Kobanê Davası’nda savunma yapan Yüksekdağ, AİHM kararlarının uygulanmamasına tepki göstererek, ‘Şuan ben tahliye edildim mi edilmedim mi bilmiyorum…Yargı sarayda AİHM kararı nasıl uygulanamaz diye içtihat çalışıyor’ dedi
Kobanê Davası 20’nci duruşmasının 1’nci oturumu, Sincan Cezaevi Kampüsü Duruşma Salonu’nda görüldü.
Sincan Kadın Kapalı Cezaevi’nde bulunan siyasetçiler duruşmaya gelirken, farklı cezaevlerinde bulunan siyasetçiler, duruşmaya Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla bağlandı. Verilen aranın ardından duruşma, HDP eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın yeniden söz almasıyla başladı.
Söylediklerinin siyasi ama hukuk çerçevesi içerisinde olduğunu belirten Demirtaş, “Neden burada siyaseten söz kuruyoruz?” diye sordu. Demirtaş, “İmamoğlu’nun davasının siyasi irtibat olduğundan kaynaklı gündeme getirdik. İmamoğlu davası buradan görülmüyor ama bu davaların hepsi saraydan ve siyasi saiklerle görülüyor. Mahkemeniz önündeki iddianameye bağlı olduğunu ve başka şeye bakmayacağını söylüyor. Ama dışarıda iktidar bu davayı seçimlerde, alanlarda görülüyor. Yargılamaya dair konuşuyorlar biz cevap vermeyecek miyiz? Dün Bülent Turan 6’lı Masa ve benim hakkımda konuşmuş. Heyetiniz cevap vermeyeceğine göre biz cevap vereceğiz” dedi.
‘Sosyal medyada troll ayağını ayrı örgütlüyorlar’
Bülent Turan’ın AKP’nin Meclis Grup Başkanvekili olduğunu ve kamuoyuna açık şekilde kendisini hedef aldığını dile getiren Demirtaş, “Neden bizi bu kadar uzun tutuklu yargıladığınızın resmidir. Ülkü Ocakları ‘Demirtaş teröristtir’ diye devasa pankart asıyor. Çünkü mahkemenizin uzun tutuklama sürecini devam ettirmek için bu algıyı yaratmak zorunda. Günlük ortalama 10 bin ila 100 bin arasında HDP ve Demirtaş aleyhinde tweet atılıyor. Sosyal medyada troll ayağını ayrı örgütlüyorlar, Cumhurbaşkanı Mardin’de yaptığı konuşmada, ‘2023 seçimlerinde terör örgütü uzantısını sandığa gömecek misiniz’ dedi. Bu söylemlerin davayla ilgisi yok mu? Biz buradan ona cevap vermeye kalkınca mikrofonu kapatıyorsunuz. Ortada bir suçlama, iddianame yok ki ortada bir kumpas var ve bu kumpas sahipleri de dışarıda söylüyor” diye konuştu. Demirtaş’ın sözleri, bir kez daha mahkeme heyeti tarafından kesildi.
Demirtaş, yargıyı etkilemekten Bülent Turan hakkında suç duyurusunda bulunulmasını ve mahkemenin de ara karar verilmesini talep etti.
‘Encü’ye tokat atmak kimsenin haddi değil’
Ferhat Encü’ye yapılan saldırıya ilişkin konuşan Demirtaş, şunları söyledi: “Kimse bize o kelimeleri kullanıp bir eşbaşkanımıza bunu yapamaz. Kimse bizimle kedinin fareyle oynadığı gibi oynayamaz. Ferhat Encü gibi birine kimsenin haddi değil o tokadı atmak. Bizim öfkemiz bundandır, Bülent Turan, mahkeme heyetine övgü dizdi, size yaptı o övgüyü, ne yapalım, buna da cevap mı vermeyelim. Dün il eşbaşkanımız ki 27 yakını bombalarla katledilen bir insan, vekil iken tutuklanan birinden söz ediyoruz. Ferhat Encü’ye tokat atılıyor, siyaseten bize yapılanlar akıl alır gibi değil.”
‘Devlet gerçek ile yüzleşmiyor’
Duruşmada söz alan Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) eski Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel, mahkeme heyetinin geçen periyota, “Sanıkların ve müdafilerin yakınması” kararını hatırlattı. Tuncel, “Biz yakınmıyoruz, hakkımız olan şeyin mücadelesini veriyoruz. 19 Aralık ‘hayata dönüş operasyonu’nun yıl dönümü. Aslında devletin kendi bekasını korumak adına ne kadar çok hukuk katliamı ve insanların yaşamlarını elinden alındığını biliyoruz. O günden bugüne bir sorgulama yapılmış değil. Roboski katliamının yıldönümü yaklaşıyor ve devlet hala bir açıklama yapmış değil. Gerçek ile yüzleşmiyorlar, devlet yoğunlaşmış şiddet aracıdır, ama beli bir ilkeyi de kendisiyle beraber getirmiştir. Türkiye’de bu mekanizma ortadan kaldırıldı, bir Anayasa var birde Kürtler için çıkarılan bir yasa var. Türkiye’de bu katliam gerçeğiyle yüzleşmediğimiz sürece bir adaletin olması mümkün değildir” diye belirtti.
‘Kürtler içerde ölsün diyorlar’
Türkiye’de yargının siyasallaştığına vurgu yapan Tuncel, iktidarın Kürtlere dair Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) kararlarını uygulamadığını belirtti. Tuncel, “Ferhat Encu arkadaşımızın yaşadığı olay ne biliyor musunuz? Anneler her hafta çocuklarının infazlarının yakılması sonucu eylem yapıyorlar. Öyle bir düzen getirdiler ki cezaevlerinde yeni mahkeme kuruluyor. Cezaevlerinde İdare ve Gözlem Kurulu yapılıyor ve oralar yeniden yargılama yapılıyor. Bu devlet insanların onurlarını ayaklar altına almak istiyor. Adli Tıp Kurumu (ATK) kurumu, siyasi partilerin görüşlerine göre karar veriyor. Bizimle sınırlı kalsa anlarız ama topluma sirayet etmiş bu hukuksuzluk. Adli tutuklulara sürekli af çıkarıyor ama Kürt ve siyasiler içeride ölsün diyor işte tamda bu ırkçılıktır” sözlerini kullandı.
Yüksekdağ: Biz saray operasyonu ile tutuklandık
HDP eski Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, bu davanın siyasi bir dava olduğunu ifade ederek, şunları söyledi: “Yeni suçlamalar, yeni belgelere karşı siyasi değerlendirme yapmayın diyerek sözlerine sonlandırma hakkına sahip değilsiniz. Biz hakikatin savunuculuğunu yapmaya devam edeceğiz. Baştan sona bir siyasi yargılama söz konusu ise, karşınıza çıkan insanlar Türkiye toplumuna yön verecek insanların sözünü kesemezsiniz. Biz saray operasyonu ile tutuklandık, bundan sonraki süreçte sarayın yargı makamları tarafından sözümüzün kesilmesine devam edilecek ama biz asla duruşumuzdan ödün vermeyeceğiz. Bu davanın her bir periyodunda bir kumpas devam ediyor. Size çok basit bir evrak olarak gelebilir ve siz okuyup geçebilirsiniz ama bizim için değil, bizim için yeni operasyonlardır.”
‘Tahliye edildim mi edilmedim mi bilmiyorum’
AİHM kararlarının uyulmamasına tepki gösteren Yüksekdağ, “Bizim lehimizde olan her şey sizin gözünüzde basit bir evrak olarak görülüyor. Bizlerin yıllar boyunca cezaevinde kalmamıza neden olan evrakları basitleştirmemizi istiyorsunuz. Hukuk zorbalığı yapıyorsunuz, bugün siyasi iktidar şiddeti yargı enstrümanlarıyla yürütüyor, sizde onun bir kolu olarak yardım ediyorsunuz. Yandım oldum davası resmen, bir tahliye kararı verdiniz, şuan ben tahliye edildim mi edilmedim mi bilmiyorum. Muamması olan bir karardan söz ediyoruz. Aylarca AİHM kararı uygulanmaz ve yargı sarayda AİHM kararı nasıl uygulanamaz diye içtihat çalışıyor. Demirtaş kararını uygulamamakta direniyorsunuz ve üstüne bir karar geldi. Üç tane AİHM kararı var elinizde. AİHM kararını uygulamamak ile siyaset yapıyorsunuz” şeklinde konuştu.
‘İnadımızı büyüttük’
Ferhat Encu’ye yönelik polis şiddetine dair Yüksekdağ, “Biz gösteri özgürlüğümüzü kullanmak istediğimiz için saldırılara maruz bırakılıyoruz. Bugün bu yargılamada en büyük şiddet biçimidir. Bu duruşmalarda da savunmamızı ifade etme özgürlüğümüz bile ihlal ediliyor. Bugünün koşullarında tokat da atabilirsin, tokat da yiyebilirsin ama bu işin sonunda kim tarihin tokadını yiyecek. Biz bize vuruldukça inadımızı büyüttük. Aradan geçen 6 yıl ve iki buçuk yıl boyunca biz daha fazla büyüyerek yolumuza devam ettik. Bu zamana kadar bize dönük hukuksuzluk ve gasp hareketini sürdürmekten vazgeçin. Yazın kararınızı herkes işine baksın” diye seslendi.
Duruşmaya yarına kadar ara verildi.