Silivri Cezaevi’nde 60 gardiyanın baskı ve işkencesine maruz kalan tutuklulardan Halil Kasan’ın ailesiyle yaptığı görüşmenin ortaya çıktı: Botlarla kafamıza bastılar. ‘Kendini assana’ diye baskı uyguladılar. Bir sürü kişi daha var. Bunların zulmünden dolayı kendini öldürecekler
Silivri 5 No’lu L Tipi Kapalı Cezaevi’nde 60 gardiyanın baskı ve işkencesinin ardından yaşamına son vermek isteyen 6 tutukludan Serhan Yılmaz ile ismi öğrenilemeyen bir tutuklu yaşamını yitirdi. Tutuklu Coşkun Ağca, Abdulmenav Çetin, Halil Kasan, Tolga Okçu, Orhan Hacıoğlu, H. Masal ve Ali adlı tutuklulardan ise haber alınamıyor. Yoğun bakımda olduğu iddia edilen tutuklu Halil Kasan’ın ailesi ile yaptığı son telefon görüşmesine dair ses kayıtları ortaya çıktı.
‘Botlarla kafamıza bastılar’
6 Nisan saat 19:00 sıralarında yapılan sayım sırasında gardiyanların koğuşa gelerek bir tutukluya tokat attığını anlatan Kasan, “Ortada hiçbir şey yokken, gelip tokat atıp, hakaret ettiler. Hastalığımdan dolayı, psikolojik sorunlarımdan dolayı atak yaptım. Bu nedenle beni alıp bahçeye götürüp, orada bir ton hakarette bulundular, vurdular. Daha sonra tekrar koğuşa gelip arama ve sayım bahanesiyle bizi alıp götürdüler, vurdular. Yine aynı şekilde dayak attılar, hakaret ettiler, sakallarımızı yoldular. Sonra bizi ‘yumuşak odaya’ attılar. Botlarla kafamıza bastılar. Bize zulüm yapıyorlar. Ayrıca kendilerini haklı çıkarmak ve dava açmak için tutanak tutuyorlar” diye aktardı.
‘Bir ton zulüm yapıyorlar’
Gardiyanların kendisini havalandırmaya attığını, burada kendisine “Üzerinde ip var mı? Kendini öldürsen, assana” şeklinde ifadelerde bulunduğunu belirten Kasan, “Gitti ayakkabımı getirdi, ben kendimi astım. Ondan sonra yalandan gelip kurtarıyorlar. Bugün kendimizi öldüreceğiz, karar vermişiz. İntihar edeceğiz. Burada 5-6 kişi daha var, Coşkun Ağca, Orhan Hacıoğlu, Ali diye bir çocuk var, Tolga Okçu, bir sürü kişi daha var. Bunların zulmünden dolayı kendini öldürecekler. Bizi pisliğin içine atıyorlar, ekmek yok, yatak yok, bir şey yok. Bir ton zulüm yapıyor. Ben dün kendimi astım. Bana, ‘as kendini göreyim’ diyordu. Bir de bizi doktora götürdükleri esnada, ‘Eğer darp cebir alırsanız, bu dayağın bir sonraki seansı, terapisi var’ dediler. Darp cebir de aldırtmıyorlar. Biz de korkudan hiçbir şeyimiz yok diyoruz” şeklinde anlattı.
Kasan, son olarak can güvenliğinin olmadığını belirterek, avukatların gelmesini istedi.
MA / Mehmet Aslan