7 Haziran seçimi öncesi Diyarbakır mitinginde patlatılan bomba sonrası başlayacak şiddet sarmalının seçmen iradesini henüz rehin almadığı günlerdi. HDP barajı aşmış, devrilen çözüm masasına rağmen barışın toplumsallaşması ihtimali hala güçlüydü…
Seçimler bitti, “istikşafı” görüşmelerin aktörlerinden dönemin başbakanı Ahmet Davutoğlu yardımcı rol görevini başarı ile ifa ediyordu. “Erken” seçimin yolu gözleniyordu.
“Mış gibi” koalisyon görüşmeleri sürerken, 20 Temmuz’da , “erken” seçim daha ufukta görünmezken, gençlerin canına kıyıldı… Yine bir bomba ile…
Yer Suruç’tu…
Bu kez “erken” seçim ufukta değil burnumuzun dibindeyken, en az 4 kişinin hayatını kaybettiği bir garip olay yaşandı.
Yer yine Suruç’tu…
Suriye-Rojava sınır hattındaki özel uygulamaların adreslerinden biri olan Suruç, HDP’nin güçlü olduğu bir ilçe.
Son referandumda “Hayır” oyunun çıktığı bir yer; “evet” oyuna büyük bir fark atmadığını not düşerek…
Gelelim son olaya…
AK Parti’nin Urfa Milletvekili Adayı İbrahim Halil Yıldız Suruç’ta güçlü bir aile. Rivayet o ki, son olayda ölen ve yaralananların kaldırıldığı hastanenin arazisini devlete hibe edebilecek zenginliğe sahip bir aile… Yine rivayet o ki, “yardımseverliği” hastane arazisi çevresindeki arazilerin değer kazanması için yapan bir aile. Ve hastane çalışanları ile yakın ilişkileri olan bir aile… Hastane kameraları nasıl ve kimler tarafından kırıldığı sorusunu da buraya iliştiriyorum.
HDP’nin 01.11.2017 tarihli verdiği araştırma önergesinde üstü kapalı olarak konu oldu İbrahim Halil Yıldız. Zira AK Parti Şanlıurfa milletvekili…
Önergede uzun yıllar kocasından şiddet gören Şehriban Şimşek’in intihar etmediği, öldürüldüğü, Şehriban Şimşek’in kocasının ailesinin bazı AK Partili vekillerden yardım aldığı, Şehriban Şimşek’in otopsi yapılmayarak gömüldüğü yönündeki iddiaların araştırılması istendi. Önergelerin akıbeti belli mevcut meclis yapısında…
Savcılık olayın araştırıldığını açıkladı. Hastane kayıtlarının olayın aydınlatılmasındaki önemi açık. Zira Şenyaşar ailesinden bir kişinin hastanede boğazının kesildiği, bir kişinin de (yaralı olarak hastanede yatan kişi) başına tüple vurularak öldürüldüğü iddiaları var.
Yine Suruç’tan bir kaynağım Şenyaşar ailesinin referandum sürecinde de AK Partililere “Bizden size oy yok” tavrı gösterdiğini, bilerek o dükkana gidildiğini aktardı.
Bir milletvekilinin neden korumalarla gezdiği, korumalarının silahlı olarak dolaştığı gerçeği, Bucak aşireti benzeri bir yapının 2000’ler sürümünü akıllara getirdi.
Olayın siyasi sonuç yaratıp yaratmayacağı konusunda veriler şu an zayıf. İbrahim Halil Yıldız ailesine güçlü bir mercek tutulması gerektiği ise güçlü verilere sahip…
“Olay bütün yönleriyle açığa kavuşturulacak” açıklamasına kulağı, zihni tok bir toplum olarak, Suruç’ta gerçekte neler yaşandığına ilişkin STK’lara, meslek odalarına büyük iş düşüyor.
Seçimlere az bir süre kala, Suruç’un yeniden siyasi şiddetle gündeme getirilmesi, seçmenin bir kez daha şiddet sarmalına dolandırılmak istendiği fikrini akıllara getirse de “bir suda iki kez yıkanmıyor”…