28 Mayıs’ın ‘bir avantaj olduğunu’ belirten Yeşil Sol Parti Eş Sözcüsü İbrahim Akın, ‘Faşizmi yıkmak için mutlaka sandığa gidin’ çağrısında bulundu
Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi (Yeşil Sol Parti) İzmir İl Örgütü, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin 2’inci turuna yönelik tutumunu açıklamak amacıyla Bayraklı’da kahvaltılı basın toplantısı gerçekleştirdi. Toplantıya Yeşil Sol Parti Eş Sözcüsü İbrahim Akın, Yeşil Sol Parti milletvekilleri Burcugül Çubuk, Serhat Eren, Halkların Demokratik Partisi (HDP) ve Yeşil Sol Parti il yöneticilerinin de katıldığı toplantıda kentteki gazeteciler yer aldı.
‘Irkçı bir meclis oluştu’
İlk olarak konuşan Yeşil Sol Parti Eş Sözcüsü İbrahim Akın, ilk turda yaşanan yetersizliklere değinerek, seçimlerin ikinci turunda daha geniş bir kampanya ile seçim çalışması yürüteceklerini belirtti. Yeşil Sol Parti’nin 14 Mayıs’ta tarihsel bir rol üstlendiğini kaydeden Akın, “Bizim pozisyonumuza karşı ırkçı, şoven saldırgan bir siyasetle karşılaştık. Çok adaletsiz bir seçim atmosferinde çalışma yaptık. Halkımıza ulaşma konusunda araçlarımız yeterli gelmedi, ama tüm bu mazeretlerimizi gerekçelendirmek istemiyoruz. Seçimlerde ortaya koyduğumuz iki temel hedefimiz vardı; birincisi saray rejiminin ortaya koyduğu otoriter rejimi değiştirmek, ikincisi de mecliste sesimizi yükseltmek. Birincisi için Saray rejimini durdurduğumuz düşünüyoruz ancak meclis çoğunluğuna baktığımızda daha çok şoven, ırkçı bir meclis oluşturulmuş oldu” diye belirtti.
‘28 Mayıs bir avantaj’
“Biz bir şeyi yarım bıraktık” diyen Akın, fakat saray rejiminin her türlü hilesine, yalanına ve kurduğu en kötü ittifak ilişkisine rağmen başaramadığını vurguladı. Erdoğan’ın hala başaramayacağının paniği içerisinde ittifakını büyütmeye çalıştığını söyleyen Akın, “Öngörümüz ise saray rejiminin sınırı ancak bu kadardır, eğer muhalefet doğru bir siyaset hattı geliştirirse 9 milyona yakın seçmenin de oy kullanmadığını da bildiğimizden dolayı ikinci turda bu mesele çözülebilir. Geçersiz oylardan dolayı bu durum değişebilir aynı zamanda 28 Mayıs bir avantaj. O nedenle yurttaşlarımızın moral bozukluğuna kapılmadan sandığa gitme isteği kırılmadan devam etmesini istiyoruz. Faşizmi durdurmak istiyorsak mutlaka sandıklara gidin” dedi.
‘Buradayız birlikte başaracağız’
Muhalefete de seslenen Akın, “Son zamanlarda ırkçı, milliyetçi söylemin etkisi altında kalarak hareket eden muhalefet biraz kimden ne kadar oy aldığını bilmeli ve ona göre tutum almalı. Halkımızın isteğini kaçırabilecek, sandığa gitme isteğini kaldıracak tutum ve yaklaşımlardan uzak durmalıdır. Ciddi bir şekilde Türkiye’nin değişimini isteyen herkesin bu sandıkta sorumluluk almasını oy kullanmaya gitmesini, sandıklara sahip çıkmasını ve 28 Mayıs’ta bu Saray rejimini bu otoriter rejimi değiştirmek için güç birliği içinde olması gerektiğini düşünüyoruz. Buradayız birlikte başaracağız” dedi.
‘Daha geniş bir mücadele hedefi’
Yeşil Sol Parti İzmir Milletvekili Burcu Gül Çubuk ise “Özellikle Kürdistan’da HUDAR PAR’lıların sandık başında kadınların oyunu engellemeye çalıştıkları bir seçim süreci geçirdik. Kadınların sorunlarına ilişkin çalışmamız seçim endeksli değil. Genel bir kadın mücadelesi hattı içindeyiz. Özellikle İstanbul Sözleşmesinden çıkıyoruz dediği, sarayın bunun kampanyasını yürüttüğü bir dönemde kadınlar olarak çok geniş bir zemine ulaştık. Meşru olanın propagandasını yapmakla ilgili bizim çalışmamız; öldürülmek istemiyorum diyen kadınların, çocuk istismarına evet diyen ittifaka karşı olan kadınların ne yazık ki birbirini bulması bu ülkede çok kolay olmuyor. Bu nedenle daha geniş bir mücadele hedefimiz var. Emek ve Özgürlük İttifakı da temelde bir mücadele ittifakıdır” ifadelerini kullandı.
‘Kürtler Erdoğan’ı istemediğini ortaya koydu’
Yeşil Sol Parti Diyarbakır Milletvekili Serhat Eren ise seçim çalışmaları sırasında birçok engelleme ile karşı karşıya kaldıklarına dikkati çekti. Eren, “Sadece dün Êzidî halkımıza dönük bir tehlikeden bahsedebiliriz. 14 Mayısta Kılıçdaroğlu’na oy veren köylülerin eğer yeniden 28 Mayıs’ta oy verirse o köylerin boşaltılacağı tehdidi ile karşı karşıya olduğu söyleniyor. 14 Mayıs’ta arzuladığımız sonucu elde edemedik ama Kürt halkı kimi istemediğine karar verdi. Bu faşizan otoriter sistemi temsil eden Erdoğan’ı istemediğini ortaya koydu. Devletin bütün bu olanaklarına karşı seçime müdahale eden AKP-MHP iktidarı başarılı olamamıştır. Bütün halkımıza çağrımız, herkes sandıklara gitsin sandıklara yansıyan iradesine sahip çıksın” diye konuştu.
Sandık çağrısı
HDP MYK üyesi Samet Mengüç ise, iki temel sorunun olduğunu; birincisi Türkiye’nin demokratikleşme sorunu ikincisinin de Kürt halkının olmayan haklarının verilmesi olduğun ifade etti. Mengüç, “Herkes mutlaka sandığa gitmeyi görev ve sorumluluk almalı, tek adam rejiminin mutlaka kalkması lazım. bu kırmızı çizgimizdir. Gerek ve yeter koşuldur” dedi.
İZMİR