Yeni Akit gazetesinin Y.T.Ü ile ilgili haberinin ardından öğrencilerin panolarda bulunan reprodüksiyon eserleri rektörlük kararıyla kaldırıldı
Yıldız Teknik Üniversitesi öğrencilerinin, rektörlük kararıyla kaldırılan reprodüksiyon eserlerinden biri Yıldız Teknik Üniversitesi Sanat ve Tasarım Fakültesi ile ilgili dün (13 Şubat) sabah Akit gazetesinde yer alan “Sanat adı altında rezalet” başlıklı haberden sonra harekete geçen üniversite rektörlüğü, “teşhircilik, çocuk ve kadın bedeninin sergilenmesi” gerekçesiyle eserin panodan kaldırılmasını istedi.
Evrensel’in haberine göre öğrencilerin röprodüksiyon olan eseri kaldırmak istememesi üzerine rektörlük görevlileri doğrudan olay yerine gelip öğrencilere kendi yaptıkları işleri panodan kazıttı.
“Üniversiteler akademik özgürlüğün egemen olduğu yerler olmalı”
Sansüre Yıldız Teknik Üniversitesi Emek Gençliği tepki gösterdi. Emek Gençliği açıklamasında şu ifadelere yer verildi:
“Akit gazetesinde Sanat ve Tasarım Fakültesi öğrencilerinin yaptığı röprodüksiyon eserleri hakkında ‘Sanat Adı Altında Rezalet’ başlıklı haberin yayınlanması üzerine harekete geçen Yıldız Teknik Üniversitesi rektörlüğü ‘teşhircilik, kadın ve çocuk bedeninin sergilenmesi’ gerekçesiyle öğrencilere kendi yaptığı eserleri panodan zorla kazıttı. Ayrıca bugün ‘Edep ve Ahlak Sohbetleri’ adı altında Esenler Belediyesi’nin YTÜ’de gerçekleştirdiği etkinliğe ‘Hamile kadının sokağa çıkması edepsizliktir’ ifadelerinden tanıdığımız Ömer Tuğrul İnançer geldi. Ne zaman bir kulüp ya da topluluk alanında hatırı sayılır bir yönetmen veya bilim insanıyla etkinlik yapmak istese, bu insanların okula girişleri barış imzacısı oldukları gerekçesiyle engelleniyor, aksi takdirde planlanan etkinliğin iptali dayatılıyor. Ama tüm bunların yanı sıra bilimin, kültürün, sanatın üretildiği bir yer olması gereken üniversitemize bilimle uzaktan yakından ilişiği olmayan Ömer Tuğrul İnançer gibi isimler özel olarak davet ediliyor. Aynı şekilde Akit gibi yayın çizgisi insanlığın ilerici değerlerinin tam karşısında olan Ortaçağ kalıntısı niteliğinde bir gazetenin verdiği talimata uygun hareket eden üniversite yönetimi bu olayla üniversite öğrencilerinin karşısında, bilimin ve sanatın değil hurafelerin yanında olduğunu yeniden kanıtlamıştır. Bu sebeple sene başından beri ‘Yıldız Teknik Üniversitesi’nin prestijinin düştüğü’nü tartışan, buna yönelik çözümler üretmeye çalışan üniversite yönetimi sorun olarak tarif ettikleri durumun kaynağını uzaklarda aramamalıdır. YTÜ yönetimi kulüp ve topluluklarının etkinliklerini farklı gerekçelerle iptal ederek, afişlerine hatta kulüp amblemlerine dahi müdahale ederek sansürcülükte bir çığır açmış durumdadır ve gerçekte üniversiteler, tüm bileşenleriyle birlikte toplum için bilim üreten, akademik özgürlüğün egemen olduğu yerler olmalıdırlar.”