Yeşil Sol Parti Milletvekili Ömer Faruk Hülakü, siyasi tutukluları kapsamayan düzenlemeler içeren ve Meclis’ten geçen Torba Kanun’a dair, ‘Düzenlemeden yine Kürt düşmanlığı çıktı’ yorumunu yaptı
Koronavirüs salgını gerekçe gösterilerek 14 Nisan 2020 tarihinde kabul edilen kanunla birlikte adli suçlardan tutuklu bulunan 90 bin kişi tahliye edildi. Söz konusu düzenleme, siyasi tutukluları kapsamadı.
“Örtülü af” alarak nitelendirilen bu düzenlemenin hemen ardından, 29 Aralık 2020’de siyasi tutukluların aleyhine İdare ve Gözlem Kurulları’nın oluşturulmasına karar verildi. Kurulla, koşullu salıverme şartları oluşan tutukluların tahliyesi “iyi hal” şartına bağlandı. Bu yetki ile şu ana kadar en az 217 siyasi tutuklunun tahliyesi çeşitli bahanelerle engellendi.
Söz konusu düzenlemeye tepkiler sürerken, son olarak AKP tarafından Meclis’e sunulan ve 13 Temmuz’da kabul edilen Torba Kanun Teklifi’nde siyasi tutuklular bir kez daha ayrımcılığa maruz kaldı. Yeni düzenlemeyle birlikte cinayet işleyen ve 20 yıl ceza alan kişiler 3 buçuk yıl; hırsızlıktan 16 yıl ceza alanlar 3 ay; cinsel suçlardan ceza alanlar 9 yıl; yağmadan 16 yıl ceza alanlar 3 ay; uyuşturucudan 12 yıl ceza alanlar ise sadece 6 ay kapalı cezaevlerinde kalacak. Siyasi tutuklular ise bu düzenlemenin dışında bırakıldı.
Düzenlemeyi değerlendiren Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi (Yeşil Sol Parti) Çewlîg (Bingöl) Milletvekili Ömer Faruk Hülakü, AKP’nin bugüne kadar tutuklulara dönük yaptığı düzenlemelerde belli bir kesime yönelik “özel af” çıkardığını söyledi.
‘Hasta tutukluları ölüme terk ediyorlar’
Mezopotamya Ajansı’nda (MA) konuşan Hülakü, son 3 yılda Meclis’ten geçen hiçbir düzenlemeden siyasi tutukluların yararlanmadığını hatırlatarak söz konusu düzenlemeyle ilgili şu sözleri ifade etti:
“Tutuklulara dair düzenlemeden Kürt düşmanlığı çıktı. Siyasi tutuklulara dönük bakışları değişmedi. Geçmiş dönemde yaptıkları infaz düzenlemelerinde de aynısı yaptılar. Siyasi tutuklar dışında herkes yararlanacak. Adli Tıp Kurumu’nun ‘Cezaevinde kalamaz’ dediği hasta tutukluları dahi serbest bırakmıyorlar. Cezaevinde yüzlerce hasta tutsak var. Bu hasta tutsaklar ölüme terk edilmiş durumda ve günden güne eriyorlar. Buna rağmen insanlık dışı muamelelere karşı karşıya kalıyorlar. Uygulamalar, devletin Kürt düşmanlığını ne kadar ileri bir dereceye getirdiğinin göstergesidir. Anadilde konuştuğu ve halay çektiği için veya çok kitap okuduğu için infaz ertelenir mi? Bunlar tamamen keyfi muamelelerdir. Bununla bir yere varamayacaklarını, Kürt düşmanlığının kendilerine yarar sağlamayacağını söylüyoruz. Bu onları geri götürecektir.”
HABER MERKEZİ