Döviz kurunun artışı, işsizlik ve pandemi süreci ile belirgin hale gelen kriz yurttaşların hayat şartlarını zorluyor. Yurttaşlar ise çözümün iktidarın değişmesi ile geleceğini söylüyor
Her geçen gün derinleşen ekonomik krizle birlikte ortaya çıkan hayat pahalılığı ciddi boyutlara ulaştı. Koronavirüs (Kovid-19) salgınıyla birlikte daha da görünür hale gelen söz konusu durumdan kaynaklı toplumun birçok kesimi geçinmekte zorlanıyor. Bu tablonun en ağır boyutu ise, milyonlarca yoksulun bulunduğu İstanbul’da yaşanıyor. MA’dan İdris Sayılgan’a yurttaşla içinde bulundukları durumu anlattı
Emekli aylıkları asgari ücrettin çok altında
Çalıştığı iş yerinden 2 ay önce emekli olan Murat Boyacı (63), bin 557 TL emekli maaşının bulunduğunu ve bununla kirasını bile ödeyememekten dert yandı. Boyacı, bundan kaynaklı ilerleyen yaşına rağmen farklı bir iş bularak çalışmaya devam ettiğini ifade etti. Boyacı, yaşadığı zorlukları şu sözlerle anlattı: “Kiram olmasa geçinebilirim ama kiram olduğu için çalışmak zorundayım. Emekli aylığım çok düşük. Bu maaş ile gel de geçin? Ancak karnımızı doyurabiliyoruz. Türkiye’de emekli olup da çalışmayacağım diye bir kaide yok. 3 bin lira da alsan yine çalışacaksın, yoksa geçinemezsin. En düşük kira fiyatları 2 bin ile 2 bin 500 TL’den başlıyor. Diğer giderleri hesaplamıyorum bile. Bir ayakkabım var, pantolonum var, tişörtüm var bu kadar. Başka da bir şey yok.”
İktidarın değişmesi gerekiyor
Mevcut iktidar AKP’nin “israfa ve ranta” dayalı politikalar yürüttüğüne dikkati çeken Boyacı, “Durumun kötü olmasının nedeni hükümetin bol bol para harcaması. Eşine, dostuna, akrabasına ve çevresindekilere suni işler yaratıp, paraları onlara aktarması. Fırsat bu fırsat, hükümeti kaybedene kadar ne var ne yok hepsini götürecekler” dedi. Boyacı, krizin ortadan kalkması için AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın herkese güven vermesi ve herkesi kucaklaması gerektiğini vurgulayarak, “Cumhurbaşkanı’nın partili olmaması lazım. Eskiden de yanlıydı ama bu kadar değildi. Ama şimdi hiç sınır yok. Sınırsız bir eş dost kayırma var. O yüzden düzeleceğine inanmıyorum. Bu hükümet gitmediği sürece bu kriz asla düzelmez” diye konuştu.
Yüksek lisans mezunu işsiz
2 üniversite okuyarak, yüksek lisans yapmasına rağmen işsiz olan Özge Yurtsever de ekonominin gidişatından memnun olmayanlardan birisi. Bir süre yaptığı ücretli öğretmenliği, gelirinin az olması nedeniyle bırakmak zorunda bıraktığını aktaran Yurtsever, annesiyle beraber, yaşamını yitirmiş babasından kalan maaşla geçinmeye çalıştıklarını anlattı. Yurtsever, “Halen boştayım, iş arıyorum ve bulamıyorum. Gerisini siz düşünün. Söyleyecek bir şey bulamıyorum. Rahmetli babamın aylığını alıyorum. Çalışamıyorum, ölmüş bir insanın maaşı üzerinden geçiniyorum. Başka türlü geçinmem mümkün değil zaten. Bu kadar şeyden sonra annemle yaşıyorum, annem bana bakıyor. Her şeyin güzel olmasını umut ediyoruz ama pek umudum yok” şeklinde konuştu.
Karın tokluğuna çalışıyoruz
Mahsun Avunç (25), AKP’nin politikalarından kaynaklı yaşanan krizin salgın döneminde daha da derinleştiğine değindi. Avunç, bu durumun halkı olumsuz etkilendiği, birçok işyerinin kapandığını ve işsiz sayısının katlanarak arttığını belirtti.
Tekstil atölyeleri sayesinde ihtiyaçlarını karşılayabildiklerini kaydeden Avunç, “Şu anda kriz büyük. Zaten bir kriz vardı virüs krizi ikiye katladı. Esnaf olduğumuz için biraz kazanabiliyoruz ama pek geçinemiyoruz açıkçası. Hayati ihtiyaçlarımızı karşılayabiliyoruz sadece. Karın tokluğuna yani. O kadar” sözleriyle yaşadıkları durumu özetledi.
Salgın sürecinde işten çıkarıldım
Salgın sürecinde güvenlikçi olarak çalıştığı Sabiha Gökçen Havaalanı’nda işten çıkarılan ve şu an gündelik işlerle geçimini sağlamaya çalışan Habip Yaşar (25), birçok kez iş bulmakta zorlandığını söyledi. Yaşar, “Şu an iş aradığımda torpil gerekiyor. Okuyan olsun, polis olsun torpil olmadan hiçbir yere giremiyor. Bu nedenden dolayı insanlar iş bulamıyor. İşsizlik ve ekonomik zorluklar bir süre sonra insanları psikolojik olarak olumsuz etkiliyor. Yol tükenince insanlar farklı yollara başvurabiliyorlar” dedi.
Geleceğe dair umutlu olmadığını dile getiren Yaşar da, vergilerin yüksekliği ve işsizlikten dert yandı. Yaşar, şunları söyledi: “Asgari ücrete çalışan birini düşünün. Bir de evli olsa. Kiralar en aşağı bin 500 TL. Faturalar geliyor, elektrik, doğalgaz, su falan derken 800 TL de oraya gidiyor. Zaten maaş gitti. Bir de yeme içmeyi düşünün. İnsanlar günlük yaşıyorlar. Ekstradan bir hastane masrafları çıksa borca bile girebiliyor. Hayat şartları çok zor. Umudum yok. İyiye gideceğini sanmıyorum.”
HABER MERKEZİ