İnsanlık, yaşam serüvenine başlarken varlık olmanın bir anlamlandırma çabasıyla beraber, ihtiyaçların sağlanmasına kadar bir anlam arayışı mevcut olmuştur. Öncelikle doğada görülen varlıkların mağara duvarlarına resmedilmesinden sembolize edilmesine, kavramsallaştırılıp, anlamlandırılmasına kadar hep bir faaliyet içinde olduğu bilinir. Sonrasında animizm, totemizm gibi inançlarla birleşmesi ve en önemlisi doğayla deneyimlemesiyle bazı bitkilerden hayvanlara, rüyada görülenlere, yıldız haritalarına kadar görülen tüm şeyler bir simgeye kavuştu.
Özellikle doğayla birlikte gelişim sağlarken buğday başağını bolluk diye nitelemiş, bazı hayvanların uğursuzluk getirdiğine inanılmış, bazı doğasal olayların felaket olduğu nitelemelerine kadar örnekler mevcuttur. Konumuz açısından bakarsak zeytin dalı, Nuh tufanından sonra beyaz bir güvercinin ağzında bir zeytin dalı ile gemiye geldiği dile getirilir. Yaşanan yok oluştan sonra canlı bir yaşamın ifadesi olan zeytin dalı gemidekiler için Tanrı’nın onlara barış elini uzattığını ve bağışladığı anlamını çıkarmışlardı.
Yunan mitolojisinde Atina’ya hâkim olmak isteyen tanrılar savaşında, her tanrı hünerini sergileyerek kentte söz sahibi olmak istediği geçer. Poseidon, üçlü mızrağını yere saplayınca deniz suyu fışkırırken, Athena da bir zeytin ekecektir. Mahkemede hünere göre verilen kararda, Athena’nın yaptığı daha göz dolduracaktır ve kent Athena’nın hâkimiyetine geçecektir.
Ve yaşamın canlılık üzerinden sonsuzluğa kavuştuğu bir hakikat.
Yaşamın canlılığı hassasiyet istediği gibi, zeytin de aynı itinayı istemektedir. Fidan haline bile getirirken 2-3 yıl geçmesi gerekirken, sonradan dikilmektedir, yine her toprakta yetişmemekteyken, sıcak bir iklim ihtiyacı vardır, soğukta en fazla -7 dereceye kadar dayanabilir. Ve bir zeytin ağacından zeytinin toplanması için 15 seneye ihtiyaç varken, buna karşın 1000 yıl boyunca üretim demektir. Hal buyken bu sonsuzluk iksiri için öncelikle doğaya zeytin dalının uzatılması, barışılması gerekir.
Zira vermediğiniz, iyi beslemediğiniz bir toprak neden sizi beslesin.
Realiteye gelirsek, 2018’de adına “zeytin dalı operasyonu” denilerek Efrîn’e girildi, yüzlerce ölüm ve binlerce insanın göçüyle beraber hâlâ operasyon devam etmektedir. Ve mesele zeytin demişken, birden zeytin piyasası çalkalandı, Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konseyi’nin kamuoyuna açıklaması üzerine Efrîn’den 50 bin ton “kaçak zeytinyağı” getirildiği ortaya çıktı. Sonradan dönemin Tarım ve Orman Bakanı, Meclis’te konuyla ilgili verilen soru önergesine verilen cevapta 5 bin tonluk zeytinyağının getirildiğinin itirafında bulundu ve devamında ise sebep olarak var olan üretimin yetmediğini dile getirmişti.
Ve neden yetmediği açıklamasına gelirsek, zira ülke içinde de zeytine karşı amansız bir savaş verilmekteydi. Yapılaşma, otel tesisi, santral gibi talan amacıyla imara açılmalar sürmekte. Bunun yanında 2014’te Soma’da kurulmak istenen termik santral için ilgili şirket bir gecede 6 bin zeytin ağacını bir gecede kesti. Yine Bursa’nın Mudanya ilçesinde bina inşaatı için bir gecede 100 tane zeytin ağacı dozerlerle söküldü. Sonrasında Amasra’da yine termik santral kurmak isteyen, şirketin biri arazi sahibini kandırarak tescillenmeyen onlarca zeytin ağacının olduğu araziyi satın alarak ağaçları kesmeye kaktı. Sonrasında 3573 sayılı Zeytinciliğin Islahı ve Yabanilerin Aşılattırılması Hakkında Kanun’un, ilk maddedeki zeytinliklerin tanımı değiştirilerek zeytine karşı açılan savaş mevzuata uydurulmaya başlandı.
Öyle ki zeytine açılan savaş, başrolünü Demet Akbağ’ın başrolünü oynadığı “Görevimiz Tatil” adlı filme konu olmuştu. 20 yıllık evliliğinde hiç tatile çıkmamış bir kadının, ailesiyle sonunda tatile çıkarken, şans eseri yolda karavanın bozulmasıyla köyde misafir olur. Şirketin birinin köyde bina yapmak adına kesmek istediği zeytinlikler meselesini öğrenir ve köylülerle beraber zeytinliğe sahip çıkar ve zeytinliklerin kesilmesi engellenir.
Bugün ise Burhaniye’de Ege Denizi’ne sıfır olan 24 bin metrekarelik zeytinlik olan arazi Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından turizm tesisi projesi amacıyla ihaleye çıkarıldı.
Ve artık zeytin dalı, doğaya, insana karşı savaş anlamına gelmektedir…