Bildirgede söylenenleri, “Özgürlüğe, eşitliğe, demokrasiye ve adalete hava gibi, su gibi ihtiyacımız olan bir dönemdeyiz” cümlesindeki mesaj ekseninde özetleyebiliriz
Bedri Tekin / KESK-YAPI YOL SEN eski Genel Başkanı
20 yıllık AKP iktidarında, işçiler, emekçiler, kamu çalışanları daha da yoksullaştı. Örgütlenme, grev haklarını kullanmaları yasalarla, yasaklarla engellendi. Millet İttifakı, Sosyalist Güç Birliği, Emek- Özgürlük İttifakı 20 yıllık AKP iktidarının uygulamalarına son vermeyi vaat ediyor. Bu uygulamalara nasıl son vereceklerini elbette ki parti tüzük, program, bu süreçte gerçekleştirdikleri eylem ve etkinliklerle de değerlendirilebiliriz. Ancak seçim bildirgelerinde bunlar ete-kemiğe bürünmekte.
30 Mart 2023 tarihinde Yeşil Sol Parti 2023 Seçim Bildirgesi açıklandı. Bildirgede çalışma yaşamına ilişkin ayrıntılı değerlendirme, çözüm önerileri de yer almakta. 31 Mart tarihinde yazmayı planladığım bu yazıyı Emek ve Özgürlük İttifakı’ndaki diğer partiler ile Sosyalist Güç Birliği bünyesinde yer alan partilerin de seçim bildirgelerindeki çalışma yaşamına ilişkin tespit ve önerilerini de değerlendirmek amacı ile geciktirdim, sözünü ettiğim partiler seçim bildirgelerini açıkladılar, ancak, tüm blokların, siyasi partilerin çalışma yaşamına ilişkin söylediklerini bir yazı kapsamında ele almak zor olacak, bu nedenle yazımı Yeşil Sol Parti Seçim Bildirgesi’ndeki çalışma yaşamına ilişkin başlıklarla sınırlı tutacağım.
Bildirgede yer alan başlıkları sadece o başlıkta söylenenlerle sınırlamak yetersiz kalabilir. Çalışma yaşamına ilişkin söylenenleri, demokrasi, tek adam rejimi, parlamenter sistem, özgürlük, adalet, hukuk, yargı, insan hakları, KHK’lar, eşitlik, düşünce ve ifade özgürlüğü, Kürt sorunu, kadın hakları, çocuk hakları, gençler, yaşlılar, emekliler, engelliler, göçmenler, vergi politikası, işsizlik, tarım politikaları, eğitim-öğretim hakkı, sağlık hakkı, gibi birçok alanda söylenenlerle bütün olarak değerlendirmek gerekir. Bildirgede söylenenleri, “Özgürlüğe, eşitliğe, demokrasiye ve adalete hava gibi, su gibi ihtiyacımız olan bir dönemdeyiz” cümlesindeki mesaj ekseninde özetleyebiliriz.
Doğrudan çalışma yaşamına ilişkin olarak söylenenler bildirgede önemli yer tutuyor, söylenen her söz önemli olmakla birlikte bu yazı kapsamında bazı noktaların altını çizmek istiyorum. Seçim bildirgesinin bütününü okumak, orada söylenenleri derinleştirmek, işçilere, gençlere, kadınlara yönelik olarak 1 Mayıs çalışmalarında, seçim çalışmalarında bildirgede yer alan talepleri, asgari talepler olarak dillendirmek gerek.
Meclis siyasetinin yanında sokak, fabrika, atölye, tarla siyasetini güçlendireceğiz:
Bu başlık hem, “Haklar yasalardan önce gelir”, “Hak Verilmez Alınır”, “Yaşasın Fiili ve Meşru Mücadele” vb. sloganlarda yaşam bulan bu anlayış, siyasetin yalnızca parlamentoda değil yaşamın her alanında yapılacağı, işçiler, emekçilerin de sokak, fabrika, atölye, tarlalarda siyaset yapacağı vurgusunu sadece partinin bir vaadi olarak değil yıllardır sokağa çıktığında gözaltına alınan, coplanan, gaz bombası ile karşılanan işçi emekçilere, sokakları, fabrikaları, tarlaları, işyerlerini özgür kılma çağrısıdır, hem de son yıllarda fiili ve meşru mücadeleden kopuş yerine 14 Mayıs’tan sonra şekillenecek mücadele biçimini de işaret etmektedir.
İstihdam biçimleri- İş Güvencesi:
Çalışma yaşamındaki en önemli sorunlardan birisi de, esnek ve kuralsız çalışmadır. 4857 sayılı İş Kanunu, esnek, kuralsız, güvensiz çalışma biçimlerine ilişkin kurallarla dolu, özel istihdam büroları aracılığı ile kiralık işçiliğe! İzin verilmekte, işlerin taşerona verilmesi asıl çalışma biçimine dönüşmüş durumda. İşçilerin iş güvencesi bulunmamakta, keyfi olarak işten çıkarmalar yaşanmakta.
Yeşil Sol Parti programında buna ilişkin olarak şu sözlerin yer aldığını görmekteyiz;
- “Esnek ve güvencesiz çalışma biçimlerine son vereceğiz. Emekçilerin söz hakkının olacağı işyeri yönetimlerinin oluşturulması için gerekli yasal düzenlemeleri yapacağız.
- Özel istihdam bürolarını kapatacak ve kiralık işçi uygulamalarına son vereceğiz.
- Özel istihdam büroları, dayıbaşılık, çavuşbaşılık, elçilik gibi aracı kurum ve mekanizmaları engelleyeceğiz; iş ve işçi bulma kurumunu iş bulmayı kolaylaştıracak biçimde etkin hale getireceğiz
- Kamu kesimindeki istihdam rejimini değiştirerek sözleşmeli, taşeron gibi farklı statülerdeki güvencesiz çalışmaya son vereceğiz.
- Kamu hizmetlerinin bütününde kadrolu ve güvenceli istihdam politikaları uygulayacağız; istihdamda ve yükselmede ehliyet ile liyakati esas alacağız.
- İş Kanunu’nun başta 25/II. Maddesi olmak üzere, işten çıkarılma ile ilgili hükümleri yeniden düzenleyeceğiz.
- Tazminatsız işten atılmayı yasaklayacağız.
- Mevsimlik, tarımda, işyerlerinde, sokakta, evde ve okulda staj adı altında çocukların sömürülmesine ve çocuk yoksulluğuna son vererek 18 yaşın altındaki çocukların işçileştirilmesini yasaklayacağız.
- Stajyer ve çıraklık şeklinde kamufle edilen yeni kölelik koşullarını önleyici tedbirler alacağız
- Kamusal ve özel çalışma alanlarında engellilere yönelik istihdam kotasını yüzde 10’a çıkaracağız.”
Örgütlenme, sendika, toplu sözleşme, gev hakkı
AKP döneminde sendikasızlaştırma, sendikal hakların kullanımının önüne baraj, yetki itirazları gibi uygulamalarla engeller çıkartıldı. Grev yasakları yaygın olarak uygulandı. Birçok işyerinde sendikalaşmak isteyen işçiler işten çıkartıldı. Kamuda yandaş sendikanın örgütlenmesi için baskı, sürgün politikaları uygulandı. 2 işyerinde BİRLEŞİK –METAL –İŞ grev yasaklarını fiilen sürdürdüğü grevlerle aştı,
Yeşil Sol Parti Programında örgütlenme, grev hakkının kullanımına ilişkin yer alan çözüm önerileri, özetleyecek olursak;
- “Sigortasız ve sendikasız çalıştırmayı önleyecek; kayıt dışı ekonominin önüne geçeceğiz.
- Sendika kurma hakkı, grev ve toplu sözleşme hakkı, sosyal güvenlik hakkı önündeki yasal engel ve kısıtlamaları kaldıracağız. Her işyerinde örgütlenme ve sendika hakkını güvence altına alacağız.
- Kamu emekçilerinin toplu sözleşme yapmasının ve grev hakkını kullanabilmesinin önündeki engelleri kaldıracağız.
- İşçilerin, kamu çalışanlarının ve çalışmayla ilişkili olan herkesin (işsizlerin, emeklilerin, öğrencilerin, çiftçilerin, ev eksenli çalışanların, ücretli-ücretsiz ev işçilerinin) grevli ve toplu sözleşmeli sendikal örgütlenme haklarını güvence altına alacağız.
- Toplu sözleşme hakkı önündeki baraj, yetki itirazları gibi tüm engelleri kaldıracak, bireysel ve kolektif hakları düzenleyen yasaları özgürlükçü bir içerikte yeniden düzenleyeceğiz.
- Hükümetin grev erteleme yetkisini kaldıracak, “milli güvenlik ve genel sağlık”’ gibi bahanelerle grev ertelemeyi engelleyeceğiz. Grev yasaklarını yeniden ele alacak ve dayanışma grevi, hak grevi, genel grev, iş yavaşlatma vb. her türlü toplu eylem hakkını güvence altına alacağız.
- Lokavtı anayasal ve yasal bir düzenleme olmaktan çıkaracağız.
- Mevsimlik tarım işçilerinin örgütlenme özgürlüğünü güvence altına alacağız”
Kadınların çalışma yaşamındaki yeri:
Bildirgenin bütününde kadınların yaşamın her alanında varlığı, eşitliği, toplumsal cinsiyet eşitliği, eşit temsiliyet vurgusu yer alırken, İstanbul Sözleşmesi dahil temel hak ve özgürlükleri koruyan, toplumsal cinsiyet eşitliğini savunan uluslararası sözleşmelerin iç hukukta şartsız koşulsuz geçerli olmasını sağlanacağı belirtilmekte, Türkiye kamuoyunun hemen hiç gündeminde olmayan ILO tarafından 2019 yılında kabul edilen ILO 190 sayılı Şiddet ve Tacizin Önlenmesi Sözleşmesi’nin onaylanacağı, hayata geçirileceği de belirtilmekte, bildirgede bu başlığa ilişkin yer alan hususları şu şekilde özetleyebiliriz;
- Kadınların emeğini, çalışmasını yok sayan erkek egemen kapitalist sistemin eril, cinsiyetçi iş bölümüne, ayrımcılığına ve eşitsizliklerine son vereceğiz.
- İstihdamda kadın erkek eşitliğini sağlayarak kadın istihdam alanlarını büyüteceğiz.
- Uluslararası Çalışma Örgütü’nün (ILO) 190 sayılı şiddet ve taciz sözleşmesini ve 206 sayılı Tavsiye Kararı’nı onaylayacak ve hayata geçireceğiz.
- Kadınların ücretsiz ev emeğine yönelik sosyal güvence ve emeklilik hakkını tanıyacağız.
- İstihdamda kadın erkek eşitliğini sağlayarak kadın istihdam alanlarını büyüteceğiz.
- Çocuk bakımını sadece kadınların görevi olarak gören yaklaşıma karşı, çocuk bakım hizmetini kamusallaştırarak ücretsiz bakım evleri ve kreşler açacağız
- Tüm mahallelerde çok dilli kreş ve anaokulları açarak kreşlerin 7/24 hizmet vermesini sağlayacağız
- 8 Mart’ı çalışan tüm kadınlar için resmi tatil günü ilan edeceğiz.
- Ev içi emeğin sömürülmesine karşı kadınlara sosyal güvence ve emeklilik hakkı getireceğiz.”
İşçi sağlığı ve iş güvenliği:
Ülkemizde, iş cinayetlerinde her yıl 2.000 civarında can kaybı yaşanmakta, meslek hastalıkları ise hemen hiç tespit edilememekte, bildirgede işçi sağlığı ve güvenliğinin sağlanmasına ilişkin önemli vurgulamalar yapılmakla birlikte, iş cinayetlerinde kaybettiğimiz canların en az 6 katı can kaybına yol açan meslek hastalığından hiç söz edilmemesini önemli bir eksiklik olarak değerlendirmeliyiz.
- “İşçi sağlığı ve iş güvenliği konusunda gerekli önlemleri alarak yapısal düzenlemeleri yapacak ve uluslararası standartları istisnasız uygulayacağız. İş cinayetlerine son vermek için Birlikte Değiştireceğiz!
- Emeğin ağırlıklı olduğu İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Konseyi’nin kuruluşunu sağlayacağız.
- İşçi sağlığı ve iş güvenliği hakkını anayasal bir hak olarak tanıyacağız; “İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu” ve “Ceza Kanunu” başta olmak üzere ilgili tüm mevzuatı yeniden düzenleyerek cezasızlık politikalarıyla mücadele edeceğiz.
- Taşeron sisteminin varlığına son verecek, yaşanan her iş kazasında ana firmayı da sorumlu kılacak düzenlemeleri yaşama geçireceğiz.
- Tarım işçilerinin ücret, çalışma saatleri, iş güvenliği, sağlık, sosyal güvence, ulaşım, barınma, beslenme, temiz su, tuvalet, çocukların eğitimi ile ilgili yaşadıkları sorunlara çözümler üreteceğiz.”
Emekliler:
Emeklilerin asgari ücretin bile altında bir ücretle yaşamaya zorlandığı, emekli sendikalarının kapatıldığı bir dönemde, bildirgede emeklilere ilişkin başlıkları şu şekilde özetleyebiliriz;
- “En düşük emekli aylığını asgari ücret düzeyine yükselteceğiz.
- Aylık bağlama oranlarını arttıracağız.
- Emeklilerin sendikal örgütlenmesi önündeki bütün engelleri kaldıracağız. Emekli sendikalarının hukuki statüsünü tanıyacağız.
- Emeklilik yaşını düşüreceğiz.
- Kısmi zamanlı çalışanlar için emeklilik koşullarını kolaylaştıracağız.”
Enflasyon, ücret, asgari ücret:
Enflasyonun her geçen gün, çalışanların satın alma gücünü yok ettiği, ücretlilerin gelirden aldığı payın azaldığı bir dönemde, enflasyon, ücret, asgari ücrete ilişkin söylenenleri ise aşağıdaki şekilde özetleyebiliriz;
- Haftalık çalışma sürelerini kısaltacağız. Haftada 4 gün ve günde 7 saatlik çalışma sistemini uygulayacağız.
- Asgari ücretin bütün iş kollarını kapsayan gerçek bir toplu pazarlık ile belirlenmesini sağlayacağız.
- Her engelliye, asgari ücrete eşdeğer bir ‘’Temel Yurttaşlık Geliri’’ ödemesi yapacağız.
- İnsanca yaşanacak, emekliliğe yansıyacak adil bir ücret sistemi getireceğiz.
- Ücretlilerin vergi dilimlerinin değişmesi ve bu dilimdeki tutarların düşük olarak belirlenmesi nedeniyle uğradığı gelir kaybını telafi edecek çalışmalar yapacağız
- İşsizliği azaltabilmek ve işsizlere gelir sağlayabilmek için, küçük ve orta ölçekli (esnaflara ve KOBİ’lere) işletmelere, istihdamı, işçi haklarını, sendikal hakları korumaları, işçi sağlığı ve güvenliği kurallarına uymaları şartıyla destekler vereceğiz.
- Genç işsizliği ve genç yoksulluğuyla mücadelede genç işsizler için asgari temel gelir uygulamasını başlatacağız.
- Genç işsizliği ve genç yoksulluğuyla mücadelede genç işsizler için asgari temel gelir uygulamasını başlatacağız.
- Demokratik ekonomi ile geniş toplumsal kesimlerin enflasyon, işsizlik, gelir dağılımı adaletsizliği, yoksulluk, barınma sorunu gibi acil ihtiyaçlarına çözüm için buradayız!
- Zaruri malların fiyatlarını süreli donduracağız.
- Halkın ihtiyacı kadar enerji kullanımını ücretsiz sağlayacağız.
- Gıda, enerji, ulaşım, haberleşme gibi sektörlerde tekellerin sebep olduğu finansal spekülasyonu önleyecek, fiyat istikrarını sağlayacağız.
- Toplumun en yoksullarına ve kadınlara öncelik verilerek, düzenli geliri olup olmadığına bakılmaksızın, her haneden 18 yaşını doldurmuş olan en az bir kişiye aylık asgari ücretin üçte ikisi tutarında ‘temel gelir güvencesi’ vereceğiz.
- Enerji fiyatlarındaki artışları halka yansıtmayacak, enerji dağıtımını kamulaştıracağız
- “İşsizlik Sigorta Fonu”nun işsizlerce kullanılmasını kolaylaştırarak, ödeme koşulları ve miktarlarını işçiler lehine yeniden düzenleyeceğiz.
- İşsizlik Sigortası Fonu’nun kullanımı ve denetiminde sendikalara da inisiyatif tanıyacağız.
- İşsizlik Sigortası Fonu’nun işverenlere destek, teşvik ile kamuya fon aktarımı olarak kullanımına son vereceğiz.
Göçmen işçiler:
Göçmenler, mültecilerin sorunları farklı başlıklarda yer almakla birlikte, çalışma yaşamı başlığı altındaki hususları şu şekilde özetleyebiliriz;
- Göçmen ve mültecilerin güvencesiz ve ucuz işgücü olarak çalıştırılmasına karşı adalet ilkesiyle istihdam koşullarını düzenleyip çalışma izni ve sendikal örgütlenme haklarını güvence altına alacağız.
- Göçmen ve mülteciler üzerinden yaygınlaştırılan çocuk işçiliğini sonlandırmak amacıyla acil eylem planı hazırlayacağız