AKP-MHP yönetiminin para için neler yapabileceği bir kez daha net olarak görüldü. Protestoların ve tepkilerin ardından ticareti durdurduğunu ilan etse de Mersin’den gemiler gitmeye devam etmiş
Savaş ekonomisini sürdürüp, silah endüstrisine, Libya, Suriye, Irak’taki askeri operasyonlara, Suriye Milli Ordusu maaşlarına para arayan AKP-MHP yönetiminin ticareti kestiğini söylediği İsrail’e Mersin limanlarından gemi göndermeye devam ettiği kaydediliyor. Hayfa Limanı’na ulaştığı açıklandı.
AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, sık sık İslam ülkelerine, Arap ülkelerine çağrılar yapıyor, neden İsrail’e karşı Gazze için harekete geçmediğini söylüyordu. Kendi hükümetinin ise İsrail ile ticareti sürdürdüğü kaydediliyor. İran resmi ajansı Mehr’in haberine göre ticareti durdurduğunu söyleyen AKP yönetimi, ticareti devam ettirdi. Ajansın haberinde şunlar kaydedildi: “Siyonist İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırıları nedeniyle Ticaret Bakanlığı, gelen tepkilerinin ardından aylar sonra 9 Nisan 2024 tarihinde Tel Aviv ile ticareti yasaklamıştı. Ancak, 20 Temmuz’da Mersin Limanı’ndan kalkan bir gemi, Hayfa Limanı’na ulaştı.”
Altay gemisi rotası
Aydınlık gazetesine dayandırılan habere göre, “Altay” isimli Ro-Ro kargo gemisi, 20 Temmuz’da Amman’a gitmek üzere yola çıktı, ancak İsrail’in Hayfa Limanı’na gitti. VesselFinder ve MarineTraffic gibi uluslararası deniz ticaretini takip eden sitelerin Altay gemisinin 20 Temmuz 2024 Cumartesi günü Mersin Limanı’ndan hareket edip 21 Temmuz’da Hayfa’ya vardığını doğruladığı kaydedildi.
Türkiye Ticaret Bakanlığı kaynaklarına göre, Beyaz Denizcilik Limited Şirketi’nin acenteliğini yürüttüğü Altay gemisi, 890 ton tahıl ve bin 200 adet içeriği bilinmeyen paket taşıyordu. Gazze’de katliamlar sürerken İsrail ile ticaretin durdurulması için protestolar yapanlara polis sert müdahale edip gözaltına alıyordu. Tepki ve protestolar artınca AKP yönetimi mayıs ayında ticareti kestiğini açıklamıştı.
Ne demişlerdi?
Ticaret Bakanlığı 2 Mayıs 2024’te ticareti tamamen durdurduğunu iddia etmişti. Açıklamada şunlar kaydedilmişti: “İsrail’in sebep olduğu katliam, insani felaket ve fiziki yıkım devam etmiş, İsrail hükümeti uluslararası ateşkes çabalarını karşılıksız bırakmış ve insani yardımları engellemiştir. Türkiye, bunun üzerine 9 Nisan 2024 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere, 54 ürün grubunun İsrail’e ihracatını kısıtlamıştır. İsrail hükümetinin saldırgan tutumunu sürdürdüğü, Filistin’deki insani trajedinin kötüleştiği müşahede edilmektedir. Bu itibarla, devlet düzeyinde alınan tedbirlerin ikinci aşamasına geçilmiş, İsrail’le ilgili ihracat ve ithalat işlemleri tüm ürünleri kapsayacak şekilde durdurulmuştur.
İsrail hükümeti, Gazze’ye kesintisiz ve yeterli miktarda insani yardım akışına izin verinceye kadar Türkiye söz konusu yeni tedbirleri kesin ve kararlı bir şekilde uygulayacaktır” demişti. 6 Mayıs 2024 günü AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Beştepe’deki Vakıf Haftası toplu açılış töreninde yaptığı konuşmada “”İyice canileşen İsrail’i ateşkese zorlamak için baskının dozunu yükseltiyoruz. 54 ürüne ihracat kısıtlaması getirmiştik. Geçen haftadan itibaren tüm ürünlerde ihracat ve ithalatı durdurduk. Soykırım davasına müdahil olmayı kararlaştırdık. 15 bini çocuk 35 bin kardeşimizin hayatına kastedenlerin hukuk önünde hesap vermesi için tüm imkanlarımızı kullanacağız. Türkiye Gazze sınavını en başarılı veren ülkedir” ifadesini kullanmıştı.
Erdoğan 29 Mayıs 2024 günü de Meclis Grup Toplantısı’nda şu açıklamayı yapmıştı: “Ey Amerikan devleti; bu kan senin eline de bulaşmıştır. Bu soykırımdan sen de en az İsrail kadar sorumlusun. Ey Avrupa’nın devlet ve hükûmet başkanları; İsrail’in bu soykırımına, bu barbarlığına, bu vampirliğine siz de ortak oldunuz. Çünkü sustunuz. Hastane, okul, cami vurdular, sustunuz.”
Darbecilerle de iş yapıyorlar
Türkiye’de pazar ve çöplerden artık toplayanların sayısı ve hacze düşenlerin oranı artıyor. Buna rağmen emeklilere 12 bin 500 TL, milyonlarca asgari ücretliye 17 bin 2 TL verebildiğini söylerken diğer yandan savaş ekonomisini büyüten AKP-MHP yönetimi, Suriye, Irak, Libya, Dağlık Karabağ, Nijer, Somali, Katar gibi ülkelerdeki askeri güçleri, Suriye Milli Ordusu maaşlarını karşılamakta zorlanıyor. Bu nedenle AKP-MHP yönetimi, para gelecekse demokrasi, barış, adalet, darbe konularını bir kenara bırakıyor. “Tüm dünyayı, darbelere karşı samimi, ilkeli, ahlaki bir duruşa özellikle davet ediyorum” diyen Erdoğan yönetimi 2023’te askeri darbenin olduğu Nijer’e de çıkarma yaptı. 17 Temmuz’da AKP’li Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Savunma Bakanı Yaşar Güler, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, MİT Başkanı İbrahim Kalın, Savunma Sanayii Başkanı Haluk Görgün ve Ticaret Bakan Yardımcısı Özgür Volkan Ağar Nijer’de darbeci yönetimle görüşmeler yaptı.
Heyet başkent Niamey’de darbe şefi olan ve kendisini Nijer Devlet Başkanı ilan eden Vatanı Koruma Ulusal Konseyi (CNSP) Başkanı General Abdourahamane Tiani (Abdurrahmane Tchiani)
Başbakan Ali Mahamane Lamine Zeine, Dışişleri, İşbirliği ve Yurtdışında Yaşayan Nijerliler Bakanı Bakary Yaou Sangare ile görüştü. Bayraktar petrol ve doğal gaz başlığında iş birliğini öngören “Petrol ve Doğal Gaz Alanında İş Birliğine İlişkin Niyet Beyanı”nı imzaladı. Görüşmeler sonrası AKP’li Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, Türkiye’nin Nijer’de 3 altın madeni sahasının bulunduğunu belirtirken şunları söylemişti: “Hedefimiz 2025 yılında ilk altın üretimini gerçekleştirmek. Nijer, bu anlamda çok zengin kaynaklara sahip bir ülke. Gerek altın madenleri, gerek diğer madenler uranyum madeni olsun, petrol ve doğal gazda da bir potansiyeli var. Dolayısıyla, biz bu ülkelerde maden yatırımlarıyla petrol ve doğal gaz yatırımlarıyla da ülkemizin ihtiyaçlarının bir kısmını dış kaynaklarla karşılamış olacağız.”
Nijer, altın, petrol ve uranyum açısından öne çıkan bir ülke. Türkiye için Rusya, Akkuyu Nükleer Santrali inşa ediyordu. Nijer dünyanın en büyük uranyum tedarikçileri listesinde 7’nci sıradaydı.
MERSİN