Zihinsel engelli 2’si çocuk 3 kardeşi cinsel istismara maruz bırakan korucu Tekin Gülaçtı’nın ağır ceza alması için kadın kurumları ve avukatlara seslenen Songül Özünver, herkesi 19 Eylül’deki duruşmaya çağırdı
Van’ın Gürpınar ilçesine bağlı bir köyde, 15 Aralık 2016 tarihinde zihinsel engelli 2’si çocuk 3 kardeşe cinsel istismarda bulunan korucu Tekin Gülaçtı’nın tutuklu yargılandığı davanın 5. duruşması önceki gün görüldü. Duruşmada savunma yapan tutuklu sanık Tekin Gülaçtı, daha önce kabul ettiği cinsel istismarın başka kişi ya da kişiler tarafından gerçekleştirildiğini iddia etti. Mahkeme heyeti ise, bu iddiaları dikkate alarak araştırılması için duruşmayı 19 Eylül’e erteledi. Davayı aile ile birlikte yaklaşık 2 yıldır takip eden aktivist Songül Özünver, bu davaya ilişkin ne kendisinin ne de ailenin artık tahammülünün kalmadığını ve sanığa gereken en ağır cezanın verilmesi gerektiğini söyledi.
‘Çocuklar travma yaşadı’
Hem ailenin hem de çocukların psikolojik açıdan büyük bir travma yaşadığını kaydeden Özünver, “Bu istismar sadece bir kez yaşanmamış, sanık ifadelerinde ortaya çıkan sonuç gösteriyor ki, sanık defalarca çocukların evine gitmiş. Üç kardeşten en büyüğü 22 yaşında ve aileyi ziyaret ettiğimizde, kendisi defalarca Tekin Gülaçtı’nın cinsel saldırısına maruz kaldığını söylemişti. 20 ay oldu, fakat dava bir türlü sonuçlanmadı. En son katıldığımız duruşmada çocukların babası ‘artık yeter sanığa ceza verilsin, ben dayanamıyorum’ diye tepki gösterdi. Bizler de aileyle birlikte öfkeliyiz” dedi.
‘Aile köyü terk etti’
Çocukların maruz bırakıldığı cinsel istismar sonrası ailenin köyden göç etmek zorunda bırakıldığına dikkat çeken Songül Özünver, şöyle dedi: “Yaşanan istismardan kaynaklı aile köyü terk etmek zorunda kalarak il merkezine taşındı. Aileyi ziyaret ettiğimizde derme çatma bir eve yerleşmişlerdi. Çocuklardan ikisi devlete bağlı sevgi evlerinde korumaya alınırken, en büyüğü ise bir rehabilitasyon merkezinde tedaviye başladı. Yargılama süresi boyunca ailenin gönüllü avukata vekaletname çıkaracak kadar bile parası yoktu. Hiçbir avukata vekaletname çıkaramadığı için ise, dava devlet tarafından gönderilen avukatlarla sürdürülüyor.”
‘Kamuoyu baskısı önemli’
Başta kadın kurumları olmak üzere kamuoyunun aileyi yalnız bıraktığını vurgulayan Özünver, “Önceki davalarda gördük, kamuoyu baskısı bir davanın sonuçlanmasında çok büyük rol oynuyor. Fakat, bu davayı yerel ve ulusal basın yeterince gündemleştirmediği ve kadın kurumları davayı sahiplenmediği için şu anda hiçbir sonuç alınamıyor. Üstelik ilerideki duruşmalarda belki de sanığa beraat kararı bile çıkar. Çünkü 38 günlük bebeğin istismarında en ağır cezalara çarptırılan 3 sanıktan ikisinin beraat ettiğine bizler şahit olduk. Bir sonraki duruşmada bu istismar sanığının da beraat etmeyeceği ne malum?” diye belirtti.
‘Beraate izin vermeyelim’
İstismar ve kadın katliamları normalmiş gibi hayatımızı sürdürmememiz gerektiğini vurgulayan Songül Özünver, “Buradan baro ve gönüllü avukatlar başta olmak üzere, kadın kurumları ve tüm kamuoyuna sesleniyorum; Bir daha ki duruşmada bir istismar zanlısının daha beraat etmesine izin vermemeliyiz” dedi. Özünver, herkesi 19 Eylül’de görülecek duruşmaya çağırdı.
VAN