5 yaşındaki çocuğun maruz kaldığı cinsel istismara yönelik konuşan İzmirli kadınlar, yargının faili koruyan kararlarının yanı sıra iktidar ve medya dilinin de bu suçu arttırdığına dikkat çekti
İstanbul’un Küçükçekmece ilçesine bağlı Kanarya mahallesinde 5 yaşındaki bir çocuğun cinsel istismara maruz bırakılmasının ardından başta kadınlar olmak üzere bölge ve Türkiye’nin pek çok yerinde halk sokağa çıkarak tepkisini gösterdi. Jinnews’e konuşarak, bir çocuğun istismara maruz kalması ve metrobüste yaşanan cinsel tacizin toplumdaki çürümenin yansıması olduğunu belirten İzmirli kadınlar, cinsel saldırı ve istismarın politik olduğunu vurguladı. Öğretmen Nihal Demirçoban, kadın ve çocuk cinayetlerinin politik altyapısının olduğuna dikkat çekerek, “Kadınlar kendi alanında güçlü bir mücadele yürütüyor ama bu bütün toplumun sorumluluğunun olduğu bir olay. Aslında bütün erkekleri de etkilemesi gereken bir durum” dedi.
Çaresizliğe sürüklüyor
Cinsel saldırı ve çocuğa yönelik istismarın kadınların mücadelesiyle görünür olmaya başladığını ifade eden feminist aktivistlerden Pınar Koçak, yargının sorumluluğunu yerine getirmesini istedi. Koçak, sorunun sadece cezayla değil zihniyet dönüşümüyle çözüleceğine işaret etti. Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik (PDR) öğretmeni Türkan Kaya, istismara maruz bırakılan çocuğun ne tarz bir iyileşme yaşarsa yaşasın hiçbir zaman tam anlamıyla iyi olamayacağını dile getirdi. Kaya, “Travma bir bölünmedir. Hayatınız ikiye bölünür. Ne kadar çok yaşarsak o kadar etkili olur” diye belirtti. Yine PDR öğretmenlerinden Hatice Yordam, toplumların da kitlesel travmaya maruz kaldığını belirterek, şunları dile getirdi: “Bununla ilgili olarak şoka maruz kalma, tepki verememe, aşırı tepki verme, kanıksama veya çok karşısında durma ancak hukuki bir mücadele içinde yer alamama gibi toplumu öğrenilmiş çaresizliğe sürüklüyor.”
Yasak kendileri için
Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) İzmir Şubesi Kadın Sekreteri Semra Doğan, çözümün yasaların iyileştirilmesi olduğunu dile getirerek, “Yapılan açıklamalar, olayı anlatış şekli mağduru daha çok inciten bir dilden uzak olmalı. Medya dilinin daha dikkatli seçilmesi gerekir. Mağdurun değil mağdur edenin teşhir edilmesi gerekir” dedi. Bir sağlıkçı olarak idam ve hadımı doğru bulmadığını belirten Semra Doğan, “Sorun ancak eğitimle, yasaların uygulanmasıyla çözülür. Kendileri için çatlak olan her durumda basın yasağı getiriyorlar. İnsanlar istedikleri kadar yasaklayabilirler. Teknoloji çağında yaşıyoruz bunu çok uzun yıllar saklayamazlar. Bu elden ele dolaşır, bilmiyoruz zannetmesinler” ifadelerini kullandı.
Mücadeleyi yükseltiyoruz
Kamu Emekçileri Sendikası Konfederasyonu (KESK) Amed Şubeler Platformu, Sanat Sokağı’nda çocuk istismarı, taciz ve cinsel istismara ilişkin basın açıklaması gerçekleştirildi. Basın açıklamasından önce kitle AZC Plaza önüne yürüyüş yapmak isterken polisler tarafından engellendi. Polisin engeli üzerine tartışma yaşandı. Kitle burada oturma eylemine geçerek düdük çaldı. Oturma eylemi esnasında sık sık, “Çocuğa uzanan eller kırılsın”, “Çocuk susar sen susma” sloganları atılırken, “Adalet koruma rehabilitasyon”, “Çocuk istismarına dur de” dövizleri taşındı. Yapılan oturma eyleminin ardından kadınlar polislere, kadınları değil tecavüzcüleri engelleyin, bir kez daha gördük ki çocuklardan yana değil tecavüzcülerin yanındasınız” diye tepki gösterdi.
Vakalar değil suç konuşulmalı
Kanarya Mahallesi’nde 5 yaşındaki bir çocuğun cinsel istismara maruz bırakılması, cinsel istismar olaylarını yeniden gündeme getirdi. Mezopotamya Ajansı’ndan Sadiye Eser’e değerlendirmelerde bulunan, cinsel sağlık uzmanı Eylem Karakaya’ya göre, bu tür olayların vakalar üzerinden tartışılması çözümden uzaklaşmaya neden oluyor. Çocuğa yönelik cinsel istismarın günümüzde önemli bir sorun olduğunu; ancak yeni bir olgu olmadığını söyleyen Karakaya, “Çocuğa yönelik cinsel istismar tarihte geçmişi uzun olmasına karşın vakaların tartışılması ve toplumların gündemine girmesi 1970’lerde olmuştur” diye belirtti. İnsanlık tarihinde istismarın hep var olduğunu dile getiren Karakaya, ancak toplumların bu duruma çok fazla tepki göstermediğini söyledi. Tepki olarak ortaya çıkan her hareketi de iyi değerlendirmek gerektiğinin altını çizen Karakaya, “Suçu değil suçluyu, tecavüzü değil, tecavüz edeni odağa alan, cinsel şiddet gerçeğini yok sayan hareketleri iyi okumak gerek.
Güç otorite ilişkisi
Cinsel istismar olaylarının önünü açan nedenlere de dikkat çeken Karakaya, şu değerlendirmeyi yaptı: “Güç-otorite (Güç-iktidar ilişkisi) anlayışı; güç algısı ataerkil iktidar anlayışıyla beslenmektedir. Özellikle erkeklerde güç kullanımı resmi olmayan hiyerarşiyi kurmak adına çocukluktan itibaren kullanılan bir mekanizmadır. Toplum liderlerinin, siyasilerin söylemleri, devletin olaylar karşısındaki tutumu istismar edene cesaret verir. Kişilerin güce sahip olmalarına ve bunu kullanmalarına sosyal, psikolojik, yasal ve dini öğretilerle onay/izin verilmektedir. Çoğu zaman bu izinler ve bu güç gösterileri toplumlar tarafından kültürümüz- geleneğimiz olarak savunulur ve normalleştirilir. Kadın ve kız çocukları üzerinden sürdürülen ‘namus’ anlayışı buna en iyi örnektir.”
Suç üzerinden yargılama
Yasal önlemlere de değinen Karakaya, “İstismar faillerine verilen cezalara indirim getirilmemeli. İstismar suç duyuruları sonrasında soruşturma/kovuşturma hızlı yapılmalı ve çocuk rehabilitasyon sürecine alınmalı. Yasalar tüm halk tarafından bilinmeli. İstismar vakaları sonrasında toplum vicdanını rahatsız eden kararlar alınmamalı (tutuksuz yargılama, indirim verme, serbest bırakma gibi). Bu durum, halkın istismarı fark ettikleri durumda bildirimini zorlaştıracaktır. Yargılama suç üzerinden yapılmalı. Suç üzerinden yapıldığında o suça yeltenmekte zorlaşmaya başlayacaktır. Hem yargı sistemi, hem toplum suçluya odaklanarak önerilen hadım gibi uygulamalarla asıl sorundan uzaklaşmaktadır” diye ifade etti.
‘Çocuklara inanın’
“Çocuklara cinsel eğitim verin” diyen Karakaya bunu yaparken neler yapılması gerektiğini de şöyle açıkladı: “Uygun kitap ve yayınlardan yararlanın. Çocuğun cinsel davranışlarını anlamaya çalışın. Cevap ve mesajlarınızda tutarlı olun. Konuşurken kaygısız ve rahat olun. Dürüst davranın; bilmiyorsanız bilmediğinizi söyleyin. Bedenin özelliği, özel alan, sınırlar hakkında konuşun. Duygulardan, duyguların ifade edilmesinden bahsedin. Kız-oğlan arkadaşlığını destekleyin. Doğru bilgi kaynaklarına yönlendirin. Cinsel organlardan söz ederken bilimsel isimlerini kullanmaya gayret edin. İstismar ile ilgili söyledikleri her şey dikkate alınmalı. Cinsel saldırı ile ilgili yalan söyleyemezler, olay anlattığı gibi olmasa da maruz kaldığı bir davranış/durum vardır. Mutlaka çocuklara inanın.”
İZMİR