Yenidoğan çetesi davasının altıncı gününde, örgütün lideri olduğu iddia edilen ve hakkında 582 yıla kadar hapis cezası istenen Fırat Sarı, mahkemede örgütten ayrıldıktan sonra güvenlik güçleriyle görüştüğünü ve devletle bağlantılarının olduğunu açıkladı
İstanbul’da yenidoğan bebekleri, önceden anlaştıkları özel hastanelere sevk edip ölümlerine neden oldukları ve haksız kazanç elde ettikleri iddiasıyla 22’si tutuklu 47 sanığın yargılaması devam ediyor. Bakırköy 22’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nce 500 kişilik konferans salonunda görülen davanın ilk beş celsesinde şu ana kadar tutuklu 21 sanık ifade verdi.
Duruşmanın altıncı günü olan bugün ise çete lideri olmakla yargılanan Fırat Sarı, ifade veriyor.
Günlerdir kamuoyunda tartışılan “Yenidoğan Çetesi” davasında yeni bilgiler ortaya çıkıyor. Fırat Sarı’nın “Örgüt üyesi” olduğu ve bundan dolayı cezaevi yattığı konuşuldu. Ancak Fırat Sarı’nın mahkemede verdiği ifadede devletin ajanı olduğunu itiraf etti. Kapatılan hastaneler içinde AKP’den isimler yer aldı. Eski Sağlık Bakanı’nın hastanesinin de ruhsatı iptal edildi. İktidar ve yöneticilerin yargılanması gerekirken, doktor ve hemşireler gözaltına alındı. Davada yargılanan isimler için ise iktidar “Örgüt üyeleri” yargılanıyor diyerek, manipüle etti. Ancak çete lideri olduğu belirtilen ve çok sayıda çocuğun ölümüne sebep olan isim Fırat Sarı’nın de devletle beraber çalıştığı, devlet ajanı olduğu ortaya çıktı.
‘Devletle ilişkiliydim’
Fırat Sarı, “1975 Bingöl doğumluyum. İlk, orta ve lise eğitimimi orada tamamladım. 17 yaşımda tıp fakültesine girdim. Üniversitede bir yürüyüşe katıldım, bu nedenle 4-5 yıl cezaevinde örgüt üyeliğinden yattım. 16-17 yaşlarında çocukların ölüm orucu yaptığı dönemde bulundum. Örgütü benim kadar iyi kimse bilemez. Örgütten ayrıldıktan sonra devletle ilişkiliydim. Güvenlik güçleriyle görüşürdüm. FETÖ kalkışmasına kadar da birlikte çalıştık, devletle bağlantım vardı” dedi.
‘Usulsüzlük yaptık’
Çalıştırdıkları hekimlerin maaşları ve sigorta ödemeleriyle ilgili usulsüzlük yaptıklarını kabul eden Fırat Sarı, “Hekim 100 bin lira maaş alıyorsa, 40 binini hastane ödüyordu. Kalan 60 bin lirayı biz hastaneye sigorta keserek alıp hekime veriyorduk. Ama bu sigortasına işleniyordu. Burada usule aykırı bir işlem yaptık. Şirket kurup hekimlere ve hemşirelere küçük küçük ortaklık verecektim ama olmadı” dedi.
Ne kadar ceza isteniyor?
İddianamede, şüpheliler Fırat Sarı ve İlker Gönen’in 10 kez kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi, nitelikli dolandırıcılık, suç işlemek amacıyla örgüt kurma ve 11 kez uygulanmak üzere resmi belgede sahtecilik suçlarından toplamda 177 yıl 6 aydan 582 yıl 9’ar aya kadar hapisle cezalandırılmaları talep edildi.
Şüpheli Gıyasettin Mert Özdemir hakkında ise kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi, kişisel verilerin hukuka aykırı ele geçirilmesi, kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık, suç işlemek amacıyla örgüt kurma ve resmi belgede sahtecilik suçlarından 180 yıldan 589 yıl 9 aya kadar hapis istendi.
Aralarında doktor, hemşire ve sağlık çalışanlarının da bulunduğu 18 şüpheli hakkında da 10 ile 437 yıl 6 ay arasında hapis cezası talep edildi.
10 hastanenin ruhsatı iptal edildi
İddianamede ayrıca ‘malen sorumlu’ olarak ifade edilen hastanelerin ve şirketlerin kapatılarak mal varlıklarına el konulmasına karar verilmesi de talep edildi. SGK’dan günlük 8 bin lira almak için yeni doğan bebekleri yoğun bakımda tutarak ölümlerine yol açan çeteye ilişkin soruşturmada adı geçen 10 hastanenin ise bu süreçte ruhsatları iptal edildi.
Hastanelerin ruhsatları iptal edildi
Ruhsatları iptal edilen özel hastaneler şu şekilde: “Özel Reyap İstanbul Hastanesi, Özel Birinci Hastanesi, Özel Avcılar Hospital Hastanesi, Özel Güney Hastanesi, Özel Bağcılar Medilife Hastanesi, Özel TRG Hospitalist Hastanesi, Özel Beylikdüzü Medilife Hastanesi, Özel Şafak Hastanesi Bağcılar, Özel Silivri Kolan Hospital Hastanesi ve Çorlu Reyap Hastanesi.”
HABER MERKEZİ