Koronavirüsle birlikte birçok ülke cezaevi politikalarını yeniden gözden geçirmeye başladı ve süreç bu yönlü devam ediyor. Bu konuda en katı, en esnemez görünen İran, basına yansıdığı kadarıyla 70 bin civarında tutuklu ve hükümlüyü serbest bıraktı. Fransa’nın bu yönlü bir hazırlık içinde olduğu basına yansıdı. BM ülkelere yönelik cezaevindeki tutuklu ve hükümlülere karşı duyarlılık göstermesini, yaşlı ve hasta tutuklu ve hükümlüleri serbest bırakma çağrısında bulundu.
Türkiye’de AKP iktidarı yeni bir infaz yasasını gündemine almış bulunuyor. Yasa tasarısı uyuşturucu imalatçısı ve satıcılarını, tecavüzcüleri ve cinsel istismarda bulunanları, kadına yönelik şiddet uygulayanları, hırsızlık ve gasp faillerini ve mafya babalarını kapsıyor. Politik tutuklu ve hükümlüleri ise kapsam dışında tutuyor
AKP iktidarı on binlerce insanı siyasi fikirlerinden dolayı ve kendisine muhalefet ettikleri veya gerçekleri dile getirdikleri için cezaevine koydu ve yıllardır da cezaevinde tutuyor. Yargıyı demokratik Kürt siyasetine, devrimci demokratik kesime, kendisine muhalefet edenlere karşı bir intikam aracına dönüştürdü. Bir siyasi kıyım, demokratik kesime yönelik bir kıyım gerçekleştirdi. Adalet ve özgürlük peşinde olanlara karşı bir tasfiye uygulamasını sistematik bir biçimde geliştirdi. Milletvekillerini, belediye başkanlarını, çeşitli başka siyasetçileri, yazarları, aydınları, akademisyenleri, basın mensuplarını, sivil toplum aktivistlerini cezaevine koydu. Bundan tatmin olmayan iktidar şimdi de bu kesimleri koronavirüs saldırısına maruz bırakmanın planını geliştiriyor. Politik tutuklu ve hükümlüleri infaz yasasına dahil etmemenin başka bir açıklaması var mı?
Herkes biliyor ki cezaevleri koronavirüs gibi bir salgına karşı en korunaksız alandır. Dışarıda halka karşı sorumluluğunu yerine getirmeyen bir iktidarın cezaevindekilere karşı yerine getireceğinin inandırıcılığı var mı? Temel uğraşı gerçekleri örtbas etmek, manipülasyon geliştirmek olan bir iktidarın insan hayatına, tutukluların hayatına ve sağlığına gerekli saygıyı ve özeni göstermediği ve göstermeyeceği açıktır.
Müdüründen gardiyanına kadar tüm personelin siyasilere karşı, muhaliflere karşı ön yargıyla donatıldığı bir alanda gerekli titizlik ve ihtimam nasıl gösterilecek? Yanı sıra cezaevi iç trafiği göz önüne alındığında virüse karşı koruma nasıl mümkün olacak? Temizliğinden beslenmesine, personelle ilişkilerden havalandırmasına, yiyecek-giyecek teminine kadar her şey ama her şey virüs açısından risk oluşturuyor. İktidar da bunu çok iyi biliyor. Buna rağmen yasanın kapsamı dışında tutuyor. Siyasilere karşı garazını böylelikle ortaya koymuş oluyor
Bir iktidar, sorumluluğu altındaki insanların hayatlarını bile bile riske açık bırakıyorsa ve insanların yaşamını umursamama durumuna girmişse çok tehlikeli bir noktadadır demektir. İktidar kamuoyunun gözünün içine baka baka cezaevinde olanların ailelerinin gözünün içine baka baka “siz benden düşman muamelesinden başka bir şey beklemeyin” dışında başka bir anlam taşımıyor.
Sivil toplum örgütleri ve tutuklu aileleri tarafından siyasilerin de infaz yasasına dahil edilmesi ve cezalarının ertelenmesi temelinde başlatılmış bir kampanya var.
Kampanya hakkında şunlar belirtilebilir:
- Kampanya büyük bir toplumsal talebi ve kamuoyunun ezici çoğunluğunun ortak vicdanını temsil ediyor.
- Haklı ve doğru bir gerekçeye dayanan kampanyayı seri ve yoğun biçimde aktifleştirirsek iktidar talepleri dikkate almak durumunda kalacaktır.
- Kampanya, koronavirüsün yıkıcı etkisine karşı hayatı savunma ve koronavirüsle adeta ittifak içinde hareket eden bir zihniyetin uygulamasına karşıt içerikli bir mücadeledir, bir insanlık mücadelesidir.
- Türkiye’nin yanı sıra uluslararası ortam da böyle bir kampanya için elverişlidir. Koronavirüsten dolayı cezaevlerine yönelik uluslararası alanda bir kampanya sürüyor. Uluslararası kurumlardan peş peşe çağrılar geliyor. Türkiye dünyada en fazla siyasi tutuklu ve hükümlü bulunan ülkeler arasında ilk sıralarda yer alıyor. Haksız hukuksuz uygulamalarından dolayı yoğun eleştirilere muhatap kalan bir ülkedir.
- Kampanyayı devasa bir düzeye çıkarma zemini vardır ve başarabiliriz.