Bir ülkede adalet yoksa sistemin diğer alanları da çürümüş demektir. Haksızlık, adaletsizlik, baskı ve zulüm görmezlikten geliniyor. Ne bir ses veren var ne de bir nefes. Ortam kor gibi yanıyorken zulmete sessiz bir onay oluyor susmak
Hicri İzgören
Bir yılın daha sonuna geldik. Yıllar acılarla geçip gidiyor. Feryatlar hiç dinmiyor… Geçen yılın sözcük dağarcığında yine çatışma, işkence, yoksulluk, açlık, adaletsizlik, kan ve ölüm eksik olmadı. Acılarla, feryatlarla, çığlıklarla geçen yıllara bir yıl daha eklendi. Kan ve cana uyaklıydı bütün mevsimler sanki. Barıştan, haktan, hukuktan söz edenler hainlikle suçlandı; farklı düşünmeyenler ötekileştirilip kamplaşmalara çanak tutuldu.
Bir ülkede adalet yoksa sistemin diğer alanları da çürümüş demektir. Haksızlık, adaletsizlik, baskı ve zulüm görmezlikten geliniyor. Ne bir ses veren var ne de bir nefes. Ortam kor gibi yanıyorken zulmete sessiz bir onay oluyor susmak. Sevgi diye bir sözcük vardı sözlüklerde bir zamanlar güven, anlayış, dayanışma, paylaşım… Hepsi giderek yok oluyor.
Her şeyin hızla çürümeye başladığı, duygusal kopuşların, fay hatlarının bir bir kırılıp döküldüğü yerde başlıyor susmak. Ve hız kesmeden devam ediyor zulmet.
***
Başka kavramlar için söylenemez belki ama hakikat izafi değildir. Kendisinden başka hiçbir şeye göndermesi olmayan bir yetkinliktedir. Hiçbir güç, hiçbir siyaset, hiçbir iktidar hakikati yok edemez, yok sayamaz.
Bir nebze yaşanan gerçeklere bakalım mı? Sözüm yetkililere. Raporlara bakın utanırsınız belki.
Rapor verilerine göre 2021 yılında: Kolluk güçlerinin yargısız infazı, dur ihtarına uyulmadığı gerekçesiyle veya rastgele ateş açması sonucu 9 kişi yaşamını yitirmiş, 23 kişi de yaralanmış. Güvenlik güçlerine ve veya resmi kurumlara ait araçların çarpması sonucu en az 4’ü çocuk 6 kişi yaşamını yitirmiş, 6’sı çocuk 15 kişi ise yaralanmış. Irkçı ve nefret içerikli saldırılar sonucu 9 kişi yaşamını yitirmiş, 10’u mülteci/yabancı olmak üzere 29 kişi yaralanmış.
***
Cezaevleri ezaevlerine dönüşmüş, işkence ve kötü muamele, keyfi uygulamalar hız kesmiyor. Hasta tutsaklar tedavi imkanlarından bile yoksun.
TİHV’ye işkence ve diğer kötü muameleye maruz kaldığı iddiasıyla toplam 915 kişi başvurmuş. Başvuranların 531’i aynı yıl içinde işkence ve kötü muamele gördüklerini belirtmişlerdir. İHD Dokümantasyon Birimi’nin tespitlerine göre resmi gözaltı yerlerinde en az 415 kişi işkence ve diğer kötü muameleye maruz kalmış. Kolluk güçlerinin toplanma ve gösteri özgürlüğü kapsamında yapılan barışçıl eylem ve etkinliklere müdahalesi sonucu en az 28’i çocuk olmak üzere 3540 kişi işkence ve diğer kötü muameleye maruz kalmış, 45 kişi ise yaralanmıştır. Benzeri ihlaller sayfalara sığmayacak uzun çeteleler oluşturuyor.
***
Bunların yanı sıra ekonomi alanındaki raporlar da iç açıcı değil. Son güncel raporlara göre Türkiye’de yoksul ve zengin arasındaki uçurum son yıllarda artış göstermiş. Zengin ile yoksul arasındaki makas giderek açılıyor Türkiye’de.
Dünya Eşitsizlik Raporu’na göre, Türkiye’de gelir eşitsizliği son 15 yılda artmaya devam etti ve son üç yıldaki ekonomik yavaşlama tüm nüfus gruplarının gelirlerini azalttı. Milyarder sayısı, 2021’de yeni bir rekor kırdı. Milyarderlerin toplam serveti bir yıl öncesine göre daha da büyüdü.
Tüm veriler Türkiye’de servetin dağılımdaki eşitsizliğin derinleştiğini söylüyor. Türkiye’de bir yetişkinin yıllık ortalama kazancı 85 bin TL. Buna karşılık en yoksul yüzde 50’nin ortalama geliri yıllık 20.260 TL iken en zengin yüzde 10, bunun 23 katı kadar yani 463.020 TL kazanıyor. En zengin yüzde 10, tüm gelirin yüzde 54,5’ini alırken, en yoksul yüzde 50’nin payı sadece yüzde 12.
Birçok olayın, katliamın sebebi belli ve faili ortada. Adalet gerçekten de hakkı, haklıya teslim etmekse buyurun adalet istiyor birileri.