HDP önceki dönem Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ’ın tutuklu yargılandığı davanın duruşmasında “Kuvvetli şuç şüphesi” gerekçe gösterilerek tutukluluğunun devamı yönünde karar verildi.
Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) önceki dönem Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ’ın tutuklu yargılandığı dava dosyasının 8’inci duruşması, Ankara 16’ncı Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Sincan Cezaevi Kampusu Salonu’nda görülen duruşmaya mazeret bildiren Yüksekdağ katılmazken, avukatları hazır bulundu.
Avukatlarının kimlik tespiti ile başlayan duruşmada Yüksekdağ’ın mazeret dilekçesi okundu. Yüksekdağ dilekçesinde, “dava duruşmasına celse aralarının oldukça kısa tutulmasından dolayı avukatlarıyla birlikte yeterli hazırlık yapamadığından bahisle dosyanın kapsam ve mahiyetinin daha geniş bir zamanda hazırlık yapmayı ve savunma hususunda organize olmayı gerektirdiğini” belirtti.
Yüksekdağ’ın yaptığı konuşmalara dair, TBMM Başkanlığı’nca gönderilen CD’nin bilirkişiye tevdi edildiği, ancak gerekli raporun henüz ibraz edilmediğini belirten mahkeme heyeti, yine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan talep edilen HDP parti tüzüğünün mahkemeye ulaştırıldığını belirtti.
Mahkeme başkanı: Savunma biran önce tamamlansın
Mahkeme Başkanı Sabahattin Sarıdoğan, Yüksekdağ’ın tutuklanma tarihinden bugüne toplamda 8 duruşma görüldüğünü ve bunlardan sadece 4’üne katıldığını belirterek, savunmayı biran önce tamamlamak istediğini ifade etti. Hakim Sarıdoğan, Yüksekdağ’ın uzun tutukluluk süresine dikkat çekerek, adil yargılama hakkına atıfta bulundu.
Yüksekdağ’ın avukatı Ruken Gülağacı, yaptığı savunmada müvekkilinin uzun tutukluluk yaşandığını, ancak ne yapılan duruşmalarda ne de celse aralarında yapılan tutukluluk itirazlarına ilişkin bir sonuç alamadıklarını söyledi. Müvekkili hakkında verilen tutukluluk kararlarına ilişkin gösterilen gerekçelere dair, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve içtihatlara dayanarak itirazlarda bulunduklarını belirten Av. Gülağacı, ancak mahkeme heyetinin bu noktada tam bir gerekçeli açıklamasına vakıf olamadıklarını vurguladı
Yüksekdağ müdafii: Siyasi bir davadır
Müvekkili Yüksekdağ’ın duruşmayı uzatmak gibi bir amacı olmadığını, zaten hazırlanan dosyanın eklerinin bile ancak 4’üncü duruşmadan sonra verildiğini anımsatan Gülağacı, “Müvekkilim adil yargılanması için savunmasını yapması gerekir. Ancak cezaevi koşullarında ve dosya eklerinin geç gönderilmesi bunun önündeki en büyük engeldi. Müvekkilim tabi ki tüm iddialara cevap verecektir. Siz de biliyorsunuz ki bu hukuki değil, siyasi bir davadır. Müvekkilim savunmasını yaptıktan sonra biz de hazırladığımız savunmaları sunacağız. Müvekkilim sizden şimdiye kadar tahliye talep etmedi. Biz de hukuk açısından talep ediyoruz yoksa mahkemenizden öyle bir karar beklemiyoruz. Mahkemenizin böyle bir karar veremeyeceğini de biliyoruz” dedi.
İddia makamı ise, sunduğu görüşünde Yüksekdağ’ın tutukluluk halinin devamını talep etti. Kararını açıklayan mahkeme heyeti, iddia makamının talebi doğrultusunda “kuvvetli suç şüphesi” gerekçesiyle Yüksekdağ’ın tutukluluk halinin devamına karar verdi. Bir sonraki duruşma 16 Ocak 2019 tarihine ertelendi.
Mankemeden AİHS değerlendirmesi
Mahkeme aldığı ara kararda AİHS 6’ıncı maddesinde adil yargılanma hakkının düzenlendiği, davaların makul süre içerisinde bitirilmesinin, görülmesinin adil yargılama hakkının temel unsurlarından birisi olduğuna atıfta bulunarak, “Makul sure kavramı ceza davaları açısında suçsuzluk karinesi, kişi özgürlüğü ve savunma hakkı ile ilgilidir. Bu sebeple savunma hakkının derhal sanığa verilerek, biran önce suçsuzluğunun kanıtlama hakkının tanınması gereklidir. Suçsuzluk karinesinin uygulandığı yargılama sisteminde ceza yargılanmasının hızla bitirilmesi ve eğer suçsuz ise kişinin suç iddiasından biran önce kurtarılması amaçlanmıştır. Savunma hakkının derhal tanınması ile sanığa suçsuzluğunu ispat hakkını mümkün olan en kısa sürede sağlanması amaçtır. Aksini iddia eden sanığın yargılanmanın makul sürede sonuçlandırılmasını sağlamak açısından üzerine düşen tüm sorumluluğu yerine getirdiğini ispat etmesi gerekecektir, sanığın yargılamayı uzatmaya yönelik davranışlardan sorumlu olacağı da açıktır. Yargılamanın makul surede tamamlanması için savunma hakkının da makul surede kullanılması gerektiğinin sanığa tebliğ edilmesine ve sanık müdafilerine bildirilmesine” karar verdi.
HABER MERKEZİ