KESK, İzmir’de “Halk için bütçe, Demokratik bir ülke istiyoruz” talebiyle bölgesel miting düzenliyor. Mitinge çok sayıda yurttaş katıldı
Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) İzmir Şubeler Platformu, “Halk için bütçe, Demokratik bir ülke istiyoruz” talebi ile bugün İzmir’de bölgesel bir miting düzenliyor.
Saat 13.00’da Cumhuriyet Meydanı’nda gerçekleşen toplanmaların ardından miting alanı olan Gündoğdu Meydanı’na yürüyüş başladı.
KESK bağlı Ege bölgesinden sendikaların yansıra DİSK, Halkevleri, EMEP İzmir il örgütü, HDP İzmir il örgütü ve İzmir milletvekili Serpil Kemalbay, Sol Parti ve yöre dernekleri katıldı. Miting kortejlerin Gündoğdu Meydanı’na yaptığı yürüyüşle başladı.
Talepler sıralandı Birçok kentten sabahın ilk saatlerinde gelen emekçiler yoksulluğa, krize, işsizliğe karşı sloganlar attı. Renkli görüntülerin yaşandığı mitingde talepler pankart ve dövizlerle dile getirildi. Günlerdir hazırlığı yapılan mitingde emekçiler “Aynı gemide değiliz; ekonomik krizin faturasını biz emekçiler değil, krizi çıkaranlar ödesin! Yoksulluk, kriz, işsizlik kader değildir!” diyerek yaşananlara tepkilerini dile getirdi.
Polisten pankarta yasak
Miting sırasında Komünist KÖZ’ün taşıdığı, “Kürtlerin zincirine ses çıkartmayan insanca yaşamdan söz etmesi!” pankartı polis tarafından “miting gündemi ile alakalı olmadığı” gerekçesi ile alana girişi engellenmeye çalışıldı.
KESK Eş Genel başkanı: Emekçiye cehennemin taşlarını döşediler
Mitingde söz alan KESK Eş Genel Başkanı Aysun Gezen, Türkiye’nin adım adım ekonomik, siyasal, toplumsal bunalıma içine itildiğini söyledi. “Bir avuç mutlu azınlığın dışında kalan herkesin, hepimizin geleceğe ilişkin umutları karartılmak isteniyor” diyen Gezen, AKP ekonomi politik tercihlerinin ülkeyi her gün biraz daha fazla uçuruma sürüklediğini ifade etti. Gezen, “Yeni yıla yine rekor kıran işsizlik oranlarıyla, yüksek enflasyonla, hayat pahalılığıyla girdik. Ülkemizi uluslararası mali sermayenin yağmasına açanlar, ucuz iş gücü cenneti yaratanlar emekçiler için ise cehennemin taşlarını döşediler” diye konuştu.
‘Haklarımız gasp ediliyor’
KHK’lerle on binlerce kamu emekçisinin işinden, ekmeğinden edildiğini hatırlatan Gezen, “Ağaç kökü yesinler dedikleri KHK’lilerin seyahat, eğitim hakkını gasp ettiler, banka hesabı açmayı dahi yasakladılar. Seçme ve seçilme hakları gasp edildi, halkın iradesini yok sayarak atadıkları kayyumlar eliyle emekçiler işlerinden edildi” dedi. Borçlanmaya, dış finansmana, ranta, spekülasyona, betonlaşmaya dayalı ekonomik modelin çöktüğünü ifade eden Gezen, krizin faturasını emekçilerin ve halkların sırtına yıkılmak istendiğini söyledi. Gezen, şöyle devam etti: “Son bir yıl içinde elektriğe yüzde 45, doğalgaza yüzde 44, peynir, süt, yoğurt gibi süt ürünlerine yüzde 35, çaya yüzde 32, köprü geçiş ücretlerine yüzde 47, toplu taşıma ve ulaşıma, tütün ürünlerine ve bebek mamasına yüzde 40, bebek bezine yüzde 35, akaryakıta yüzde 22 zam yapıldı. Son iki yıl içinde ise elektriğe yapılan zam oranı yüzde 75’i, doğalgaza yapılan zam oranı ise yüzde 65’i geçti. Yılın daha ilk haftasında Osmangazi ve Yavuz Sultan Selim Köprülerinin geçiş ücretlerine yüzde 14 zam yapıldı. İstanbul, Ankara, İzmir başta olmak üzere büyük şehirlerde ekmeğin fiyatı son sekiz ayda yüzde 50 zamlandı. Çarşı, pazar el yakıyor.”
Emekçilerin ücretlerinden kesilen vergilerle oluşturulan bütçeden iktidarın 2020 vergi adaletsizliğini derinleştirmeye devam ettiğini vurgulayan Gezen, “Bizim yarattığımız kaynakları, ihtiyaçlarımızı ve taleplerimizi karşılamak yerine vergi afları, alınmaktan vazgeçilen vergi tutarları ve teşviklerle sermayedarlara peşkeş çekiyor. Güvenlik ve savunma sanayi harcamaları adı altında silahlanmaya, savaş politikalarına aktarıyor. Yatırım yok, üretim yok, istihdam, iş güvencesi yok, insanca yaşanacak bir ücret yok. Toplumsal cinsiyet eşitliği körü bu bütçede bir tek bu bütçeyi oluşturanlara pay yok” diye konuştu.
‘AKP savaşa sarılıyor’
AKP artık ülkeyi yönetemediğine dikkati çeken Gezen, ekonomik, toplumsal, siyasal krizini aşmak için ise baskı, şiddet ve savaş politikalarına başvurmaktan çekinmediğini söyledi. AKP’nin yeni Osmanlıcılık hayalleriyle girdiği Ortadoğu’da paylaşım savaşlarından pay kapmak, içeride ise kendi ömrünü uzatıp emekçilerin asıl gündemini perdelemek için Libya tezkeresine sarıldığını ifade eden Gezen, şunları söyledi: “Milliyetçi, gerici, şoven politikalarla bizleri birbirimizin düşmanı haline getirerek bu ülkenin asıl gündemini, işsizliği, yoksulluğu, güvencesizliği, geçim derdini, hayat pahalılığını, KHKleri, hukuksuzlukları konuşulamaz hale getirmeye çalışıyor.”
Emekçilerden alınan kaynaklarla yandaşa sermayeye, savaşa aktarılmasına dayalı, istihdam ve üretim yaratmayan, toplumsal cinsiyet körü bu bütçeyi kabul etmeyeceklerini vurgulayan Gezen, taleplerini şöyle sıraladı:
* Kriz bahanesi ile yaşanan işten çıkarmalara, ücretsiz izinlere
* İş güvencemizi ortadan kaldırmayı hedefleyen her türlü güvencesiz istihdam uygulamasına son verilmesini istiyoruz
* Kadınların sürekli ve güvenceli işlerde istihdam edilmesinin önündeki tüm engellerin kaldırılmasını
* Kamuya alımlarda eşitsizliği artıran, torpilin, kayırmanın, kadrolaşmanın önünü açan mülakat, sözlü sınav, güvenlik araştırması ve arşiv kaydı uygulamasına son verilmesini istiyoruz
* Elektrik, doğalgaz, su, akaryakıt, ekmek, toplu taşıma gibi temel ihtiyaçlara yapılan zamlar geri alınmalı
* Tüm emekçilerin ücretlerinin insanca yaşanacak bir seviyeye çekilmesi için ek zam yapılmalı
* Hem kamu emekçilerinin hem işçilerin TÜİK’in resmi hedeflenen enflasyon rakamlarını temel alan toplu sözleşmeleri hükmünü çoktan hükmünü yitirmiştir. Bu toplu sözleşmeler derhal yenilenmeli, maaşlarımızda-ücretlerimizde yaşanan gerçek enflasyon oranında, satın alma gücümüzdeki azalma ve ekonomik büyüme oranları dikkate alınarak artış yapılmalıdır
* Demokrasiyi yok eden tüm uygulamalara, hukuksuzluklara, kayyumlara son verilmeli, halkın iradesi tanınmalı
* KHK ile ihraç edilenler tüm haklarıyla iade edilmelidir
* Kar, faiz ve servet gelirlerine tanınan ayrıcalıklar kaldırılmalı
* Asgari ücret vergi dışı bırakılmalı
* Temel tüketim maddelerinden alınan KDV sıfırlanmalı
* Birinci vergi dilimi yüzde 15 ten yüzde 10’a düşürülerek, yoksulluk sınırına kadar olan maaşlar-ücretler birinci vergi diliminde sabitlenmelidir
* Kamu kaynaklarının kimlerden toplanacağına, hangi ihtiyaçlar için harcanacağına halkın, sendikaların, demokratik kitle örgütlerinin katılımıyla karar verilmeli; süreç açık, şeffaf yürütülmeli ve denetlenebilir olmalı
* Toplumsal cinsiyet eşitliği hayatın her alanında olduğu gibi yarattığımız kaynakların harcanmasında esas alınmalı
* Özelleştirme soygununa, kamu hizmetlerinin piyasalaştırılmasına, yağma ve talana son verilmeli
* Temel kamusal hizmetlerin herkes tarafından eşit, ulaşılabilir, nitelikli bir şekilde sunulmasına öncelik verilmeli
* Savunma ve güvenliğin daha fazla silahlanmaktan değil, demokrasinin tüm kurum ve kurallarıyla işletilmesinden, adaletin tesisinden geçtiği gerçeğinden hareketle kaynaklarımız barış ve demokrasi için kullanılmalıdır
Miting İzmir Müzisyenler Derneği’nin Kürtçe, Türkçe ve Arapça olarak farklı dillerde verdiği konserle sona erdi.