Zap, Avaşîn ve Metîna’ya dönük saldırılarda her gün yeni rakamlar açıklanırken bir uzman çavuşun yaşadıkları, hakikatin rakamlardan ibaret olmadığını gözler önüne seriyor. Uzman çavuş, Zap’tan dönmek için kolunu kırdığını anlattı
Selman Çiçek
Türkiye’nin Zap, Avaşîn ve Metîna bölgelerine dönük 7’nci ayını geride bırakan saldırılarda asker kayıpları artıyor. Savunma Bakanlığı açıklamalarına göre şuana kadar aralarında çok sayıda rütbelinin de olduğu 78 asker hayatını kaybetti. HPG ise, 7 ayda 2 bin 544 asker ve korucunun çatışmalarda hayatını kaybettiği açıkladı. HPG, 174 üyesinin de hayatını kaybettiğini duyurdu. Aynı açıklamada 11 helikopterin düşürüldüğü belirtildi. Yine 2 bin 837 kez yasaklanmış bomba ve kimyasal silah kullanıldığı açıklandı. Karadan yapılan bombalar ve masraflar dikkate alındığında devasa büyüklükte bir harcama da ortaya çıkıyor. Adını vermek istemeyen Zap’a gönderilen Êlih (Batman) doğumlu uzman çavuş, geri dönebilmek için silah tutan kolunu kırdığını kaydediyor.
Kayıp askerler
7 aylık süreçte bakanlık tarafından isimleri açıklanmayan birçok askerin kimliği de HPG tarafından açıklandı. 29 Mayıs’ta Metîna’da çıkan çatışmada Astsubay Kıdemli Çavuş Yunus Eylik, Uzman Çavuş Ali Taşkın (Siirt Komando Tugayı), Uzman Çavuş Mevlüt Çetin ve Uzman Çavuş Ahmet Akpınar’ın yaşamını yitirdikleri HPG tarafından açıklandı.
Rakamların dışında yansıyanlar
Savaşlarda öne çıkan hep rakamlar olur. Bu sayılar daha çok yaşamını yitirenleri sayısı olur kimi zaman yaşamını yitirenlerin dışında savaşın seyrini bilgilendiren veriler olur. Ama hiçbir zaman sayılar, hakikati bizlere göstermez. Bu yöntemle sayıların arkasındaki hayatlar gizlenir. Sayıların arkasındaki hayatların bıraktığı hikaye ve travmalar yok hükmündedir.
Yukarıda bir savaşın yıl boyunca rakamlarını sıraladık. Gerçeğe hiçbir zaman yakın durmayan rakamlardı bunlar. Belki her rakam birer gerçekti ama hakikat değildi. Asıl hakikat o rakamları taşıyanların taşıdığı hikayelerdi. Bu hikayelerden biri de ismini saklayan ama hikayesini anlatmaktan çekinmeyen bir Uzman Çavuş’un hikayesi.
Gerçekle yüzleşmek
Kürt bir birey, ekonomik sıkıntılardan, geçinememe sorunlarından ve hayata tutunamama derdinden insanlara kolay diye sunulan uzman çavuşluğa yönünü vermiş. Asker olacak, dolgun maaşını alacak. Bundan dolayı tüm sıkıntı ve dertlerinden uzaklaşacaktı. Çıktığı bu yolculukta gerçekliğin bu olmadığını gönderildiği Zap’ta anlamış.
Hiç bilmediği bir toprağa gittiğinde yüzleşmiş gerçekle. Hayalleri aldığı maaş ile hayatı kurtulacaktı ama gerçek gittiği coğrafyada hayatının sonlanma ihtimali idi. Bu ihtimal onu sarsmış, hakikatin yakıcılığını ilk kez yaşamış. Bu gerçeklik ise savaş gerçekliğinde başına gelebilecek her türlü olumsuzluk hali.
Ölümden kaçmak
Bilmediği bir coğrafyada yüzleşmiş hakikat ile uzman çavuş. Belki de hayatında ilk kez ölüm ile karşı karşıya kalmış. Ölüm gerçekliğinden sıyrılmak için bir çare aramış. Çareyi de silah tutan kolunu kırmakta bulmuş. Çünkü, silah tutan kolunu kırdığında savaş alanından uzaklaşacak ve ölüm gerçeğinden bir nebze de olsa uzaklaşacaktı.
Çatışma anında bilinçli bir şekilde koluna kıran uzman çavuş, tedavisi için hastaneye kaldırılır. Kolu alçıya alındıktan sonra iyileşme süreci için Êlih’e gelir. Bir tesadüf sonucu görüştüğüm uzman çavuşun dinlediğim hikayesi, savaşta yaşananların sayılardan ibaret olmadığını, birçok hayatı derinden etkilediğini gösteriyor.
Kolunun yakın zamanda iyileşeceğini tekrar askere gideceğini söylediğimizde ise bu sefer gerekirse ayağımı kırarım cevabını veriyor. Peki ‘Neden istifa etmiyorsun’ diye sorduğumuzda ise istifa etmek istediğini ancak yapılan sözleşmelerden dolayı buna izin vermediklerini söylüyor.