AYM kararı sonrası yeniden görülen Nihat Kazanhan davasında mahkeme sanık polis hakkında yakalama kararı çıkarttı
Şirnex Cizîr (Cizre) ilçesinde 2015’te öldürülen 12 yaşındaki Nihat Kazanhan davasında Anayasa Mahkemesi’nin verdiği ihlal kararı ardından Cizre 1. ACM’de dava yeniden görüldü. ÖHD’li avukatların ve Baroların katıldığı duruşmada duruşmaya katılmayan sanık polis memuru M.B.G hakkında “tutuklamasına yönelik yakalama kararı” çıkarıldı.
Şırnak’ın Cizre ilçesinde 2015'te öldürülen 12 yaşındaki Nihat Kazanhan davasında Anayasa Mahkemesi'nin verdiği ihlal kararı ardından Cizre 1. ACM'de yeniden görülen davada duruşmaya katılmayan sanık polis memuru M.B.G hakkında "tutuklamasına yönelik yakalama kararı" çıkarıldı. pic.twitter.com/Nz1HntG1aP
— Deniz Tekin (@denztknn) February 24, 2023
Yargılama süreci nasıl gelişti?
Cizre Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma kapsamında Mardin Emniyet Müdürlüğü Özel Harekat Şubesi’nde görevli polis memuru H.V. şüpheli olarak gözaltına alındı ve “Kasten öldürmek” suçundan tutuklanıp, güvenlik gerekçesiyle Malatya Cezaevi’ne gönderildi.
Ancak daha sonra savcılığa verdiği yeni ifade ile olayı M.N.G adındaki polisin gerçekleştirdiğini anlatınca tahliye oldu.
H.V. daha önceki ifadesini “hem arkadaşımız M.N.G.’nin yanmaması, hem de ekipten herhangi bir arkadaşa zarar gelmemesi” amacıyla ve “kimsenin tutuklanmayacağını düşünerek” verdiğini söyledi.
Bu ifade üzerine tutuklanan özel harekat polisi M.N.G’ye haksız tahrik indirimi yapıldı ve 13 yıl 4 ay hapis cezasına çarptırıldı; H.V. ise beraat etti.
Ailenin avukatı Rojhat Dilsiz, dosyayı Yargıtay’a taşıdı ama başvuru esastan reddedilince, 26 Eylül 2019 tarihinde Anayasa Mahkemesi’ne başvurdu.
AYM gerekçeli kararında nelere vurgu yaptı?
AYM’nin 25 Mayıs 2022 tarihinde verdiği “yaşam hakkı ihlali” kararının gerekçesi Perşembe günü Resmi Gazete’de yayımlandı.
Gerekçeli kararda Birleşmiş Milletler (BM) ve Avrupa Konseyi belgelerine atıf yapılarak yargılama süreçlerindeki eksikliklere yer verildi.
Bölgede kamu makamlarının terörle mücadele ve kamu görevinin sağlanması amacıyla başvurdukları önlemlerin ölçülülüğü bakımından büyük önemi olduğuna vurgu yapan mahkeme, Nihat Kazanhan’ı öldüren polis memuruna uygulanan haksız tahrik kararını kabul etmenin mümkün olmadığını vurguladı.
Cizre Ağır Ceza Mahkemesi, “terör örgütünün” bu tür olaylarda -cezai sorumluluklarının bulunmamasından faydalanmak amacıyla- çocukların kullanıldığı olgusuna dikkat çekmiş ve Nihat Kazanhan’ın da kolluk görevlisi sanıkların olduğu yere doğru taş atan çocukların arasında bulunmasına vurgu yapmıştı.
AYM bununla ilgili olarak şu değerlendirmeyi yaptı:
“İlk olarak bu türden olaylarda görevli olan güvenlik güçlerinin ve kolluk kuvvetlerinin kalabalıkların bu şekilde hukuka aykırı hale dönüşen ve şiddete evrilen olaylarda, doğrudan silahlı güce başvurmadan önce daha hafif müdahale yöntemlerine sahip oldukları hatırda tutulmalıdır. Bu tür bir olayda öldürücü nitelikte ateşli silah kullanılması, üstelik kişilere doğru silahla ateş edilmesi, oldukça istisnai koşullarda başvurulacak son çare olmalıdır.’’
Nihat Kazanhan’ın vurulmasına sebep olayda anılan istisnai koşulların bulunmadığı kanaatine varan AYM, 12 yaşındaki bir çocuğun yaşı gereği içinde bulunduğu kalabalığın gerçekleştirdiği olayların hukuki sonuçlarını algılama ve davranışlarını buna göre yönlendirme kabiliyetinden yoksun olduğunu hatırlattı.
Gerekçeli kararda, “Hal böyle olunca ölen çocuğun davranışları ile doğrudan bir ilgi kurulmadan genel koşullara ve kitlesel eylemlere dayanılarak ölüme neden olan silahlı kişilerin bulunduğu yöne doğru ateşleyen kolluk görevlisi sanık hakkında haksız tahrik koşullarının ve varlığını kabul etmenin Anayasa ile koruma altına alınmış olan yaşam hakkına ilişkin güvencelerle bağdaştığını söylemek mümkün gözükmemektedir” ifadelerine yer verildi.
HABER MERKEZİ