Yeşil Sol Parti, 28 Mayıs’ta yapılacak olan Cumhurbaşkanlığı ikinci tur seçimleri için sahada çalışmalarını sürdürüyor. Halka kendilerine verilen destek için teşekkür eden partililer ikinci turda sandığa gitme çağrısı yaptı
Yeşiller Sol Gelecek Partisi (Yeşil Sol Parti), Halkların Demokratik Partisi (HDP) ve Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) 14 Mayıs’taki seçimlerde verdikleri destekten dolayı başlattıkları teşekkür ziyaretleri Mêrdîn’de sürdürüyor. Hem halka teşekkür eden hem de 28 Mayıs’ta gerçekleştirilecek Cumhurbaşkanlığı ikinci tur seçimleri için sandık çağrısı yapan Yeşil Sol Parti Mêrdîn Milletvekilleri ve beraberindeki heyet; Rişmîl (Yeşilli), Nisêbîn (Nusaybin), Stewr (Savur) ve Qoser (Kızıltepe) ilçelerinde temaslarda bulundu.
Sandığa gitme çağrısı
DBP Eş Genel Başkanı Saliha Aydeniz ve beraberindeki heyet Rişmîl ilçesine bağlı köyler ile ilçe merkezinde temaslarda bulundu. İlk olarak köylerde halkla bir araya gelen Aydeniz ve beraberindeki heyet halka teşekkür ederek, 28 Mayıs’ta sandığa gitme çağrısı yaptı.
‘Kürt halkı görevini yerine getirdi’
Halkın sorularını da yanıtlayan Aydeniz, sandık sonuçlarının istedikleri gibi olmamasına rağmen AKP ve MHP iktidarının geriletildiğini belirterek, Kürt halkının 14 Mayıs’ta üzerine düşeni yaptığını ifade etti. Seçim hilelerine işaret eden Aydeniz, “Hukuksuzluklar karşısında belki, istediğimiz sonucu elde edemedik gibi görünüyor. Ama şu çok net Kurdistan halkları üzerine düşen rolü, misyonu yerine getirmiştir. Bu konuda hem moralimiz, hem motivasyonumuzu hem de gerçekliğimizi görmek gerekiyor” dedi.
’28 Mayıs’tan sonra özeleştirimizi yapacağız’
Seçimdeki aksaklılara ve istenen sonuca ulaşılamamasının birçok nedeni olduğunu belirten Aydeniz devamında şunları söyledi: “İşte bizim taktiksel yanlışlarımız, ittifak yanlışlarımız, aday belirlemedeki eksikliklerimiz, örgütsel olarak sorunlarımız,, anlayış sorunlarımız… Bunların hepsini 28’inden sonra oturacağız, konuşacağız, bunun muhasebesini yapacağız. Bunun özeleştirisini yapması gereken, hesabını vermesi gereken hangimiz isek tek tek bunu konuşacağız. Ama bugün hem bu duruşunuza, tutumuza teşekkür etmek için hem de 28’ine daha önemle yüklenmemiz için. 28 Mayıs 14’ünden çok daha önemli bir mesele. Erdoğan ile Kılıçdaroğlu arasında tercih yapma meselesi değil. Mesele bizlerin kendi coğrafyamızda, kendi topraklarımızda özgürce, dilimizle, kültürümüzle yaşayabilme meselesidir. Mesele bu iktidarın özelde son 8 yıldır, genelde de 21 yıldır Kürtleri düşmanlaştıran, bizleri kutuplaştıran dilinden kurtulma meselesidir. Mesele bu savaşçı politikalardan dolayı ekonomik krizin bu kadar derinleşmesi ve evimize bir ekmek götürememe meselesidir.”
HABER MERKZİ