Tüm Türkiye’de büyüyen susuzluk sorunu Konya Ovası’nda can yakıyor. Yeraltı sularının hızla tükenmeye başladığı Konya Ovası’nda, bu duruma bağlı olarak 325 adet obruk oluşumu ortaya çıktı
Türkiye coğrafyasının bir dönem tarım cenneti olan Konya Ovası hem susuzluktan hem de toprağın tuzlanmasından kaynaklı büyük bir kayıp yaşıyor. AKP iktidarının tarım politikaları bölgede en çok üretilen pancar tarımında ciddi düşüşler ortaya çıkardı. Pancar şekeri yerine Nişasta Bazlı Şeker (NBŞ) piyasaya hakim olmuş durumda. Tüm bunlar yaşanırken bölgede tarımı destekleyecek sulama destekleri yapılmıyor. Çiftçiler ise zorunlu olarak yeraltı sularına yüklenirken açılan onbinlerce su sondaj kuyusu sonucu bölgede görmeye alıştığımız obruk sayısı 325’i aşmış durumda. Devlet Su İşleri (DSİ) Genel Müdürlüğü verilerine göre, ülke genelinde obruk oluşumları Konya Kapalı Havzası’nda ortaya çıkıyor. Bu duruma yol açan en önemli etken ise yeraltı sularının yoğun kullanımı olduğu belirtiliyor.
Obruklar susuzluk sonucu
1970’li yıllardan itibaren yeraltı sularının kontrolsüz kullanımı ve buna bağlı olarak yeraltı suyu seviyesinde meydana gelen düşme, derinlikleri 20 ile 150 metre arasında değişen obrukların oluşumunu hızlandırdı. DSİ bu duruma çözüm olarak, bölgeyi kapalı havzaya çevirmiş olması sorunu çözmekten çok uzak. Konya Ovası Projesi (KOP) Bölge Kalkınma İdaresi Başkanı İhsan Bostancı, “Yeraltı suyu seviyesi 30 yılda 30 metre azaldı. Her yıl yeraltı suyu seviyemiz bir metre düşüyor. Bu seviyedeki düşüş obrukların oluşumlarını tetikleyen faktörlerden biridir” açıklaması şu an yeraltı sularının 400 metre derinliklere doğru kaydığı açıklamalarda yer verilmemesi dikkat çekiyor.
Su barışı önerisi
Jeoloji Mühendisleri Odası Konya Şube Başkanı Prof. Dr. Fetullah Arık ise Türkiye’nin tatlı su bakımından zengin bir ülke olmadığına dikkati çekti. Türkiye’de kişi başına yıllık 1200 ton su düştüğünü anımsatan Arık, “Konya Ovası’nda metrekareye yıllık 320 milimetre yağış düşüyor. Bölgede devam eden kuraklık ve artan yeraltı suyu kullanımı, yeraltı su seviyesinin düşmesine neden oluyor. Su seviyesi son 40 yıllık periyotlara baktığımızda ciddi anlamda düşüyor. Yeraltı sularının aşırı ve bilinçsiz kullanımı obruk oluşumlarını da tetikliyor. Toplamda tespit ettiğimiz obruk sayısı 325’e ulaştı. Tespit edilen 140 bin su kuyusundan yalnızca 40 bini ruhsatlı. Yani 100 bin civarında ruhsatsız su kuyusu var. İmar barışı gibi belki bir su barışı ile en azından su kuyularının kontrol edilmesi sağlanmalı” ifadeleri kuyuların ruhsatlı hale gelince su kullanımının nasıl azalacağına bir yanıt içermiyor. Bölgede kuyu başlarına takılan sayaçların sadece suyun ticari bir meta olarak ele alınmasından başka bir hedefinin olmadığı ise biliniyor.
Karapınar enerji bölgesi
Konya havzasında susuzluk her geçen gün büyürken Karapınar’ın tarım havzası olma özelliği yok edilip enerji havzası haline getirilme süreci büyürken, bölgeye krurulacak olan termik santrallerin yoğun su kullanımı görmezden geliniyor. AKP iktidarının tarım politikaları sonucu en temel ihtiyaçlar dahi ithalata bağlanırken tarım üretimleri her yıl gerilemeye devam ediyor. AKP’nin tarım yerine enerji üretimini temel politika olarak belirlemiş olması yaşanan sorunlalrın başlıca nedenini oluşturuyor. Birleşmiş Milletler’in hazırladığı Dünya Su Gelişim raporu açıklandı. Raporda, yeryüzünde giderek artan su sıkıntısı ve doğal çevre bozulması yüzünden, 2050 yılına kadar tahıl üretiminin yüzde 40 düşebileceği uyarısı yaptı. Türkiye’de çok daha erken bir dönemde yaşanacak bu sonuç, uygulanan tarım ve enerji politikalarıyla yaşanılan sürece bakıldığında açıkça ortaya koyuyor.
EKOLOJİ SERVİSİ