İran’da 15 yıldır tutulduğu cezaevinde ağır işkencelere maruz kalan Zeyneb Celaliyan, 8 Mart dolayısıyla kaleme aldığı mektupta şöyle dedi: ‘Bu zalimler sadece pişman olmamı istiyorlar. Yaşadığım bu kadar işkenceye ve zulme karşı nasıl tövbe edebilirim? İnan bana, zalimler üzerimdeki zulmü ve işkenceyi ne kadar arttırırlarsa, ben o kadar yiğit ve dayanıklı oluyorum’
İran’da 15 yıldır tutuklu bulunan ve bu süre zarfında işkencelere maruz kalan, sevk edildiği cezaevlerinde ailesiyle görüştürülmeyen Kürt siyasi tutuklu Zeyneb Celaliyan, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’ne dair bir mektup kaleme aldı. NuJINHA’da yayımlanan mektupta, Celaliyan ayrıca Kirmanşah’taki Sepah İstihbarat Hapishanesi’nde tanık olduğu işkenceyi de anlattı.
Zeyneb Celaliyan’ın mektubu şöyle:
“Annemin, sevdiklerinin yolunu gözleyen kadınların ve dünyadaki tüm kadınların 8 Mart’ını canı gönülden kutluyorum. Tarihe baktığımızda özgürlük tutkunu kadınların her zaman diktatörlük rejimlerine karşı savaştığını ve bu cesur kadınların da 8 Mart’ta kanlarıyla tarihe geçtiklerini görüyoruz. Ey zalimler bakın, görmüyor musunuz; katliamlarla, işkenceyle, hapsedilmeye biz kadınların taleplerini durduramayacaksınız. Bir kadın özgürlük yolculuğuna çıktığında hiçbir baskı onu daha önce verdiği yoldan geri çeviremez.
Ağır işkenceye uğradım
İslam Cumhuriyeti zalimlerinin elindeyken bunu hissettim. Giysilerim üzerimdeyken yırtıldı, gözlerim kapatıldı, ellerim ve ayaklarım demir parmaklıklara zincirlendi ve ağır işkencelere maruz kaldım. Ayaklarımın altına kamçı kablosu sıkışınca bacaklarım şişti ve yaralandı. O kadar acı çekiyordum ki artık hissetmiyordum. Bütün vücudum uyuşmuştu, artık vücudumu kontrol edemiyordum, pantolonum ıslanmıştı.
Bana kalan tek şey umudumdu
Evet çok yazık ama bu trajediyi başıma getiren insanları şahsen tanımıyorum. Ey uyanmış vicdanlar, onları suçlamaya hakkınız var, insanların özgürlüğü ve eşitliğinden başka bir talep yok. Suçlayın onları, ben on yıl önce böyle değildim, bu yaşadıklarım işkenceden. İşkenceciler bana işkence ettiğinde, bana kalan tek şey düşüncelerim, inançlarım, mücadele eden kadınlara ve geleceğe dair umudumdu. Kalem acımı yazamaz dersem büyümem, çünkü sana işkencemin küçük bir kısmını anlattım. Umarım bu gün anlamlı bir şekilde tüm kadınlar özgürlüklerine kavuşurlar.
Ey yiğit ve fedakar kadınlar…
Bazen dünyanın neresinde olduğumu ya da zamanımın neresinde sıkışıp kaldığımı düşünüyorum. Ne kadar uğraşırsam uğraşayım bir yolunu bulamayacağım. Bu benim hakkım mı? Vatandaşların ve akrabalarımın infazına tanık olmak ve nefes almamak mı? Savaş, kin, ikiyüzlülük, cinayet, işkence en normal zamanda oluyor ve zalimin her suç için bir sebebi ya da mazereti var ve benim için en acı olan da bu. Ey yiğit ve fedakar kadınlar, ateşin tereddüt ettiğini söyleyin. Kimse için ölüm istemiyorum, zalimler için bile. Zalimleri ülkemizden kovmak için zalimlere karşı birlikte mücadele edelim. Yarın hayatını kaybeden kadınlardan utanmamak için. Özgürlük ve eşitlik için bedel ödememiz gerekiyor.
10 arkadaşımın infazına tanık oldum
Ben Zeyneb, Zeyneb Celaliyan; İslam Cumhuriyeti’nin hapishanelerde işlediği yüzlerce suça tanık olan, iftiralara, aşağılamalara, işkencelere ve hepsinden kötüsü on mahkûm arkadaşımın infazına tanık olan bir Kürt kadınıyım. Bundan daha büyük acı var mı? Bu zalimler sadece pişman olmamı istiyorlar. Yaşadığım bu kadar işkenceye ve zulme karşı nasıl tövbe edebilirim? İnan bana, zalimler üzerimdeki zulmü ve işkenceyi ne kadar arttırırlarsa, ben o kadar yiğit ve dayanıklı oluyorum.”
KADIN SEERVİSİ