Yıl boyunca sokaklarda ve meydanlarda işsizliğe, sömürüye ve hukuksuzluklara karşı mücadele edenler, BMG’nin düzenlediği halk forumunda bir araya gelerek, birlikte mücadele mesajı verdi
Birleşik Mücadele Güçleri (BMG), “Yolsuzluğa, işsizliğe, karşı birleşirsek karşı birleşirsek kazanırız” şiarıyla Kartal’da bulunan Hasan Ali Yücel Kültür Merkezi’nde halk forumu düzenledi.Foruma, Türkiye ve bölge kentlerinden yıl boyunca sokak ve meydanlarda olan birçok kişi katıldı. Foruma, Urfa’nın Suruç ilçesinde 14 Haziran 2018’de AKP’li milletvekili İbrahim Halil Yıldız, koruma ve yakınları tarafından katledilen Şenyaşar ailesi adına Ferit Şenyaşar, Halkların Demokratik Partisi (HDP) Milletvekili Murat Çepni, direnen işçiler, Cumartesi Anneleri, Barış Anneleri İnisiyatifi üyeleri yanı sıra üniversiteli öğrenciler, katı atık işçileri ve birçok kesimden kişi katıldı.
Forumun düzenlendiği salona, “Savaşa, işgale, tecride karşı birleşirsek kazanırız”, “Kadın katliamlarına karşı birleşirsek kazanırız” ve “Emek sömürüsüne karşı birleşirsek kazanırız” yazılı pankartlar asıldı. Forum, saygı duruşu ve yıl boyunca sokaklarda direnlerin direnişini yansıtan sinevizyon gösterimi ile başladı.
Kod-29 ile işten atılan işçiler
BMG adına açılış konuşması yapan Senar Şat, Türkiye’de sol ve sosyalistlerin 50 yıldır mücadele ettiğini ve büyük bir deneyim sahibi olduğuna işaret eden etti. Parçalı mücadeleleri bir araya getirmek üzere BMG’yi kurduklarını söyleyen Şat, amacın bu güçleri aynı çatı altında tutup işsizliğe, hukuksuzluğa ve sömürüye karşı çıkmak olduğunu söyledi. Kurulduktan sonra ezilen ve sömürülenlerin sesi olduklarını ifade eden Şat, birlikte mücadele çağrısı yaptı.
Kod-29 ile işten atılan Sinbo İşçisi Dilbent Türker, Kod 29’un bir devlet politikasını olduğunu söyledi. 1 seneye yakındır Kod-29’a karşı direndiklerini ifade eden Türker, devletin işçi ve emekçilere nasıl davranıldığının belli olduğunu kaydetti. Kod-29’a karşı eylemsellik süreçlerinden bahseden Türker, “İki işçi Ankara’ya yürüdük. Önümüze bir ordu yığıldı ama mücadelemize devam ettik. Bu karanlığı parçalamak için bir araya gelmeliyiz. Eğer bir araya gelmezsek kazanımlarımızdan da oluruz” dedi.
Cezaevleri cenaze evlerine dönüştü
Tutsaklarla Dayanışma İnisiyatifi (TDİ) üyesi Hıdır Sabur da cezaevlerinde hak ihlallerinin her geçen gün arttığına dikkat çekerek, cezaevlerinin cenaze evlerine dönüştüğünü vurguladı. Anayasa’nın 19’uncu maddesine işaret eden Sabur, “Salgın döneminde 150 bin adli tutuklu bırakılırken, bir siyasi tutuklu bırakılmadı. Tam tersi bırakılmamak için cezaevlerinde gözlem kurulları oluşturuldu ve infazları yakıldı. Anayasanın 10’uncu maddesi yaşam hakkı kutsaldır diyor. Geçen hafta 8 tutsak yaşamını yitirdi. Bin 600 hasta tutsak var. Biz konuda tutsak aileleri olarak hapishaneler ölüm evi olmasın diye eylemler yaptık ve bu ihlaller de son buluncaya kadar eylemlerimize devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.
‘Yan yana durmak çok güç veriyor’
İstanbul KHK Platformu üyesi Ömer Bilal Karakaya, 6 yıl önce KHK’yle işten atıldıklarını paylaştı. Karakaya, kamu emekçilerinin bir torbaya koyulup atıldığını belirterek, “Bu torbanın içerisinde her kimlikten insan vardı. Ama bizim bu torbadan omuz omuza vererek çıkacağımıza inanıyorum. Yan yana durmak çok güç veriyor” dedi.
‘Annemin gözü önünde katlettiler’
İşçi, emekçi ve hukuksuzluğa uğrayanların konuşmalarını sürdürdüğü forumda daha sonra Ferit Şenyaşar söz aldı. Şenyaşar’ın kürsüye gelmesiyle salonda bulananlar uzun bir süre Şenyaşar’ı ayakta alkışladı. Urfa adliyesi önünde başlattıkları Adalet Nöbeti’nin Türkiye’nin sınırlarını aştığına işaret eden Şenyaşar, “Türkiye’de yaşıyorsak, yarın başımıza ne gelir kimse tahmin edemez. Katliamın olduğu sırada ücretli öğretmenlik yapıyordum. Kardeşlerimin olduğu iş yerine AKP milletvekili saldırdı. Bütün kardeşlerim ağır yaralıydı. Yaşamını yitiren yoktu. Yaralı halde Suruç Devlet Hastanesi’ne kaldırdılar. Asıl katliam orada yaşandı. Babam da annemle birlikte hastaneye gidiyor. Devlet hastanesinde annemin gözü önünde babamı da linç ederek katlettiler” dedi.
Şenyaşar: Erdoğan hedef gösterdi
Katliamı yapan kişinin AKP vekili olması nedeniyle iktidarın yanında yer aldığını ifade eden Şenyaşar, “En son Cumhurbaşkanında ailemiz ile ilgili açıklamadan dolayı o ağır sözü burada söylemek istemiyorum ama söylediği söz bana Ortaçağ Avrupa’sını hatırlatıyor. O dönemde Katolik kilisesi vardı. Din görevlilerine aforoz hakkı verilmişti. Eğer din görevlileri birini aforoz ederse o insan ölümden daha beter ediliyordu. Toplum onunla kesin konuşmuyordu, dışlıyordu. Bizim durumumuz da Cumhurbaşkanın konuşmasından o sürece evrildi” diye konuştu.
‘Bütün resmi kapılar bize kapatıldı’
Bundan dolayı yaşadıkları Suruç’u terk edip merkeze taşındıklarını söyleyen Şenyaşar, “Haklı mücadelemizi insanlara duyurmak için bir mücadele başladık. Görünen kısmı 300 gün. Daha önce de mücadelemizi sürdürüyorduk. Çeşitli görüşmeler yaptık. Ancak bütün resmi kapılar bize kapatıldı” ifadelerini kullandı.
‘Tarihin sıfır noktası, Urfa Adliyesi önü’
Adalet Sarayı önünde sürdürdükleri nöbete işaret eden Şenyaşar, “Tarihin sıfır noktası Göbekli Tepe var. Biz buna ekleme yaparak tarihin sıfır noktası Urfa Adliyesi önünde diye söylem geliştirdik” dedi. İlk başlarda başlattıkları eyleme kimsenin müdahale etmediğini ifade eden Şenyaşar, daha sonra nöbetlerinin sahiplenmesi ardından müdahalelerin başladığını kaydetti. Şenyaşar, “Denemedikleri yöntem bırakmadılar. 5 defa gözaltına alındık. Bir gün hücrede kaldık. Pankart açtığımız için para cezası verildi. İki defa kolluk kuvvetleri tarafından saldırıya maruz kaldık” diye konuştu.
Annesi Emine Şenyaşar hakkında açılan 12 soruşturmadan 3’ünün davaya dönüştüğünü anımsatan Şenyaşar, “Annem kendisine yöneltilen tüm suçlamaları kabul ediyor. Cezaları da kabul ediyor” diye ifadelerde bulundu. Nöbetlerinin dayanışma ile sürdüğünü ve her gün daha da büyüdüğüne dikkati çeken Şenyaşar, Yusuf adında görme problemi olan birinin iki defadır kendileri ile dayanışmaya geldiğini ve bu nedenle kendisine selam göndermek istediğini söyledi.
‘Saray’dan korkuyorlar’
AKP’nin içinde bazı milletvekillerinin yaşanan hukuksuzluktan yakındıklarını ve gidermek için çaba gösterdiklerini söyleyen Şenyaşar, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu milletvekilleri ‘saraydan’ korktukları için arka planda bizlerle görüşüyorlar. Bu ifadeyi kullandığım için hakkımda soruşturma başlatıldı. Cumhurbaşkanı’na hakaretten ifadem alındı. Eğer AKP’li milletvekillerinin ‘saraydan’ korktuklarını söylemek suç ise ben bu suçu bir kere daha işliyorum.”
‘Mücadelemiz sadece kendimiz için değil’
Verdikleri adalet mücadelesinin sadece kendileri için olmadığını söyleyen Şenyaşar, son olarak “Bu mücadelemiz haksızlığa karşı bir mücadeledir. Bu mücadele dini kullanarak halkı sömürenlere karşı bir mücadeledir. Bizim mücadelemiz halka kuru ekmeği heba görüp 5 yerden maaş alan yetkililere karşıdır. Bizim mücadelemiz kendisi sarayda oturup halkı sokakta yatanlara karşıdır. Bizim mücadelemiz hasta tutsaklar içindir. Bizim mücadelemiz siyasi tutsaklar içindir. Bizim mücadelemiz bir gecede bir kişinin ağızından çıkan kelimeyle milyonları KHK ile işten atanlara karşıdır. Bizim mücadelemiz halkların kardeşliği içindir” diye konuştu.
Forum, Mezopotamya Kültür Merkezi (MKM) ve Grup Vardiya’nın müzik dinletisi ardından son buldu.
Kaynak:MA