Yeni Kıbrıs Partisi, 20 Temmuz 1974 savaşının yıldönümünde yayınladığı açıklamada, ‘Kayıplar ve acılar üzerinden yaratılan şovenizme karşı sürekli mücadele halinde olmaya devam edeceğiz’ dedi
AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, 20 Temmuz 1974 savaşının yıldönümünde Lefkoşa’da yapılan törene katıldı. Kuzey Kıbrıs Cumhurbaşkanı Ersin Tatar tarafından düzenlenen törene Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, AKP’nin hükümet ortağı Milliyetçi Hareket Partisi’ni (MHP) temsilen partinin Genel Başkanı Devlet Bahçeli de katıldı.
Federe Kurdistan ve Rojava’yı sık sık bombalatan, SMO güçlerini kentlerin demografisini değiştirmek için kullanan Erdoğan, “Kıbrıs’ta barışı sağlamaya hazırız” dedi.
Lefkoşa’daki Fazıl Küçük Bulvarı’nda konuşan Erdoğan “Biz müzakereye, görüşmeye, Kıbrıs’ta kalıcı barışı ve çözümü sağlamaya hazırız. Çözüm yolunda uzatılan hiçbir eli havada da bırakmayız. Aynı suda iki kez yıkanılmaz. Adadaki gerçekleri görmezden gelerek hiçbir yere varılmaz. Kıbrıs’ta federal bir çözümün mümkün olmadığına inanıyoruz” diye konuştu.
Birleşmiş Milletler (BM) ve Avrupa Konseyi’nin (Council of Europe – CoE) “işgal” olarak tanımladığı 1974’teki harekâta gerekçe olarak Ankara, İngiltere, Türkiye ve Yunanistan’ın taraf olduğu Zürih ve Londra Antlaşmasını göstermişti. Binlerc ekişi hayatını kaybetmiş, yüzbinlerce kişi yerlerindne edilmişti.
Acı, militarizm, savaş, düşmanlık
Yeni Kıbrıs Partisi (YKP) de yıldönümü nedeniyle açıklama yaptı. Açıklamada şu ifadeler kullanıldı:
“1974 yazı adada yaşayan herkes için acı, yıkım, kayıp ve göz yaşı idi… 15 Temmuz’da garantör ülke Yunanistan’ın desteği ile faşist paramiliter örgütlenme darbe yapmış, anayasal düzeni korumak iddiasındaki diğer garantör ülke Türkiye önce 20 Temmuz’da işgal ve 14 Ağustos’ta ise kalıcı bölünmeyi ortaya çıkaracak askeri harekatı başlattı… 1975 sonunda ise bazılarının gönüllü, bazılarının zorla, bazılarının ise tehdit ve korkutulma ile yer değiştirmesi ile kuzeyde ve güneyde etnik olarak arındırılmış iki bölge yaratıldı…
YKP, bu sürece dair kayıplar ve acılar üzerinden yaratılan şovenizme karşı sürekli mücadele halinde oldu, olmaya da devam edecek…
Bir kez daha hamasetin yükseltildiği, militarizmin her yerde kendini gösterdiği bu sıcak Temmuz’da YKP, yeniden işgalin ve istilanın 50. yıldönümünde yüzünü savaşa ve milliyetçiliğe değil insana ve sevgiye dönüyor…
1974 sıcağı yalnız militarizm, savaş, düşmanlık değil, elbette ayni zamanda dayanışma, barış ve sevgiydi… Yüzlerce Kıbrıslı Rum’un Kıbrıslı Türklere, yüzlerce Kıbrıslı Türk’ün ise Kıbrıslı Rumlara hayatlarını kurtarması için, ihtiyaçları için yardım ettiğini, dayanışma ortaya koyduğunu okuduk, okumaya devam ediyoruz… Yeni anılar da şovenizme inat yüzeye çıkmaya devam ediyor…
Örneğin Bu savaşın diğer yüzünde Hasan ve Hambou var… 1974 yazındaki işgal ile ortaya çıkan bölünmeye rağmen Trodos dağında Androlikou’da (Gündoğdu) birbirleri ile yaşamaya devam ettiler, iki tarafın milliyetçiliğine ve şovenizmine rağmen, bir arada kaldılar ve en sonunda mezarları da köylerinde yan yana olarak ömürlerini tamamladılar… Adadaki mezarlar da ayrıdır ama Hasan okula gitmemiş bir çoban olmasına rağmen köydeki tek Müslüman mezarlığına Hambou’yu gömemeyeceğini bildiğinden, mezarlığın yanındaki hâli araziyi de mezarlığa dahil edip, eşinin oraya gömülmesini sağlıyor, vasiyet olarak da kendinin de eşinin yanına gömülmesini istiyor… Şimdi Androlikou’da yan yanalar…
YKP, savaşın yıkıcılığının, militarizmin, şovenizmin yarattıklarına karşı işgalin 50. yılında, 27 Temmuz, Cumartesi günü Hasan ve Hambou’nun Androlikou’daki mezarlarını ziyaret edecek…”
LEFKOŞA