Son günlerde alınan ekonomik kararlardan söz ediyorum tabii ki. Büyük bir başarı öyküsüymüş gibi anlatılan ve altı ay sonra hepimizin yüzünü güldüreceğine inanmamız istenen kararlardan söz ediyorum
Allah akıl fikir versin derler ya, işte öyle. Bu hükümet için söylenecek en iyi cümle bu. Neden derseniz; koca bir toplumu, yetenekleri ve birikimleri hiç de bu konularda olmayan tek bir kişi tarafından yönetiliyor olmasının gerçekten akıl ve fikirle bir ilgisi yok. Son günlerde alınan ekonomik kararlardan söz ediyorum tabii ki. Büyük bir başarı öyküsüymüş gibi anlatılan ve altı ay sonra hepimizin yüzünü güldüreceğine inanmamız istenen kararlardan söz ediyorum.
Hikaye aşağı yukarı şu: “Faiz sebep enflasyon sonuçtur” nassından (!) yola çıkan hükümet, bu iddiasını ispat etmek için (siz buna test etmek için de diyebilirsiniz) bütün dünyada da yaklaşmakta olan enflasyona karşı faiz artırımına gitmeyi planlarken bizim merkez bankamız faiz indirim kararı verdi. Faizler yüzde 14’e indirilince yüzde 20’lerde bir enflasyonun (resmi) bulunduğu ekonomide negatif getiri oluşunca, elinde dolar’ı ya da euro’su olan “yabancılar” da çekip gittiler. Enflasyondan satın alma gücünü korumak isteyen vatandaşlar da dolara yöneldiler. Dolar talebi artınca doların fiyatı yükseldi.
Faiz düştü ama dolar da çıktı. Bu durumda ne olacaktı? Olacak olan Türk lirası zayıflayacak, ihracat artacak, ithalat pahalılaşacak ve böylelikle cari açık kapanacak, belki de cari fazla oluşacak, cari fazla doların bollaşması anlamına geleceğinden dolar kuru düşecek, TL değerlenecek vatandaşlar dolar yerine TL’ye dönecekler ve enflasyon kontrol altına alınmış olacaktı. Bu ilişki ağındaki en önemli sorun doların değeri artınca ithalatın pahalılaşacağı, böylelikle üretimin ve ihracatın yavaşlayacağı noktasındaydı. Bu noktada hükümet yetkilileri dediler ki “Dert etmeyin, ithalata konu olan ara ve yatırım malı ihtiyacımızı yerli üretimle karşılayacağız”. Nasıl mı? Bir kere böyle bir yatırım iştahı olduğunu görüyoruz bu bir, ikincisi biz de bu yatırımcılara her türlü kolaylığı sağlayacağız. Örneğin hemen 30 milyar dolar reeskont kredisi vereceğiz, faizleri zaten düşürüyoruz, ithalat pahalı olduğu için yerli üretim zaten yüksek karlılık demektir. Dolayısıyla böylelikle yerli üretim ve istihdam artacak ve ekonomi başka bir kulvara geçecek.
Anlatılan hikaye özünde buydu. Fakat birdenbire bu hikayenin inandırıcı olmadığına hükmeden tasarruf sahipleri dolara yüklenmeye başlayınca dolar kuru 18’lere vurdu. Merkez Bankası’nın zayıf sayılabilecek dolar satışlarıyla kurlar üzerinde bir kontrol oluşturulmayınca, bu son mekanizma devreye sokuldu. Bu mekanizma neydi?
Bu mekanizma, enflasyondan korunmak maksadıyla dolar talebinde bulunan kesimlere devletin “Dert etmeyin dolar tutsanız ne getiri elde edecekseniz ben bunu TL olarak size vereceğim. Tek yapmanız gereken dolar varlıklarınızı TL’ye çevirin ve bankalara vadeli olarak yatırın. Vade sonunda doların getirisi, faizden (MB politika faizi) yüksek olursa aradaki farkı ben size ödeyeceğim. Yani dolarınızı hiç bozdurmamış gibi bir getiriyi ben size sağlayacağım, yeter ki TL’ye geçin” demiş oldu. Ve gerçekten de bir gecede dolar kuru 18 TL’den 12’lere düştü. Bu olay, müthiş bir başarı hikayesi olarak iktidarın seçmenleri gözünde tarihe geçti.
Peki bu gerçekten büyük bir başarı öyküsü mü? Doğrusu bu konu etrafında çok şey söylendi ve söylenebilir ama benim dikkate getirmek istediğim saçmalık şu:
Bu öykünün başında faizleri düşürme amacımız TL’nin değerini zayıflatıp ihracata yönelik bir büyüme patikasına girebilmekti. Fakat bu son alınan Kur Korumalı Mevduat Sistemi denilen sistemin amacıysa TL’nin değerinin zayıflamasını önlemek. Peki ama adama sormazlar mı “Kardeşim daha dün TL’yi zayıflatıp ihracatı arttırmayı düşünüyordunuz, ne oldu da şimdi TL’nin zayıflamasını önlemeye çalışıyorsunuz?”, “Cari açık üzerinden enflasyonu önleme modelinize ne oldu? Vaz mı geçtiniz?”
Bu durum açık bir biçimde iktidarın ekonomide attığı adımların el yordamıyla bulunmuş algoritmalarla yürütüldüğünü gösteriyor. Onun için yazının başında da dediğim gibi “Allah bu hükümete akıl fikir versin”.
Amin