Bazı insanlar vardır onlara yaşlılığı hatta ölümü yakıştıramazsınız. Öldükten sonra bile eserleri ve mücadelesiyle toplum katında varlığını sürdürürler. Musa Anter böyle bir isim.
Musa Anter’in doğduğu yılı bir iki yıl öncesinde gösterenler olsa da genel kabul 1920’dir. Gazeteci-yazar sevgili Hüseyin Aykol’un belirttiği gibi: “Doğum yılı bunca tartışmalıyken; bir de doğum gününü sormasın kimse. Apê Musa, 1920 doğumludur ve 1920 yılının her günü, onun doğum günüdür.”
Evet.. Musa Anter 100 yaşında. Onun yaşam serüveni Türkiye’nin bir türlü oluşturamadığı demokrasisinin de hikayesi gibidir. Tarihe düşürülmüş dipnotlar gibidir.
Bu tarih çığlıklarla, hawarlarla oluşmuş bir tarihtir… Bu tarih; 7 yaşındaki gazete satıcılarından 70’lik Apê Musa’ya uzanan kan, zulüm ve katliamlarla dolu bir halkın tarihidir.
***
Yazarlığı gibi aynı zamanda iyi bir anlatıcı. Metaforlarla, hiciv ve ironiyle beslenen mizah başattır onda, hem de karası.
Musa Anter’in hayatı Kürtlerin durumunu günümüze kadar en iyi açıklayan belge niteliğindedir adeta.
Apê Musa ömrü boyunca verdiği mücadelede, yazdığı yazılarda, yaptığı sohbetlerde Anadolu mozaiğinde yaşayan tüm halkların malzemesini, kokusunu ve rengini kapsayan bir retorik kullandı… Bıkmadan usanmadan kardeşlik ve dostluktan, bu ülkenin bütünselliğinden söz etti.. Ama ne yazık ki halklar bahçesi olunabilecek bu toprakları halklar mezarlığına çevirmek isteyen umudun, güzelliğin ve ışığın düşmanları tarafından katledildi…
Vurulduğu yerde, orda tarihin yüzüne bir kez daha kan sıçramıştır… Bu tarih çığlıklarla, hawarlarla oluşmuş bir tarihtir… Bu tarih 7 yaşındaki gazete satıcılarından 70 lik Apê Musa’ya uzanan kan, zulüm ve katliamlarla dolu bir halkın tarihidir. Apê Musa’nın ‘Kımıl’ adlı kitabında ‘He rebiyo evqas derd u bela gi ji ku tê..” (Allahım bunca dert ve bela nereden gelir) diye haykırdığı bir hawarın tarihidir..
***
Apê Musa; bugün, Kürt halkı adına kendinde konuşma hakkı görenlere, Kürt halkının geleceğiyle ilgilenenlere, mücadele ediyorum diyenlere hala anlamlı mesajlar veriyor, didaktik olmayı sürdürüyor… Bugün kendine aydın misyonu biçenler Apê Musa’nın kişiliğine, barış sevdasına, direngenliğine ve onurlu yaşamına bir kez daha dönüp bakmalıdır..
Onun yaşamı ve mücadelesi sonraki kuşaklar için kıssadan hisselerle doludur. Barıştan yana ve şiddete karşı olduğu için Yaşar Kemal ona “Öfkesiz Kürt” lakabını takmıştı. Ama kalem ile mücadele eden Musa Anter Kürdüm dediği için hakkında soruşturmalar açılmış, yazdıkları kitaplar ve ödün vermez duruşu yüzünden yıllarca hapis yatmıştır.
Onu anlatmaya zaman kifayetsiz kalır. Sözcüklerin dili tutulur… Anlam incinebilir… Onu anlatmak sayfalara, kitaplara sığmaz. O bir destana yazdırdı adını. O tarihin sağır kulaklarına yankılanan bir mesaj oldu… Halkını çok sevdi O… Halkı da Onu unutmadı…
Anısına saygıyla.