Yeşil Sol Parti Hukuk Komisyonu Farqîn’de yaşanan işkenceye ilişkin yaptğı açıklamada, ‘Terörle mücadele adı altında işkence suçunu işleyen ve halkımıza bu zulmü uygulayan kamu görevlilerinin yargılanması için mücadelemizi sürdüreceğiz’ dedi
Amed’in Farqîn (Silvan) ilçesine bağlı kırsal Bameydan (Yuva) Mahallesi’nde çıkan çatışmada 3 kişinin yaşamını yitirdiği belirtilirken, çatışma sonrası bölge askerler tarafından ablukaya alınmış bölgede bulunan koçerler işkence ile gözaltına alınmış ve çadırları yakılmıştı. Gözaltına alınanlar arasında 9 yaşında bir çocuğun olması ise yoğun tepkilere neden olmuştu.
Yeşil Sol Parti Hukuk Komisyonu yazılı bir açıklama ile işkenceyi ve çadırların yakılmasını kınadı.
Partiden yapılan açıklamada “Partimizin olaya dair incelemeleri devam etmektedir. İçişleri Bakanı ise kendi personelinin sunduğu işkence fotoğrafına dair suskunluğu tercih etmiş, yaşanan çatışmayla, ölümlerle, gözaltılarla övünmüştür. İşkence ve kötü muamele vakalarının hızla arttığı, devletin kurumları eli ile sistematik hale getirildiği ortadadır” ifadeleri kullanıldı.
İşkencecilere karşı hukuki mücadelenin verileceği belirtilen açıklamada “Türkiye’yi her gün adım adım demokrasiden uzaklaştıran, karanlık bir rejime mahkûm etmek isteyen zihniyettir. İşkence tüm insanlığa karşı işlenmiş bir suçtur ve yapan, yaptıran, sırtı sıvazlanan işkenceciler dünyanın neresinde olursa olsun yargı önünde hesap verecektir” denildi.
Açıklamanın tamamı şöyle;
“İşkenceciler mutlaka yargı önünde hesap verecektir
Basında yer alan haberlere göre, Diyarbakır’ın Silvan ilçesine bağlı kırsal Bameydan (Yuva) Mahallesi’nde 26 Ağustos 2023 günü güvenlik güçleriyle örgüt mensupları arasında çıkan çatışma sonrası köy ablukaya alınmış, giriş çıkışlar kapatılmıştır. Kırsal alanda Koçerlerin çadır kurduğu bölgeye operasyon düzenlenerek askerlerin Koçer bir aileden 5 kişiyi kötü muamele ve işkence ile gözaltına aldığı öğrenilmiştir. Ailenin 9 yaşındaki çocuğu dahi gözaltına alınmış bir süre sonra bırakılmıştır. Gözaltına alınanlar hakkında 24 saat avukat görüş yasağı getirilmiştir.
Basında yer alan fotoğraflarda Koçer ailenin çadırının ve arazinin yandığı görülmektedir. Ayrıca milliyetçi ve militarist hesaplardan da “yardım ve yataklık eden 4 şüpheli gözaltına alındı” şeklinde paylaşım yapılmıştır. Bu paylaşımlarda üzerinde sadece iç çamaşırları olan iki erkeğin işkence görmüş halde elleri ters kelepçelenmiş bir şekilde zırhlı aracın tekerleklerinin önüne yatırıldığı görülmektedir.
Bu fotoğrafı çeken jandarma personeli hakkında “soruşturmanın gizliliğini ihlal” suçundan soruşturma açıldığı da aynı hesap tarafından paylaşılmıştır. Biliyoruz ki; açılan bu soruşturmanın sebebi olayın nasıl gerçekleştiğine dair etkili bir inceleme yapılması değil, işlenen ağır insanlık suçunu gizlemektir.
28 Ağustos günü partimiz, milletvekillerinin de bulunduğu bir heyet oluşturup olay yerine incelemeye gitmiş ve sivillere ait bir yaşam alanının yakıldığını, adeta kömüre dönüştüğünü tespit etmiştir. Partimizin olaya dair incelemeleri devam etmektedir. İçişleri Bakanı ise kendi personelinin sunduğu işkence fotoğrafına dair suskunluğu tercih etmiş, yaşanan çatışmayla, ölümlerle, gözaltılarla övünmüştür. İşkence ve kötü muamele vakalarının hızla arttığı, devletin kurumları eli ile sistematik hale getirildiği ortadadır.
Kürt halkına ve çocuklarına yönelik, intikam, yok etme ve imha amaçlı uygulanan işkence ve haksız gözaltılar bilinçli bir politikanın ürünü olarak artmakta ve yaygınlaşmaktadır. İşkenceciler, bu politikanın devamı olarak kasıtlı bir biçimde işkence görüntülerini yaygınlaştırarak tüm toplumu tehdit etmektedir. 1990’ların faili meçhul hale getirme politikasının devamı olan bu zihniyet, Türkiye’yi her gün adım adım demokrasiden uzaklaştıran, karanlık bir rejime mahkûm etmek isteyen zihniyettir. İşkence tüm insanlığa karşı işlenmiş bir suçtur ve yapan, yaptıran, sırtı sıvazlanan işkenceciler dünyanın neresinde olursa olsun yargı önünde hesap verecektir.
Türkiye’nin de taraf olduğu İşkence ve Diğer Zalimane, İnsanlık Dışı ya da Onur Kırıcı Muamele ya da Cezaya Karşı Sözleşme’ye göre her ne olursa olsun, hiçbir istisnai durum işkenceyi haklı göstermek için ileri sürülemez.
Terörle mücadele adı altında işkence suçunu işleyen ve halkımıza bu zulmü uygulayan kamu görevlilerinin yargılanması ve hesap vermesi için hukuki ve siyasi mücadelemiz sürecektir.”
Bameydan köyü ablukada: Çıplak halde yere yatırılıp işkence edildiler
HABER MERKEZİ