Lice’de 1993 yılında 16 sivilin öldürüldüğü, 36 kişinin de yaralandığı olaylara ilişkin açılan davanın karar duruşması yarın görülecek. Dava avukatı Muratakan, “Failler hakkında olumlu yönde karar çıkarsa herkes kafasına estiği gibi vatandaşa ‘Terörle Mücadele’ adı altında her türlü eziyeti yapacaktır” dedi.
Diyarbakır’ın Lice ilçesinde, 22 Ekim 1993’te Jandarma Bölge Komutanı Tuğgeneral Bahtiyar Aydın’ın şüpheli bir şekilde öldürülmesinin ardından polis ve askerlerce yakılan ilçe merkezinde 16 sivilin yaşamını yitirdiği, 36 kişinin ise yaralandığı olaya ilişkin açılan davanın 14’üncü duruşmasına İzmir 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yarın devam edilecek. Dava, “güvenlik” gerekçesiyle önce Eskişehir’e, ardından da İzmir’e nakledilmişti.
Olayın failleri olarak gösterilen dönemin Diyarbakır Jandarma Alay Komutanı emekli Albay Eşref Hatipoğlu ile Üsteğmen Tunay Yanardağ hakkında “Taammüden öldürme”, “Halkı isyana ve birbirini öldürmeye teşvik”, “Cürüm işlemek üzere teşekkül oluşturma” suçlarından açılan davada, ağırlaştırılmış müebbet hapis ve 24 yıla kadar hapis cezası isteniyordu.
Ancak dava devam ederken sanıklardan Üsteğmen Tunay Yanardağ, 23 Ağustos 2015 tarihinde Singapur’da geçirdiği kalp krizi sonucu hayatını kaybetti. Ölümü üzerine Yanardağ’ın dosyası düşerken, davanın tek sanığı olan Eşref Hatipoğlu ise tutuksuz yargılanıyor.
Talepler her defasında reddedildi
Yargılamanın başladığı günden bu yana mağdur avukatlarının dile getirdiği taleplerin büyük çoğunluğu mahkeme heyeti tarafından her defasında reddedildi. Bu talepler arasında Lice’de keşif yapması, olaylar yaşandığında Lice’ye girmesi engellenen Deniz Baykal’ın tanık olarak dinlenmesi, yine gazeteci Mithat Bereket, yaşamını yitiren Bahtiyar Aydın’ın ablası Birsen Aydın Fındık ve Şemdin Sakık’ın tanıklığına başvurulması, sanık Tunay Yanardağ’ın ölümüne ilişkin DNA incelemesi, sanık Eşref Hatipoğlu ile sanık olarak tespit edilecek diğer isimlerin tutuklanması ve Genelkurmay eski başkanı İlker Başbuğ’un tanık olarak dinlenilmesi yer aldı.
‘İnandırıcı delil bulunamamış!’
Mahkeme’nin 12’nci duruşmasında iddia makamı 25 yıllık geçmişi olan Lice Davası’nda mütalaasını açıkladı. Mütalaasında PKK’nin ilçedeki askeri üsse saldırısı sonrası çatışmaların çıktığını öne süren savcı, Jandarma Bölge Komutan Tuğgeneral Bahtiyar Aydın’ın da beraberindeki heyetle ilçenin doğusundaki komando bölüğüne helikopterle inmek istedikleri sırada atılan roket ve silah atışlarından yaralandığı ve kaldırıldığı hastanede yaşamını yitirdiğine yer verildi.
Aydın’ın yaşamını yitirmesinin ardından komutanın geçtiği Diyarbakır İl Jandarma Komutanı Eşref Hatipoğlu’nun da yaralandığına yer verilen mütalaada, Hatipoğlu’nun görev yaptığı 1992 ile 1995 yılları için “PKK terör örgütünün saldırılarının daha da yoğunlaştığı dönem olduğu, sanığın böyle bir ortamda güvenlik güçlerinin amiri pozisyonunda olduğu, görevi gereği emir ve talimat vermesinin normal olduğu, teröristlere karşı operasyon yapılması ve silahlı çatışmaya girilmesi ve bu emirlerin verilmesi görevi olduğu, suç tarihinde Lice’de meydana gelen olay nedeniyle bölge komutanı olan Bahtiyar Aydın’ın şehit olduğu, açılan ateşin nereden hangi terör unsurlarınca yapıldığının açıkça belli olduğu, sanığın herhangi bir kişinin öldürülmesi için emir verdiğine, halkı isyana ve birbirlerini öldürmeye teşvik ettiğine, cürüm işlemek için teşekkül oluşturduğuna dair hakkında cezalandırmaya yeterli şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı hiçbir delil bulunmadığı…” değerlendirmesinde bulunuldu.
‘Savcı beraat istedi’
Hazırlanan mütalaada yaşamını yitiren sanık Tunay Yanardağ hakkında ise, “Aynı suçlardan cezalandırılması istemi ile kamu davası açılmış ise de sanığın suç tarihinde Üsteğmen rütbesinde Jandarma İstihbarat Tim Komutanı olarak Asayiş Komutanlığı’na bağlı olarak görev yaptığı, olay sonrasında Tünay Yanardağ’ın, Bahtiyar Aydın’ın Lice’ye gitmesini sağladığı ve öldürttüğüne yönelik duyum raporlarına dayanılarak, suçlamada bulunulmuş ise de buna ilişkin sanığın bu suçları işlediğine dair hakkında cezalandırmaya yeterli delil elde edilmediği anlaşılmış ise de sanığın 19/08/2015 tarihinde öldüğü, toplanan tüm delillerden anlaşılmıştır. Sanık Eşref Hatipoğlu’nun isnat edilen suçları işlediğine dair hakkında cezalandırmaya yeterli kesin ve inandırıcı delil elde edilmediğinden CMK 223/2-e maddesi gereğince beraatına, sanık Tünay Yanardağ hakkında kamu davası açılmış ise de sanık öldüğünden TCK’nın 64/1 maddesi gereğince hakkında açılan kamu davasının düşürülmesi” talep edildi.
Reddi hakim talebi reddedildi
Davanın görülen son duruşmasında mağdur ailelerin avukatı Av. Yunus Muratakan, taleplerinin sürekli reddedilmesine ilişkin “reddi hakim” talebinde bulundu, ancak bu talepte reddedildi.
Adam yaralamaktan tutuklandı
Davanın tek sanığı olan emekli Albay Eşref Hatipoğlu ise, 27 Temmuz tarihinde İzmir Foça’da trafikte yol tartışması yaşadığı Sinan Akbal’ı silahla omzundan vurması nedeniyle tutuklanarak cezaevine konuldu.
‘Taleplerimiz başından beri görmezden geliniyor’
Lice davasını başından beri takip eden avukatlardan Yunus Muratakan, olayın yaşandığı tarihten bu yana olay yerinde tutulan tutanaklar, kamu tanıkları, mağdur olarak katılan tanıkların vermiş olduğu ifadeler, otopsi raporları, olay yeri krokisinin çarpıtılması ve ele geçirilen silahların mahkeme heyetleri tarafından sürekli görmezden gelindiğini belirtti.
Olayın ilgili failler tarafından açık ve net olduğunu kaydeden Av. Muratakan, şunları söyledi: “Geçen duruşmada 7 klasörlük bir dosyada savcı 20 satırlık mütalaasını açıkladı. Mütalaada sanığın beraat etmiş olması esasında kararın ne olacağına ilişkin bir kanaat uyandırıyor. Sanıklardan Albay Eşref Hatipoğlu, 16 sivilin yaşamını yitirdiği, 36 kişinin ise yaralandığı olaya ilişkin sorumlu bir kişi olmasına rağmen kaçak bir mahkeme yapılarak mahkeme huzurunda dinlenmesi talep edildi. Israrlı taleplerimizin sonrası Hatipoğlu mahkemeye getirildi. Ancak yapmış olduğumuz bütün başvurular mahkeme tarafından dikkate alınmadı. Hatipoğlu, Foça’da yol tartışması nedeniyle çıkan kavgada bir yurttaşa ateş etti ve tutuklandı. Bu açık ve nettir İzmir’de normal bir yurttaşa yapılan ‘kasten yaralanma’ suçundan Hatipoğlu tutuklanırken, Lice gibi bir yerde 16 insanın öldürülmesinden açık bir şekilde sorumlu iken tutuklanmaması da esasından yargı makamlarının ve ilgili mahkemenin yargılamaya bakış açısını da ortaya koyuyor.”
Davaya katlım çağrısı
Lice davasının çok önemli bir dava olduğunu vurgulayan Av. Muratakan, bu önemi ise “Lice davası, köy yakmalar ve köy boşaltmalar, açık infazlar ve bir kentin ortadan kaldırılmasına yönelik bir davadır. Davada alınacak olan olumlu bir karar en azından Türkiye’de hukuk içerisinde kalınmasını sağlayacaktır. Aksi takdirde herkes gayri nizami harp şeklinde kafasına estiği gibi vatandaşa ‘Terörle Mücadele’ adı altında her türlü eziyeti yapacaktır” sözleriyle dile getirdi.
Av. Muratakan, bu nedenle tüm demokratik kitle örgütlerini ve avukatları destek için dava duruşmasına katılmaya davet etti.
Kaynak: MA