Afrin operasyonuna ilişkin ‘savaş değil, diyalog’ yönünde dönemin tüm milletvekillerine mektup gönderen; aralarında eski bakanlar, yazar ve sanatçıların da olduğu Yurttaş Girişimi üyeleri hakkında soruşturma açıldı.
Türkiye’nin ÖSO ile Afrin’e yönelik başlattığı operasyonunun durdurulmasına yönelik milletvekillerine mektup gönderen Yurttaş Girişimi üyeleri hakkında soruşturma açıldığı ortaya çıktı. Soruşturma açılan mektubu gönderenler arasında eski bakanlar Fikret Ünlü, Ertuğrul Günay ve Ziya Halis’in yanı sıra Zülfü Livaneli, Gülriz Sururi, Genco Erkal, Halil Ergün, Hasan Cemal, Ayşe Hür, Rakel Dink, Lale Mansur, Suavi, Tarhan Erdem, Ufuk Uras gibi isimler yer alıyordu.
Talimat A Haber’den!
Diken’de Kemal Göktaş’ın haberine göre, mektubun kamuoyuna yansımasından 11 ay sonra, mektupla ilgili A Haber tarafından 24 Ocak 2018’de yayınlanan “170 imza ile ikinci bildiri skandalı” başlıklı haber de dosyaya konularak ifade alma işlemleri başlatıldı. Soruşturma kapsamında bazı isimlerin polis tarafından Terörle Mücadele Şubesi’ne çağrılarak ifadelerinin alındığı belirtildi.
Habere göre, polis, ifadesini aldığı isimlere “Operasyonun PKK’nın Suriye uzantısı olan PYD’ye karşı yapıldığı göz önüne alındığında operasyonun yapılmamasının istendiği bildiriyi imzalamaktaki amacınız nedir?” sorusu da yöneltti.
Ne olmuştu?
24 Ocak’ta aralarında eski bakan, oyuncu, yazar, yönetmen ve gazetecinin de bulunduğu 170’i aşkın isim, Afrin’e yönelik operasyonun durdurulmasını talep eden ortak bir mektubun altına imza atarak başta AKP’li milletvekilleri olmak üzere Meclis’teki tüm vekillere elektronik posta ile göndermişti.
Savaş değil diyalog çağrısı yapılmıştı
Mektup’ta şöyle dniyordu: ”Ülkemizde ve bölgemizde savaş değil sulh ve sükûn istiyoruz. Sınırlarımızı korumanın ve beka sorunu yaşamamanın en iyi yolunun karşılıklı dostluk ve iyi komşuluk bağlarını güçlendirmek olduğuna inanıyoruz. Güvenliğimizin milyarlara mâl olan silahlanmayla, gencecik insanların yaşamı pahasına ve on binlerce aileyi yersiz yurtsuz bırakacak bir savaşla değil, karşılıklı müzakere ve iş birlikleri üzerinden sağlanacağını, üstelik bunun mümkün olduğunu, tecrübe ile biliyoruz. Türkiye’ye bir tehditte bulunmayan, Suriye toprağı olan Afrin’e silahlı müdahalenin bölgemize ve ülkemize barış ve güvenlik değil, daha büyük sorunlar, yıkım ve acı getireceğini, Kürt yurttaşlarımızı da yürekten yaralayacağını biliyoruz.
Orta Doğu’yu bir vekalet savaşları cehennemine çevirmiş olan yabancı devletlerin oradaki askerî varlıkları bile uluslararası hukukun ihlaliyken, onların arasına katılmak gibi bir niyet ve bu yönde atılacak adımlar ülkemizi sadece hüsrana uğratacak, on yıllarca telafisi mümkün olmayacak toplumsal, siyasal, ekonomik ve insanî kayıplara yol açacaktır.
Yurttaş kimliğimiz ve sorumluluğumuzla, halkımızın ve tarihin önünde siz yetki sahiplerini uyarıyor, sesimize kulak vererek sağduyulu davranmaya, savaşı derhal durdurmaya ve sorunu diyalogla çözmeye davet ediyoruz.”