Yozgat’ın Kamışçık Köyü’ne mermer ocağı yapılmak istenmesine köylüler tepki gösterdi: ‘Türkiye’yi yediler bir burası mı kaldı? Bizim köyümüze göz dikmeyin’
Yozgat İli, Çekerek İlçesi’ne bağlı Kamışçık Köyü’ne yapılmak istenen mermer ocağına karşı köylüler Tokat İdare Mahkemesi’nin sahada keşif yapacağı 14 Mayıs’ta eylem yaptı. Köylüler, ”Suyumuz, toprağımız, bahçemiz her şeyimiz buranın altından geçiyor. Türkiye’yi yediler bir burası mı kaldı.” diyerek mermer ocağı yapılmasına tepki gösterdiler.
‘Bizim köyümüze göz dikmeyin’
Alevi köyü olan Kamışçık’a yapılmak istenen mermer ocağının köyün ana su kaynağı olan Ulukavak’ın yeraltından çıktığı yere yapılacağını aktaran köylüler, “Su olmadan iş bitmiştir. Bizi rahat bıraksınlar. Yaşamayı biz de bilelim. Bizi niye huzursuz ediyorsunuz. Bizim köyümüze göz dikmeyin” dedi.
Kamışçık Köyü Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği, keşif yapıldığı gün yaptığı açıklamada ÇED sürecine ilişkin bilgi verildi. Yapılan açıklamada, “Diledikleri gibi rapor düzenleyebilmek için ÇED sürecini Tokat Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’nün yürütmesine karar verdiler.” denildi.
Kamışçık Köyü Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği tarafından yapılan açıklama şu şekilde:
“Yozgat İli, Çekerek İlçesi’ne bağlı köyümüz dini inançlarına, gelenek ve göreneklerine bağlı bir Türkmen Alevi Köyüdür.
Köyümüzde işletilmek istenen, çevreye geri dönüşü olmayacak zararlar vereceğini bildiğimiz mermer ocağı için “ÇED Gerekli Değildir” raporu alabilmek adına 100 hektarın üzerinde olan maden ruhsat alanı 93,84 hektar olarak gösterilip, bu alanın yalnızca 24,66 hektarlık kısmı için ÇED alanı değerlendirmesi yapıldı.
Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü’nün verdiği arama ruhsatına göre Yozgat İline bağlı Kamışçık Köyü sınırları içerisinde olduğu ve madenin tüm zararlı etkilerinin Kamışçık Köyü için doğacağı bilindiği halde, salt diledikleri gibi rapor düzenleyebilmek için ÇED sürecini Tokat Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’nün yürütmesine karar verdiler. Öyle ki,
1980’li yıllarda Yozgat – Tokat illerine bağlı komşu köyler arasında mera – orman ihtilafı yaşanıp, il sınırları Mahkeme kararı ile belirlenip, sınır noktaları Resmi Gazete’de ilan edilmesine, mülki sınırları belirleyen sınır taşları halen yerlerinde mevcut olmasına rağmen, mülki sınırları dahi değiştirip, Yozgat İl sınırlarındaki sahayı Tokat İl sınırlarına dahil ettiler.
Tokat Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü, maden arama sahasının Yozgat İl Sınırları içerisinde olduğunu, yöredeki tüm mera, otlak ve tarım arazilerinin Yozgat’a bağlı Kamışçık Köyü’ne ait olduğunu bile bile bu süreci yürüttü.
Başta Yozgat, Tokat, Çorum ve Sivas Alevi Bektaşi Köyleri olmak üzere, yörede yaşayanlar için en kutsal mekanlardan, ziyaretlerden kabul edilen, yüzyıllardır yöre halklarının dertlerine çare aradıkları, dileklerini dileyip sevinçlerini üzüntülerini paylaştıkları, adak ve kurbanlarını kestikleri, altında semah dönüp deyişler okudukları, cem yaptıkları, gölgesinde dinlendikleri, tarihi İpek Yolu üzerinde bulunan, Kerem ile Aslı’ya tanıklık etmiş, mermer sahasına kuşbakışı 600 – 700 metre uzaklıktaki Ulukavak’ı, Ulukavak’ın mermer tozları ile kaplanacağını, maden aramasında kirlenip kaybolacak suyu nedeniyle kuruyacağını hiç dikkate almadılar.
Maden sahası içerisinde kalan ve yine köylülerimiz için önemli ziyaretlerden kabul edilen Cennet Ağılı’nın varlığı da aynı şekilde görmezden gelindi.
Kamışçık Köyü, Ulukavak ve rakımı itibariyle civardaki tüm mera, otlak ve tarım arazilerinin mermer tozu ile kaplanacağını bile bile, nasılsa Tokat köyleri sahadan etkilenmeyecek diyerek hiçbir objektif ve bilimsel temeli olmayan verilerle rapor düzenlediler. Tek bir kere dahi sahaya gelmeyenler, yörede “keklik” dahi bulunmadığını, endemik bitkiler arasındaki birçok bitkiye rastlanmadığını iddia edebilecek kadar ileri gidip masa başında raporlar düzenlediler. Oysa, maden arama sahası çevresi ardıç kuşları sayesinde varolabilen, fidanı, fidesi olmayan ardıç ağaçları ile kaplı, “kısa mahmut” olarak da bilinen sağlığa yararlı
otların yetiştiği, kekik ve keklik yoğunluğu bulunan, yakın çevresinde çok sayıda tarihi kalıntı barındıran bir alandır.
Sözde tarihe ve doğaya duyarlı olduklarını göstermek için, mermer arama sahası ile hiçbir ilgi ve alakası olmayan, sahaya 9.5 km. uzaktaki Maşathöyük’ü dahi değerlendiren, gören kamu görevlileri, sahasının 600-700 metre yakınındaki Ulukavak’ı, maden arama sahası içerisindeki Cennet Ağılı’nı görmezden geldiler.
Doğayı, ormanı, merayı, suyu, kuşu, börtü böceği yalnızca “para” olarak görenler, Kamışçık köylüleri yanında, ziyaretçilerinin tek bir dalına, bir yaprağına dahi kıyamadıkları Ulukavak’ın yaşaması, çoğalması için vazgeçilmez olan ve mermer arama sahası içerisinde kalan, ziyaretçilerin kana kana içtikleri, Kamışçık Köyü için varlık – yokluk meselesi olan “su” ile ilgili raporlarında bilimsel hiçbir değerlendirme yapmadılar. Tam aksine, sulu yöntemle çıkarılacağı bildirilen mermer tozunun yeraltı suyuna karışacağını, kesimde kullanılan suların yeraltı suyunu kirleteceğini, aramanın suyun akış yönünü değiştireceğini bile bile sahada yeraltı suyu bulunmadığını, kullanılacak suyun yeraltı sularını kirletmeyeceğini raporlarında yazdılar.
Proje Tanıtım Dosyası, sahayı görmeden, gezmeden, yöre halkı ile tek bir kere dahi görüşmeden, Ulukuvak’ı ziyaret etmeden, başka raporlardan kopyala – yapıştır yöntemi ile hazırlanmıştır. Dosya, maden şirketinin “cekli”, “caklı” değerlendirmelerine dayanmaktadır. Ne yapılacağının yazıldığı raporda, nasıl yapılacağının cevabı yoktur. Bu nedenlerdir ki, ÇED gerekli değildir kararının ve maden arama ruhsatının iptali için Tokat İdare Mahkemesi’nde dava açılmıştır.
Tokat İdare Mahkemesi 14.05.2022 tarihinde saat 09:00 itibariyle sahada keşif yapma kararı almıştır.
Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü tarafından “anıt ağaç” statüsü verilen “Ulukavak”ın bizler için “anıt ağaç”tan çok öte anlamları vardır.
Yüzyıllardır gölgesinde saz çalıp semah döndüğümüz, dualar, deyişler, duazimamlar okuduğumuz, yöremize kan – can olan şifalı suyundan içtiğimiz, bırakılsın gövdesini bir dalına, yaprağına kıyamadığımız Ulukavak adına, Ulukavak’ı kurutmaya azmetmişleri durdurmak için sizleri haklı davamızda yanımızda olmaya davet ediyoruz.
Türkmen Aleviler bilir ki, “Ulukavak’a zarar verenler, mutlaka zarar görürler”. Biz zarar verenlerden değil, destek olanlardan olalım.”
Kaynak: Yol Tv