Bazı fotoğraflar sayfalar dolusu yazılardan fazlasını anlatırlar. Geçen hafta Brüksel’de gerçekleştirilen AB – ASEAN Devlet ve Hükümet Başkanları Zirvesi’nde çekilen bir enstantane buna sahiden iyi bir örnek teşkil ediyor. Medyada yer alan fotoğrafta bir AB bürokratının ASEAN temsilcilerinden birisine neredeyse ağzına girecek derece yakınlaştığı görülüyor, ki bu fotoğrafa Almancada yalakalığı tarif etmek için kullanılan “Speichellecker”, yani “salya yalayıcısı” tanımı cuk oturuyor. Yeni(den) sömürge hevesleri kabaran Avrupalı emperyalist güçler, Çin’e alternatif arayışlarında öylesine esnekleştiler ki, genel söylemlerinde aşağıladıkları Asyalıları yanlarına çekebilmek için her türlü hokkabazlığı yapmaya hazırlar.
AB, Rusya ve Çin’e yönelik saldırgan politikalarına destek alabilmek ve uluslararası tekellerinin tedarik zincirlerini çeşitlendirebilmek için ASEAN ülkelerine yalakalık yapıyorlar. Çarşamba günü, 45 yıl sonra ilk kez bu düzeyde gerçekleştirilen AB – ASEAN Devlet ve Hükümet Başkanları Zirvesi’ni böyle okumak gerekiyor. Çin’in yaygın ve güçlü yüksek teknoloji branşlarına bağımlı olan Avrupalılar bu alanda ASEAN ülkelerini alternatif hâline getirmeye çalışıyorlar. Aynı zamanda yeni serbest ticaret antlaşmaları teklifleriyle ASEAN ülkelerindeki etkilerini artırmak istiyorlar. Bununla birlikte diğer amaçları da ASEAN ülkelerini Rusya ve Çin’e karşı pozisyon aldırmaya çalışmaktır.
Ancak zirve bir kez daha Avrupalı emperyalistleri hüsrana uğrattı. Bir kere sonuç bildirgesine Rusya’yı suçlayıcı bir cümle yerleştirilemedi. Laos, Tayland ve Vietnam kesin karşı çıkarlarken, ASEAN dönem başkanı Kamboçya Başbakanı Hun Sen ASEAN’ın “her türlü blok siyasetini reddettiğini ve herhangi bir kuşatma girişiminin parçası olmayacağını” açıkladı. Aynı şekilde AB’nin ASEAN ülkelerini Tayvan ihtilafında da yanına çekemediği görüldü ASEAN, Çin ile herhangi bir gerilime girmeyeceğini açıkladı.
Diğer taraftan tedarik zincirleri konusunda Çin’e olan bağımlılığın uzun süre boyunca aşılamayacağı bizzat AB temsilcileri tarafından dile getirildi. Singapur ve Vietnam ile olan, ancak yüksek teknoloji ürünlerinden ziyade sadece tekstil branşında devam ettirilen iş birliğinin Avrupalı otomotiv tekellerinin ihtiyaçlarını karşılayamayacağı çok açık.
ASEAN üyeleri arasında Avrupalıların en çok güvendikleri tek ülke Singapur. Singapur Güney Kore, Japonya ve Tayvan ile hem ABD’nin Hint-Pasifik- Stratejisini destekliyor, hem de Avrupalı silah tekellerinin önemli müşterileri arasında yer alıyor. Geçen salı günü Kiel’de Singapur’a iki denizaltının teslim edildiği törende konuşan Alman Şansölyesi bu nedenle “Singapur ile aramızda iktisadi ve jeopolitik çıkarlar açısından sıkı bir iş birliği mevcuttur” diyordu. Gene de “Avrupa’nın güvenlik politikaları için önemli bir stratejik partner” olarak görülen Singapur’un ASEAN içindeki etkisi, siyaset değişikliği için yeterli değil.
ASEAN 1967’de kurulduğunda, o zamanlar Avrupa Ekonomik Topluluğu çatısı altında toplanan Avrupalı emperyalist ülkelerle birlikte Batının antikomünist ittifaklarının önemli bir bileşeniydi. Avrupalılar Sovyetler Birliği’ne karşı verilen mücadelede saflarını aldıklarında, ASEAN ABD emperyalizminin Vietnam savaşına destek çıkıyor ve oluşturdukları diktatörlüklerle ülkelerinin kaynaklarını Batılı güçlere peşkeş çekiyorlardı. Görüldüğü kadarıyla Avrupalılar ABD’nin de desteğiyle ASEAN’a benzer görevleri yüklemeye çalışıyorlar.
Ama ne ASEAN ülkeleri 1960’ların sömürgelerine benziyorlar, ne de Avrupalıların uzattıkları her yeme kanacak kadar zayıf durumdalar. AB’nin Güneydoğu Asya’daki “yakınlaştırma girişimleri”, aynı Afrika’da oluşturmaya çalıştıkları etki alanları girişimleri gibi başarısız kalacak gibi görünüyor. O açıdan dünya ekonomisinin ağırlık noktasının giderek Güneydoğu Asya’ya kaymakta olduğu ve ABD emperyalizminin Pasifik sularını ateşe vermek istediği böylesi bir dönemde Avrupalı emperyalistlerin yeni(den) sömürge hevesleri kursaklarında kalacak tespitini yaparsak, herhalde yanılmış olmayız.