İzmir Barosu’nun, Buca Cezaevi binasının asbest içermesi nedeniyle yıkımı durdurmak için açtığı “Yürütmeyi durdurma” davasında mahkeme, yıkım bittikten sonra karar verdi.
İzmir Valiliği 4 Mart 2022’de Buca Cezaevi yerleşkesinde bulunan taşınmazları hurda karşılığında yıkım ihalesi verdi. İzmir Barosu yıkımın asbest içermesi nedeniyle ihalenin iptali ve yıkım faaliyetlerinin durdurulması için 17 Mart’ta dava açtı. Yıkımın durdurulmasına ilişkin herhangi bir karar vermeyen mahkeme, yıkım işlemi tamamlandıktan sonra davanın kabulüne ve ihale işleminin iptaline karar verdi.
İzmir 2’nci İdare Mahkemesi tarafından verilen kararın gerekçesinde şunlar kaydedildi: “Gerek çalışanların gerekse kamu sağlığının doğrudan ve ciddi düzeyde olumsuz etkileneceği dikkate alındığında, yıkıma başlamadan önce yıkım izni alınması gerektiğine veya yıkıma başlanılmadan önce asbestli imalatın var olup olmadığı, varsa asbest içeren imalatlar için asbestin türünü, miktarını ve yerini belirlemeye yönelik envanter çalışması yapılmasının zorunlu olduğu, asbest ve diğer benzeri tehlikeli atıkların diğer atıklardan ayrı ve buna münhasır personel ve ekipmanlarla ayrıştırılması zorunluluğunun anılan mevzuatta yer aldığı halde, bu hususlara ilişkin olarak uyuşmazlık konusu ihaleye ait idari şartnamede yer verilmediği görülmektedir.”
Yıkım bittikten sonra karar
Konuya ilişkin açıklama yapan İzmir Barosu Yönetim Kurulu üyesi Şefika Yıldırım Sert, kararın ihaledeki hukuksuzluğu tescil etmesi açısından sevindirici olduğunu vurguladı. Adaletin yine geç geldiğini söyleyen Sert, “Dava dilekçesinde ortaya koyduğumuz hususlar tümüyle yaşam hakkıyla ilintili olmasına ve yıkım sürecinin kontrolsüz biçimde başlatıldığına ilişkin tüm delilleri sunmamıza rağmen yıkım tüm hızıyla sürmüş ve tamamlanmıştır. Bu olay bir kez daha göstermiştir ki; yargı sistemindeki hantallık hukuksuzluğun ve özellikle idarenin hukuka aykırı eylemlerinin payandası olmaktadır. Talebimize ve ortaya koyduğumuz tüm delillere rağmen ‘yürütmeyi durdurma’ kararı verilmediğinden, ihale ile öngörülen yıkım kararı uygulanmış ve yıkım işlemi sonuçlanmıştır. Yargı bir kez daha hukuksuzluğa yenik düşmüştür” diye kaydetti.
Sert, mahkemenin asbestli binaların yıkımına dair kararının, kritik ve sonrası için emsal oluşturacak bir karar olduğunu vurlayarak, “Her ne kadar ihaleyi alan firma tarafından yıkım gerçekleştirilmişse de kararın kesinleşmesi ile birlikte sorumlular hakkında hukuki ve cezai süreci devam ettirmekte kararlıyız” diye belirtti.