşıyaka Mahallesi’nde, 3 Mayıs gecesi MHP ilçe binasını korumakla görevli 73 A 0133 plakalı 1994 model Dragon 1 marka zırhlı araç sürücüsü polis, evlerine girdiği Muhammed ve Furkan’ı ezerek ölümüne neden oldu. Panzer sürücüsü Ö.Y. gözaltına alınıp tutuklandıktan sonra Şırnak T Tipi Kapalı Cezaevi’ne gönderildi. Cizre Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan ve Cizre 2. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilen iddianamede, zırhlı aracın sürücüsü polis Y. ve onu görevlendiren amiri M.M. hakkında, “taksirle birden fazla kişinin ölümüne neden olma” suçundan 2’şer yıldan 15’er yıla kadar hapisle ceza istendi. 2 polis hakkında açılan ve ilk duruşması 17 Ekim 2017’de görülen davada, tutuklu polis tahliye edildi. Zırhlı araç sürücüsü yaptığı savunmada, ehliyetinin olmamasına rağmen daha önce farklı yerlerde görevlendirildiğini ve olayda kendisini görevlendiren İlçe Emniyet Müdürü Selçuk Erdoğan ile polis amiri Tuncay Taşdemir’i sorumlu tuttu. Yine, davada ismi geçen polis Taşdemir ile Erdoğan’ın ise disiplin soruşturması neticesinde ceza aldıkları ortaya çıktı
“Panzer Davası” olarak bilinen davanın 19 Haziran 2019’da görülen karar duruşmasında, sürücü sanık polis Y. hakkında 2 yıl 1 ay hapis cezası, diğer sanık M.M. hakkında ise beraat kararı verildi. Mahkeme, Y.’ye verdiği 2 yıl 1 ay hapis cezasını, 19 bin TL paraya çevirdi. Verilen 19 bin TL para cezası ile amiri M.M.’ye verilen beraat kararına karşı yapılan istinaf başvurusu ise Antep Bölge Adliye Mahkemesi 16. Ceza Dairesi tarafından 5 Kasım’da “kanuna uygun” denilerek reddedildi. Karara tepki gösteren babaanne Ayşe Yıldırım’ın sözleri ise yıllardır bölgede yaşanan cinayetlerde izlenen cezasızlık politkasının teşhiri gibi oldu: “Torunlarımın ölümüne sebep olan o katilin yüzünü bir kez görmek isterdim. Bu nasıl bir insandı ki, iki çocuğun ölüme neden oldu. Vicdanları rahat mı? Rahat uyuyabiliyorlar mı? 3 yıldır yüreğimiz yanıyor. Kürt olduğumuz için bunlar cezalandırılmadı. Bu kişi, bir annenin daha yüreğinin yanmaması için cezalandırılmalıydı. Umudumuz yok. Bugüne kadar bunun gibi bir sürü olay yaşandı ama hangisinde adalet yerini buldu? Bizler Kürt, bunu yapanlar da Türk olduğu için onları savunuyorlar. Tek bir isteğimiz vardı, bunu yapanların en ağır bir şekilde cezalandırılması ama onu bile çok gördüler.
İnsanı odun sanmışlar!
Birçok cinayet yaşanmakla birlikte en son kayıtlara geçen 28 Aralık 2019’da 33 yaşındaki Cihan Can cinayeti oldu. 33 yaşındaki İnşaat Mühendisi Can adlı yurttaş 28 Aralık 2019’da Diyarbakır’da Turgut Özal Bulvarı üzerinden HDP İl Binası önüne doğru seyir halinde olan çevik kuvvet aracının ezmesi sonucu yaşamını yitirdi. Elde edilen mobese görüntülerinde, çevik kuvvet aracı altında kalan Can’ın, uzun süre sürüklendiği görüntülenirken, Can’ı ezen aracın şoförünün etraftaki yurttaşların uyarısıyla durduğu görülüyor. Olay yerinde yaşamını yitirdiği belirtilen Can, polis tarafından apar topar kentte bulunan özel bir hastaneye kaldırıldı. Can’ın otopsi işlemleri devam ederken, Selahattin Eyyubi Devlet Hastanesi morgu polis tarafından ablukaya alındı. Cinayet sonrası Olay Yeri İnceleme ve trafik ekipleri tarafından olay yerinde incelemeler yapıldı. Yapılan incelemelerde hazırlanan tutanakta hem sürücü hem de hayatını kaybeden Can “kusurlu” olarak gösterildi.
Hazırlanan rapor, kaza sonrası çocuklarının kaldırıldığı morg önünde cenazelerini almak için bekleyen Can ailesine imzalatılmak istendi. Ancak çocuklarının “kusurlu” olarak gösterildiği rapora itiraz eden aile, hazırlanan tutanağı imzalamadı. Olayın ertesi günü şüpheli polis H.A., polis merkezinde verdiği ifadesinde, HDP Diyarbakır İl Örgütü önündeki tedbir görevine gittiklerini söyleyerek şunları ifade etti: “Sürekli HDP İl Binası önündeki göreve gittiğim için olayın meydana geldiği yere yakın ekmek fırını olduğunu biliyordum. Daha önce fırına ait odunların yola fırladığı ve üzerinden geçtiğimiz olmuştur. Odunların yağmur dolayısıyla yola girmiş olduğunu düşündüm. Aracın odunlar üzerinden geçtiği için sarsıntı olduğunu düşündüm. Bu sırada fren yaptım, yağmur dolayısıyla araç biraz daha ilerledi. Bu sırada bir sarsıntı daha oldu. Aracı durdurdum.” Can’ı hiç görmediğini iddia eden H.A., ifadesinin ardından serbest bırakıldı. Polisin aksine bir fırın çalışanı ise fırının yan tarafında bulunan odunların araçların ne park etmesine ne de geçişlerine engel olduğunu belirterek ifadesinde şunları belirtti: “Olayın yaşandığı gün fırındaydım. Fakat yaşanan kazayı görmedim. Odunlar her zaman düzgün bir şekilde fırının yan tarafında duruyor. Bugüne kadar odunlar yola hiç savrulmadı ve kaza da yaşanmadı. İlk defa böyle bir kaza yaşandı.” Geçtiğimiz ekim ayında görülen mahkemede, duruşmaya gelmeyen tanık Mustafa Başkan hakkında zorla getirilme kararı verilerek duruşma 15 Ocak 2021 tarihine ertelendi. Mahkeme sırasında, hakimin Can’ın avukatını konuşturmaması ve taleplerini yazılı istemesi ise süren davanın seyrini gözler önüne serdi.
Ekmek almaya giderken katledildi
Tarih 11 Eylül 2019, Diyarbakır’da merkez Bağlar ilçesi 5 Nisan Mahallesi’nde fırına ekmek almaya giden ve Emek Caddesi üzerinde zırhlı araç çarpmasıyla beyin kanaması geçiren 5 yaşındaki Efe Tektekin kaldırıldığı Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nde 2 günün ardından yaşamını yitirdi. Tektekin’in dedesi Mehmet Tektekin de 6 Haziran 2018’de aynı bölgede TOMA’nın çarpmasıyla ölmüş, sanık polis savunmasında TOMA’yla ezerek ölümüne neden olduğu yaşlı adamın kırmızı ışıkta, “aracın kör noktasından geçtiğini” iddia etmişti. Efe cinayetinde ise bilirkişi tarafından hazırlanan raporda Efe “kusurlu” bulundu. Raporda, Efe’nin ebeveynleri olmadan koşarak yolu karşıdan karşıya geçtiği, yolu yeterince kontrol etmediği, aracın uzaklık ve hızını gözetmediği ve geçmekte olan araca ilk geçiş hakkı vermediği için kusurlu olduğu belirtildi. Raporda, 5 yaşındaki Efe Tektekin’in Trafik Kanunu’nun 68., Trafik Yönetmeliği’nin 138. maddesinde yer alan kuralları ihlal ettiği gerekçesiyle olayda “asli kusurlu”, şüpheli polis İ.A.’nın ise Trafik Kanunu’nun 52., Trafik Yönetmeliği’nin ise 101. maddesindeki kuralları ihlal ettiği nedeniyle “tali kusurlu” olduğu kaydedildi.
Sanık polis İ.A., baba Tektekin’in beyanlarını kabul etmeyerek, 2017’den beri kullandığı zırhlı aracın kamera sisteminin çalışmadığını iddia etti. Zırhlı araçta silah bulunması sebebiyle bir sivilin araca bindirilmesinin imkânsız olduğunu ileri süren sanık polis İ.A., olaydan sonra ambulans gelene kadar 45 dakika olay yerinde beklediğini söyledi. Sanık polisin savunmasının aksine Tektekin ailesinin avukatı Sedat Çınar delillerin karartıldığını ve toplanmadığını belirtti. Mahkeme, varsa araç içinde bulunan görüntü kayıtları, MOBESE kayıtlarının dosya arasına alınmasına karar vererek, duruşmayı 12 Ocak 2021’e erteledi.
‘Kusursuz’ katliam
Tarih 14 Haziran 2017, Diyarbakır’ın Lice ilçesinde maaşını almak üzere gittiği trafiğe kapalı Mümin Ağa Caddesi üzerindeki PTT şubesinin önünde 85 yaşındaki Pakize Hazar kirpi tipi zırhlı aracın ezmesi sonucu yaşamını yitirdi. Hazar’ın ölüm anına ilişkin güvenlik kamerası görüntüleri dava dosyasına girdi ancak Lice Cumhuriyet Başsavcılığı’nın başlattığı soruşturma kapsamında zırhlı aracın sürücüsü uzman çavuş S.K. ifadesi alındıktan sonra serbest bırakıldı. Lice Jandarma Komutanlığı’nın hazırladığı raporda ise bir skandala imza atıldı. Raporda, trafiğe kapalı caddede zırhlı aracı süren sanık uzman çavuş S.K. olayda yüzde 100 “kusursuz”, Pakize Hazar ise “dikkatsiz ve tedbirsiz olduğu” ileri sürülerek yüzde 100 (tam kusurlu) olarak gösterildi. Sanık uzman çavuş, “Araç hareket ettiği esnada ben vefat eden Pakize Hazar’ı görmedim. Kendisine aracın sağ ön tarafı ile çarpmanın neticesinde Pakize Hazar hayatını kaybetmiştir” diye savunurken, Hazar ailesinin avukatı Serdal Yel, sanığın olay günü askeri aracı hem yola hem de kaldırıma çapraz şekilde park ettiğini belirtti. Lice Asliye Ceza Mahkemesi’nde 14 Şubat 2018’de başlayan davanın, kararın verildiği 6 Haziran’a kadar 3 duruşması yapıldı. Mahkeme, “taksirle ölüme neden olma” suçu nedeniyle sanık S.K.’ye alt sınırdan 2 yıl hapis cezasına çarptırdı ancak sanığın geleceği üzerindeki olası etkilerini iyi hal nedeni kabul ederek, cezayı 1 yıl 8 aya indirdi. Yine bu hükmün açıklanmasının geriye bırakılmasına karar veren hakim, sanığın 5 yıl içinde herhangi bir suç işlememesi durumunda geriye bırakılan hükmün düşmesine karar verdi.
İHD verilerine göre, 2009’dan bu yana zırhlı araç çarpması sonucu yaşamını yitirenlerin isimleri ve olayların yaşandığı şehirler şöyle:
1. Maziye Aslan -Hakkari- 29 Nisan 2009 2. Diren Basan -Şırnak- 3 Haziran 2010 3. Ayşe Al -Diyarbakır- 15 Şubat 2012 4. Yusuf Yılan -Erzurum/Karayazı- 13 Haziran 2012 5. Şahin Öner -Diyarbakır- 10 Şubat 2013 6. Sinan Salıtkalıp -Şırnak/Cizre- 23 Nisan 2013 7. Cuma Özkaplan -Antep- 10 Nisan 2016 8. Hatun Elhuman -Diyarbakır- 27 Nisan 2016 9. Bünyamin Bayram -Şırnak/Cizre- 7 Haziran 2016 10. Taha Kılıç -Van/İpekyolu- 24 Temmuz 2016 11. Naciye Özdemir -Dersim- 6 Eylül 2016 12. Hakan Sarak -Şırnak/Cizre- 24 Ekim 2016 13. Berfin Dilek -Mardin/Derik- 9 Şubat 2017 14. Kerem Arslan -Batman/Kozluk- 4 Mart 2017 15. Okan İnce -Şırnak/İdil- 20 Mart 2017 16. Bahadır Beyazlıoğlu -Şırnak/İdil- 20 Mart 2017 17. İsmi tespit edilemedi -Şırnak/İdil- 20 Mart 2017 18. Sami Uçan -Van- 28 Nisan 2017 19. Muhammed Yıldırım -Şırnak/Silopi- 4 Mayıs 2017 20. Furkan Yıldırm -Şırnak/Silopi- 4 Mayıs 2017 21. Pakize Hazar -Diyarbakır/Lice- 14 Haziran 2017 22. Remzi Menteş -Diyarbakır/Lice- 19 Haziran 2017 23. Zilan Yamankılıç -Diyarbakır/Lice- 19 Haziran 2017 24. İlhan Ayaş -Diyarbakır/Lice- 19 Haziran 2017 25. Mahmut Öner -Diyarbakır/Lice- 20 Haziran 2017 26. Mevlüt Dağtaş -Diyarbakır/Lice- 20 Haziran 2017 27. Abdülhamit Dağtaş -Diyarbakır/Lice- 20 Haziran 2017 28. Fikri Demirbaş -Diyarbakır/Lice- 20 Haziran 2017 29. Zeynep Demirbaş -Diyarbakır/Lice- 20 Haziran 2017 30. Gülten Yaraşlı -Bitlis/Hizan- 19 Ekim 2017 31. Felek Batur -Siirt- 21 Ekim 2017 32. Burak İlhan -Batman- 6 Kasım 2017 33. Umut Özalp -Şırnak/İdil- 17 Aralık 2017 34. Ferhat Dalkılıç -Diyarbakır- 29 Aralık 2017 35. Mehmet Tektekin -Diyarbakır/Bağlar- 6 Haziran 2018 36. Ali Sezer -Dersim- 13 Haziran 2018 37. Efe Tektekin -Diyarbakır- 11 Eylül 2019 38. Cihan Can -Diyarbakır- 28 Aralık 2019