Diyarbakır karşılaştırmalı Edebiyat Günleri etkinliğinde konuşan yazar Shalbert Yücel, Kürtlerin yaşadığı coğrafyada edebiyat ve siyasetin birbirine sirayet ettiğini belirterek, ”Bu durum reddedilmeden daha iyi bir edebiyat kurulmalıdır” dedi.
Diyarbakır Sanat Merkezi ve Lîs Yayınları’nın ortaklaşa düzenlediği Diyarbakır Karşılaştırmalı Edebiyat Günleri’nin 2’nci gününde Mimarlar Odası Diyarbakır Şubesi’nde “Kürt Edebiyatı’nın Anatomisi” adlı kitabın tanıtımı yapıldı. İlyas Aktaş Toplantı Salonu’nda yapılan toplantıda “Kürt Edebiyatı’nın Anatomisi” adlı kitabın yazarı akademisyen Clemensê Shalbert Yücel konuşmacı olara katıldı. Konuşmasını Kürtçe yapan Yücel, 15 yıl önce Diyarbakır’a geldiğini ve yaptığı çalışmaların ardından bu kitabı yazdığını dile getirdi. Bölgede Kürt yazar ve şairler ile tanıştığını belirten Yücel, bundan da mutlu olduğunu kaydetti. Kitabında, 2005 öncesi yıllara ait materyallerin yer aldığını söyleyen Yücel, yazdığı kitabı Kürt edebiyatının sosyolojik anatomisi olarak tanımladı.
‘Dil ile sosyoloji arasında bağlantı kurmaya çalıştım2
Yücel kitabın yazma fikrinin nasıl ortaya çıktığını şu sözlerle anlattı: “Fransa’da Kürtçe ders almaya başladım. Dilin yaşadığı serüvene ilişkin çok şaşırdığım noktalar oldu. Fransa’daki Kürt Enstitüsü’nün elinde olan birkaç kaynak dışında herhangi bir kaynak yoktu. Araştırmalara başladım. Bir çok Kürtçe kitap okudum. Dil ile sosyoloji arasında bir bağlantı kurmaya çalıştım. Dil siyasetin etkisinden nasıl özgürleşir ve kendi alanını kurmaya çalışır? Kürt yazarları kimdir ? Soruları etrafında çalışmalara başladım.”
Kitabın içeriği
Yücel, kitap içeriğinde, “Devletin ve Kürt hareketinin dile bakışı nedir? İnsanların bir bölümü Türkçe konuşuyor. Türkçe ilişki kurmaya çalışıyor. Türkçenin olumsuz bir imajı var. Kürt hareketi ise Kürtçe’nin kültür ve edebiyat dili olması için çaba sarf ediyor. Ancak, Kürt hareketi, siyasal çalışmalarında Türkçe’yi kullanıyor” konularının yer aldığını söyledi. Kitabın ikinci bölümünde ise Kürt Edebiyatı’nın çıkışına ilişkin bilgilerin yer aldığın belirten Yücel, Kürt edebiyatına ilişkin uzun yıllar diasporada çalışmalar yürütüldüğünü ve çalışmaların 1990’lı yıllarla birlikte Türkiye’ye kaydığını söyledi. Yücel, Türkiye’de çalışmaların olmasıyla birlikte Kürtçe’ye ilginin arttığını ifade etti.
3 kuşağa ayrılan Kürt yazarlar
Kürt yazarları 3 kuşağa ayırdığını dile getiren Yücel, “İlk dönem yazanların ilk işi edebiyat değildi. Sözlük ve gazetecilik üzerine çalışmalar yürüttüler. İkinci kuşak ise diasporada 1970 ile 80 yılları arası çalışma yürüten kuşaktır. 3’üncü kuşak ise 1990’lı yıllardan sonraki dönem başlıyor. Bu da Rewşen dergisiyle başlıyor. Burada edebi, kültürel ve siyasal çalışmalar yürütülüyor. Çalışmanın merkezinde siyasi bir bakış var. Bu çalışmayla birlikte yeni yazarlar ortaya çıktı. Rewşen kuşağı, diasporadaki çalışmalardan etkiledi. Bu yazarlar, Kürt tarihine şahitlik etti ve yazımında da yer aldı” dedi.
Kürtlerin yaşadığı coğrafyada edebiyat ve siyasetin birbirine sirayet ettiğini belirten Yücel, “Bu durumu ret etmemek lazım. Aksine, reddetmeden daha iyi bir edebiyat kurulmalıdır” diye konuştu.
Kaynak: MA