Türkiye’deki erişim engellerinin yanında, Yeldana’nın şüpheli ölümü Kazakistan’da da yasaklı
Nevin Cerav
Elazığ’da 28 Mart 2019’da evinde ölü olarak bulunmuştu 21 yaşındaki Yeldana Kaharman. Kazakistanlıydı ve Fırat Üniversitesi İletişim Fakültesi 2. sınıf öğrencisiydi. Aynı zamanda Elazığ’da yayın yapan Kanal 23 Televizyonu’nda program sunuculuğu yapıyordu. Kaharman’ı ölümünün şüpheli olduğuyla ilgili haberler kamuoyuna yansıdıktan sonra tanıdık. Olayı 2020 yılında ilk olarak gazeteci Sedat Sur duyurdu. Sur olayla ilgili şunları yazdı: “Kaharman AKP Elazığ Milletvekili Tolga Ağar tarafından röportaj bahanesiyle Dersim’in Pertek ilçesine çağırıldı. Ardından da Ağar’ın tecavüzüne uğradı. Kaharman tecavüzün ardından kaçarak Pertek Jandarma Karakolu’na sığınıyor. Kaharman karakoldayken Mehmet Ağar aranıyor ve Mehmet Ağar bir helikopter göndererek oğlu Tolga Ağar’ı bölgeden çıkarıyor. Kaharman da evine gönderiliyor. Bir gün sonra ise Kaharman evinde ölü bulunuyor. Elazığ’da herkes bu olayı biliyor ancak korkudan kimse konuşmuyor.”
Haberlere yasak getirildi
Gazeteci Sur, Kaharman’ın şüpheli ölümüne ilişkin yaptığı paylaşımın altına bir de not ekledi, “Sağlam kaynaklardan ulaşan bilgilerle yazdım” diye. Ve Sedat Sur, bu olayı duyurduktan sonra Türkiye’yi terk etmek durumunda kaldı.
Hemen arkasından ise Yeldana Kaharman’ın şüpheli ölümüne dair haberlere erişim engeli getirildi.
Peker cinayeti işaret etti
Bir süre sonra Kaharman’ın şüpheli ölümü, organize suç örgütü lideri Sedat Peker’in YouTube’da yayınladığı iddialarla yeniden gündeme oturdu. Peker, AKP Milletvekili Tolga Ağar’ı işaret ederek, “Bir gün kızcağız jandarmaya gidip bana tecavüz edildi diyor. Kız şikâyet ediyor, daha sonra helikopterle gelip bu kardeşi babası (Mehmet Ağar) aldırıyor. Kız ertesi günü ölü bulunuyor. Ne kadar enteresan ve ne kadar acı değil mi? Kendi kızımız için dünyaları yakarız dedik ama orada bir garip öldü ve herkes biliyor. Kimse ağzını açmıyor. E derin devletin başı. Adam ne istiyorsa o oluyor. Şimdi daha da derin oldu” ifadelerini kullandı.
Resmi kurumlardan yalanlama
Kaharman’ın şüpheli ölümünün aslında bir cinayet olduğu iddiası bir zamanlar iktidarla iç içe olan Sedat Peker tarafından dile getirilince, muhalif basına kulağını tıkayan yetkililer bir bir açıklama yapmak zorunda kaldı. İddiaların odağındaki AKP’li Tolga Ağar’ın da olayı yalanlayan açıklamasının ardından Elazığ Cumhuriyet Başsavcılığı şöyle dedi: “Y.K.’nın (Yeldana Kaharman) asıya bağlı gelişen asfiksi sebebiyle vefat ettiği, müteveffayı intihara azmettiren, teşvik eden, intihar kararını kuvvetlendiren veya intiharına herhangi bir şekilde yardım eden kimsenin bulunmadığı tespit edilerek 16/10/2019 tarihinde kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği anlaşılmıştır.”
‘Öldürüldükten sonra asıldı’
Bu gelişmelerin ardından bu kez Kaharman’ın şüpheli ölümünü gazeteci Baransel Ağca, araştırmaya başladı. Bu araştırma kamuoyundan gizlenen birçok bilginin de ortaya çıkmasına neden oldu. Ağca, Yeldana Kaharman’ın kamuoyundan gizlenen Malatya Adli Tıp Başkanlığı tarafından hazırlanan otopsi ve toksikoloji raporuna ulaşarak yayınladı.
“Yeldana Kaharman’ın şüpheli ölümüne dair 2 yıldır bulunamayan otopsi raporuna ve toksikoloji sonucuna ulaştım” diyen gazeteci Ağca, “Tahmin ettiğimin çok ötesinde çelişkiler var” ifadelerini kullandı. Ağca’nın kamuoyu ile paylaştığı otopsi raporundaki ayrıntılar “Kaharman’ın öldürüldükten sonra asıldığı şüphesine” işaret ediyordu.
Otopsi doktoru şaibeli
Yanı sıra yine gazeteci Ağca’nın açıkladığı çok önemli bir ayrıntı daha çıktı ortaya. O da şu: Yeldana Kaharman’ın otopsisini yapan Doktor Selma Düzer hakkında, Dersim Hozat’ta gerçekleşen Murat Oktay Can isimli askerin şüpheli ölümünde “otopside suç delillerini gizlemek” şüphesiyle 2009 yılında soruşturma açılmıştı. Bu önemli bilgi de Kaharman’ın öldürüldüğü, intihar süsü verildiği için çelişkilerle dolu otopsi raporuyla üstünün kapatıldığı savını güçlendirdi.
Bütün bu gelişmelerin ardından hakkında iki soruşturma açılan gazeteci Baransel Ağca da ülkeyi terk etmek zorunda kaldı…
Kazakistan neden sessiz?
Hepiniz hatırlarsınız, Özbekistanlı Nadira Kadirova da tıpkı Yeldana Kaharman gibi şüpheli bir şekilde yaşamını yitirdi.
23 Eylül 2019’da Şirin Ünal’ın silahıyla bu dünyadan göçüp giden 23 yaşındaki Kadirova’nın ölümü de “intihar” olarak açıklandı. Üstelik Kadirova’nın şüpheli ölümü de büyük ölçüde bir cinayeti işaret ediyor. Bütün bu benzerlikler, ölümlerin şeffaf bir şekilde açıklanması yerine üstünün örtülmesi bir tarafa, önemli bir ayrıntı daha var.
Nadira Kadirova’nın şüpheli ölümü sadece Türkiye’de değil, kendi ülkesi olan Özbekistan’da da büyük yankı uyandırmıştı. Ailesi, arkadaşları, yakınları tepki gösterdi, ülkesinde özellikle sosyal medyada kampanyalar düzenlendi. Özbekistanlı kadınlar Kadirova’nın intihar etmediğini, etkin soruşturma yapılmasını ve olayın aydınlatılmasını istedi. Fakat aynı şeyi Yeldana Kaharman için söylemek mümkün olamadı. Peki, neden?
Ülkesinde resmen yasaklandı
Bu sorunun cevabını bulmak için araştırdık ve Yeldana Kaharman’ın ülkesinden bir kaynağa ulaştık. Güvenliğini düşünerek ismini gizlediğimiz kişinin söyledikleri, Kaharman’ın şüpheli ölümünün bir cinayet olduğu kanısını daha da güçlendirdi.
“Yeldana Kaharman olayına ilişkin Kazakistan’da bir araştırma yaptım ama bu konuda Kazak basınında ve diğer mecralarda pek bir şey bulamadım” diyen Kazakistanlı kaynağımız, şu önemli bilgiyi aktardı: “Öğrendiğim kadarıyla Kazak Dışişleri Bakanlığı resmi olarak ve ailenin talebi üzerine bu olayın çok paylaşılmamasını ve işlenmemesini istemiş. Bu nedenle olay Kazak basınında işlenmedi, üstü örtüldü.”
Devlet de aile de gizledi
Yeldana Kaharman’ın öldürüldüğüne işaret eden Sedat Peker’in videolarının Kazakistan’da duyulup duyulmadığını sorduğum kaynak, son olarak şu cevabı verdi: “Mafya Sedat Peker’in açıklaması burada da biliniyor, duyuldu ancak hiçbir Kazak gazeteci bu olay hakkında yazmadığı gibi Peker’in açıklamalarının peşine de düşmedi. Hatta kadının çevresi de hiç sesini çıkarmadı. Ne yüksek kademelerde ne de aileden kimse sesini çıkarmıyor. Sadece ismini bilmediğim bir Kazak genç var, Peker’in açıklamalarından sonra dava açacağını söyleyen, bunun dışında söylenebilecek bir şey yok. Devlet de kadının ailesi de bu olayı gizli bıraktı.”
Askeri işbirliği ve İHA satışı
Kazakistan’ın neden vatandaşı olan bir kadının şüpheli ölümünün gündeme getirilmesini yasakladığını anlamak için kahin olmaya gerek yok elbette. Hatta Kazakistan Türkiye ilişkilerine şöyle kabaca bir göz atmak bile yeter aslında
Kazakistan tıpkı Özbekistan, Azerbaycan, Türkmenistan, Kırgızistan gibi Türkiye tarafından oluşturulan Uluslararası Türk Kültürü Teşkilatı’na (TÜRKSOY) üye bir ülke.
Türkiye ile Kazakistan arasında 2021 yılında askeri işbirliği için bir anlaşma da imzalandı. İmzalanan anlaşmanın içeriğinde bölgesel güvenlik, askeri birimlerin özel görevler için hazırlanması, ortak tatbikatların yürütülmesi, keşif ve saldırı İHA’larında alışveriş gibi toplam 17 faaliyet yer alıyor. Görüşmelerde ayrıca askeri eğitim alanında işbirliği ile askeri personelin 2022-2023 eğitim-öğretim yılında eğitilmesi de var.
Yeldana’nın ailesi neyi gizliyor?
Yeldana Kaharman’ın ailesinin sessizliğine gelecek olursak, aile ne çelişkilerle dolu otopsi raporunun peşine düştü ne de (cinayete inanmadılarsa bile) kızlarının neden intihara sürüklendiğini araştırdı. Yanı sıra bugüne kadar hiçbir basına konuşmadıkları gibi ülkelerinde de Yeldana’yla ilgili gündemin kapatılmasını istediler. Peki, ama neden?
Aileyi tanımıyoruz, ilişkilerini, politik görüşlerini bilmiyoruz. Bu noktada ancak bazı tahminler yürütebiliriz. Belki daha farklı bir neden veya nedenler de olabilir ama temelde aşağıdaki iki faktör önemli olabilir.
1- Yeldana Kaharman ve ailesi Türkiye’de iktidara uzanan bazı karanlık güçlerle işbirliği içerisinde ve o nedenle de susuyor.
2- Aile, Türkiye ile işbirliği içinde olan ülkesindeki hükümet tarafından tehdit ediliyor.
Kendini yalanlayan açıklamalar
Yeldana Kaharman’ın ölümünün hemen ertesi günü Twitter’daki hesabından Yeldana’nın ismini vererek üzüntüsünü belirten ve aileye başsağlığı mesajı paylaşan Tolga Ağar, Sedat Peker’in ifşalarından sonra yaptığı açıklamada, “Adı geçen gazeteciyi tanımam etmem” demişti. Oysa Yeldana Kaharman’ın çalıştığı Kanal 23 TV’nin sahibi Doruk Medya adlı şirket. Şirketin sahibi KADEM yöneticisi Esra Soylu. Doruk Medya Har Grup’un bir parçası, Har Grup’un sahibi ise AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın cezaevindeyken mektuplaştığı Burak Soylu.
Şüphelilerin hepsi AKP’li
Son olarak, Yeldana Kaharman’ın ölümü tıpkı Nadira Kadirova ile Rabia Naz’ın ölümleri gibi örtbas edildi. Bu ölümlerde birçok şüpheli durum, kişi, çelişki ve delil karartma olmasına rağmen yargı gereğini yapmadı ya da yaptırılmadı. Çünkü bu ölümlerin hepsinde şüpheliler AKP iktidarının yetkili isimleri.
Dolayısıyla Kaharman’ın, Kadirova ve Rabia Naz Vatan’ın şüpheli ölümlerinin aydınlatılması ve şüphelilerin cezalandırılması, Türkiye’de binlerce şüpheli kadın ölümünün de açığa çıkarılması demek. İki yıldır kayıp olan Gülistan Doku’nun bulunması, faillerinin yakalanması demek. Kadın katliamlarının artmasının önüne geçmek, İstanbul Sözleşmesi’nin geri getirilmesi demek…
Cevaplanması gereken soru ve çelişkiler
o Yeldana Kaharman’ın öldüğü gece alkol aldığını gören iki arkadaşı var ama bu ayrıntı otopsisinde alınan kan örneğinin toksikoloji raporunda yok, neden?
o Yeldana Kaharman’ın erkek arkadaşı ölmeden önceki gece sol bacağında morluklar gördüğünü söylemesine rağmen otopsi raporunda bu önemli detay da yer almıyor.
o Otopsi raporunda yer alan ve Yeldana’nın kafasında, biri 3.5 cm olmak üzere orta şiddette 3 farklı darbenin izi neden araştırılmadı?
o Ölümden birkaç gün önce gerçekleşen bu darbeler ve “Yeldana’nın tehdit edildiği ihbarı” birleştirilmedi, alınan bir ifade ile geçiştirildi.
o HTS kayıtları tüm Mart ayını kapsamıyor ve Yeldana’nın dosyada yer almayan siyah tuşlu telefonu (hat numarası dosyada var) incelenmedi. Dosyada sadece android telefonun HTS kaydı var ve tüm mart ayını kapsamıyor.
o Yeldana Kaharman’ın otopsisinde imzası olan Dr. Selma Düzer hakkında 2009 yılında Hozat’ta gerçekleşen şüpheli asker ölümünde “otopside delil karartma” suçlamasıyla soruşturma açılmış. Bu önemli durum Yeldana’nın otopsisinde de delil karartıldığı endişesi oluşturuyor.
o Yeldana Kaharman iddia edildiği gibi intihara sürüklendiyse bile bunun nedenleri, intihara sürükleyen kişi ya da kişiler, olay ya da olaylar niye ortaya çıkarılmadı?