Koronavirüs salgınında yüz yüze eğitim için çocuklarını okullara gönderen veliler, eğitimciler ve kurumlar, alınan tedbirlerin yetersizliğinden dolayı kaygılı olduklarını belirterek, sorumluluğun MEB’de olduğunu vurguladı
Koronavirüs (Kovid-19) salgını nedeniyle ara verilen yüz yüze eğitim, 12 Ekim itibariyle ilkokullar, 8’inci ve 12’nci sınıflar, lise hazırlık sınıfları ile özel gereksinimli çocukların okullarında başlatıldı. İlkokul 1, 2, 3, 4’üncü ve ortaokul 8’inci sınıflarda haftada iki gün toplam 12 ders saati, İmam Hatip okullarında ise hafta iki gün toplam 14 ders saati uygulanıyor. Millî Eğitim Bakanlığı (MEB) yüz yüze eğitim için çocuğunu okula göndermeyen velilerin yazılı onayını alırken, okula gelmeyen öğrenciler devamsız sayılmıyor. Ancak, öğrenciler uzaktan eğitimle devam edip müfredattan sorumlu tutulacak.
‘Eksiklikler velilerin sırtına yüklendi’
Veli-Der Ankara Şube Başkanı Hülya Daran Deveci, salgın nedeniyle okullarda alınmasını istedikleri tedbirlerin tamamlanmamasından kaynaklı endişeli oldukları belirtti. Okullardaki eksikliklerin velilerin sırtına yüklendiğine dikkati çeken Deveci, “Kayıt sıralarında velilerden dezenfektan, maske, eldiven isteniyor. Bütün planlamalar okul idarelerine bırakılmış durumda. Merkezi bir önlem söz konusu değil. Okula gönderme de isteğe bağlı olunca sorumluluk velilere yüklendi. Ama sorumluluk MEB’de ve yerine getirmesi gerekir” diye konuştu.
MEB süreci şeffaf yürütmüyor
“Kış gelince kapalı ortam koşullarında nasıl önlemler alınacak” diye soran Deveci, çocuklarının korunup korunmayacağından ve beslenmelerinden endişeli olduklarını söyledi. Deveci, “Sadece dezenfektan koyulduğunu görüyoruz. Bunun sürekliliği konusunda da bir endişe var” dedi. MEB’in süreci şeffaf yürütmediğini söyleyen Deveci, önlemlerin bilim insanlarının önerileri doğrultusunda alınmasını istedi.
Eğitim Sen: Sorunlar devam ediyor
Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen) Merkez Kadın Sekreteri Derya Yulcu ise, uzaktan eğitim sırasında milyonlarca öğrencinin altyapı ve teknik ihtiyaçlardan kaynaklı yaşadıkları sorunlara değindi. Buna karşı, tüm önlemlerin alınarak yüz yüze eğitime geçilmesini daha önce talep ettiklerini anımsatan Yulcu, “Yüz yüze eğitime geçiş öğrencilerin kişisel psikolojik açıdan gelişmesi için çok önemli. Fakat 7 ay geçmesine rağmen hala aynı sorunlar devam ediyor. Öğrenciler için maske dağıtımı, dezenfektan, ateş ölçme, temel ihtiyaçların karşılanmadığını ve okullardaki hijyen sorunlarının devam ettiğini görüyoruz. Köy ve mahalle okulların açılmasını, kullanılmayan kamu binalarının derslik olarak kullanılmasını istedik fakat hiçbiri yapılmadı” dedi.
Müfredat aynı
Müfredatın halen aynı olduğunu söyleyen Yulcu, “Öğrencilerin ders görme şekli azalmış durumda. İlkokul öğrencileri normalde 30 saat ders görür ama şu an 18 saat görüyor. Bu da geçmiş dönemlere göre ciddi bir kayıp demek. Bunun yanında Beden Eğitimi ve Müzik dersleri uzaktan yapılıyor. Fakat Matematik dersini azaltılıp Din Kültürü dersinin bir yere sıkıştırıldığını görüyoruz. Bu yine siyasi bir tercihtir. Çocukların gelişimi ve temel becerilerini arttırmak için dersler bilimsel şekilde planlanmalı” diye belirtti.
‘Yıpranma söz konusu’
Görüş ve önerilerinin kayda alınmadığını dile getiren Yulcu, eğitime bütçe ayrılmasını ve MEB’in ilgili tüm kurumların görüşlerine başvurmasını istedi. Yeni süreçle birlikte öğretmenlerin iş yükünün de arttığına dikkati çeken Yulcu, “Öğretmenler hem uzaktan eğitimi hem de yüz yüze eğitimi veriyor. Ciddi bir yorulma, yıpranma söz konusu. Aynı zamanda veliler tarafından şiddete uğrama riski de artıyor” uyarısında bulundu.
‘Gerekli önlemler uygulanmalı’
Ankara Tabip Odası Genel Sekreteri Muharrem Baytemur de, okulların açılmasının önemli olduğunu ancak vakaların azaldığı bir zaman açılması gerektiğine işaret etti. Baytemur, “Şu an aksine arttığı bir zamandayız. Gerekli önlemler uygulanmalı. Fakat bütün okulların şartları buna uygun değil” dedi. Çocukların hastalığı semptomsuz atlatabildiğine dikkati çeken Baytemur, çocukların aynı zamanda bulaş kaynağı olabileceği uyarısında bulundu.
‘Her okulda bir sağlık kurulu’
Okullarda sürekli takibin yapılması gerektiğine vurgu yapan Baytemur, şunları söyledi: “Kalabalık ortamlar oluşturulmamalı, maske, dezenfektan kuralları uygulanmalı, her okulda bir sağlık kurulu, sağlık çalışanı olmalı, okullara hijyen malzemeleri sağlanmalı, temizlik görevlileri atanmalı ve belli aralıklarla toplu kullanım yerleri, tuvaletler temizlenmeli, öğretmen ve öğrenciler hem sınıfta hem de servislerde fiziksel mesafeye uymalı, giriş çıkışlar kontrol edilmeli, toplu etkinliklerin ertelenmeli ya da yüz yüze yapılamamalı.”
MA / Eylem Akdağ