Prof. Dr. Kınyaz İbrahim Mirzoyev ile Kafkasya Kürtlerini ve Yekbûn Tv’yi konuştuk
Ayhan Erkmen
Eski Sovyetler Birliği’nde sürgünde yaşayan Kürtler 1930’lu yıllardan itibaren Kürt dili, kültürü, sanatı alanında Rönesans başlatmışlardı. Kürtçe alfabe hazırlayıp, kitaplar yayınlamış, Kürtçe yayınlanan en uzun ömürlü gazete olan Riya Teze Gazetesi’ni çıkarmışlardı. Ve tabi ki sınırları aşan sesiyle Erivan Radyosu’ndan yapılan yayınlar, sadece ülkeden uzak Sovyet Cumhuriyetlerinde yaşayan Kürtler için değil, kendi ülkesinde yasaklarla boğuşan Kürtler için de ekmek kadar, su kadar kutsal ve değerli bir hizmetti.
Asimilasyon politikalarının hız kazandığı, Kürt dili ve kültürü üzerinde yasakların devam ettiği bugünlerde yine, Rusya’da yaşayan Kürtler arasında 2. Rönesans heyecanı yaşanıyor. “Uluslararası, Eski Sovyetler Birliği Kürt Dernekleri Federasyonu” kuruluş çalışmalarını bitirdikleri, Türkçe birlik anlamına gelen “Yekbûn Tv” isimli televizyon kanalında Kürtçe yayın yapmaya hazırlanıyorlar. Televizyon yayını 1 Ağustos itibari ile internetten Facebook, Twitter ve Youtube platformları üzerinden başlayacak. Biz de sizler için bu çalışmanın öncülüğünü yapan Federasyonun yöneticileri ile diasporadaki Kürtlerin dününü, bugününü ve Yekbûn Tv’yi konuştuk
8 dil biliyor
Prof. Kınyaz İbrahim Mirzoyev… Sovyetler Birliği’nin dağılmasına değin Ermenistan Devlet Üniversitesi Ortadoğu Dilleri Bölümü Başkanlığı’nı yürüten filoloji profesörü Kınyaz İbrahim Mirzoyev, bu tarihten sonra taşındığı Kazakistan’da halihazırda Alma Ata Devlet Üniversitesi’nde Doğu Filolojisi Bölüm Başkanlığı yapmaktadır. Kürt dili, kültürü, tarihi ve edebiyatı üzerine onlarca eser ve yüzlerce makale yayınlayan Mirzoyev; Kürtçe, Kazakça, Ermenice, Rusça, Türkçe, Azerice, Farsça ve İngilizce dillerini bilmekte. Prof. Kınyaz İbrahim Mirzoyev aynı zamanda Yekbûn Tv’yi kuran Uluslararası Eski Sovyetler Birliği Kürt Dernekleri Federasyonu’nun Başkanlığı’nı yürütmekte.
- Sayın Mirzoyev bize Kürtlerin Kafkasya serüveninden bahseder misiniz lütfen?
Eski Sovyetler Birliği Kürtleri tüm dünya Kürtlerinin bir parçasıdır. Büyüklerimiz bundan yüz yıl önce Kürdistan’dan Rusya’ya göç etmişler. Zulümden bir kaçıştı bu göç. Ata yurtlarını bırakıp, yüzlerini Rusya’ya, Kafkasya’ya çevirmişler. Gelenler Kafkasya’da Ermenistan, Azerbaycan ve Gürcistan’a yerleşmişler. Bu devletlerden Ermenistan Kürt kültürünün gelişmesi için bir merkez görevi gördü.
- Ermenistan da ne tür imkânlar sağlandı acaba hocam?
Erivan Radyosu yayındaydı, Riya Teze Gazetesi yayınlanıyordu ve Kürtçe eğitim imkânı vardı; kolejler, akademiler açıldı. Üniversitede doğu bilimleri bölümünde Kürtçe bölüm vardı. Öğretmenler yetiştirildi. Kürtler yazılı eserler vermeye başladılar. Şiirler, öyküler, romanlar yazıldı. Ermenistan’da Kürt yazarlar birliği kuruldu.
Erivan Radyosu’ndan bahsedecek olursak; sadece Sovyetler Birliği’ndeki ya da Ermenistan’daki Kürtler için değil tüm Kürdistan ve Ortadoğu için büyük bir anlamı ve rolü vardı. Bugün de bizler verilen bu emeğe büyük bir değer biçiyoruz ve açılan o yolda yürümeye çalışıyoruz.
Yine şuan Ermenistan sınırları içinde kalan “Özerk Kızıl Kürdistan” bölgesinde 1921’den 1929 kadar Kürtler kendi kendilerini yönetme şansını yakaladılar. Burada da Kürt dili ve kültürü için büyük bir emek verildi. Tabi sadece Ermenistan’la da sınırlı kalmadı, yine Gürcistan’da, Azerbaycan’da da şairlerimiz, yazarlarımız çıktı; ve halkımıza dil, tarih ve kültür alanında eşsiz eserler hediye ettiler.
- Bu durum ne zamana kadar sürdü hocam?
Sovyetler Birliği yıkılana kadar, azınlıklara kültürlerini yaşama ve geliştirme için çok büyük haklar verilmişti ve azınlıkların varlıkları koruma altındaydı. Bu vesile ile Kürtler de dillerini, tarihlerini, örf ve adetlerini koruyup geliştiriyorlardı.
Sovyetler Birliği dağıldıktan sonra Kürtlerin yaşadığı cumhuriyetler bağımsızlıklarını elde ettiler, milliyetçilik yaygınlaştı. Ekonomikmen de zorluklar baş göstermeye başladı. O cumhuriyetler arasında savaşlar yaşanmaya başladı. Mesela Azerbaycan ve Ermenistan arasında halen de kanayan Dağlık Karabağ’la ilgili savaşta, Kürtler iki ateş arasında kaldılar ve halkımız çok büyük zarar gördü. Azerbaycan’daki Ermeniler ülkelerine döndüler.
Ermenistan’da yaşayan 150-200 bin kadar Azeri de kendi ülkeleri Azerbaycan’a gittiler. Ama biz Kürtler sahipsiz ve korumasız kaldık. Bir daha göç yollarına düştük. Halkımız yönünü Rusya’ya ve Orta Asya’daki Kazakistan, Kırgızistan gibi cumhuriyetlere çevirdi. Parça parça olduk. Sovyetler Birliği döneminde cumhuriyetlerde biz Kürtlere tanınan haklar yer yer kısıtlandı ya da askıya alındı; Radyo yayınlar kısaltıldı, eğitim hakkı, gazete ve diğer kültürel hizmetlerinde devlet katkıları kaldırıldı. Sovyetler Birliği’nin dağılmasıyla birlikte büyük bir asimilasyon politikası devreye girdi.
- Peki Kürtlerin tepkisi ne oldu?
Ermenistan’dan ayrılıp Orta Asya’daki Kazakistan ve Kırgızistan cumhuriyetlerine gelen biz Kürtler birlikte hareket ettik. Bu asimilasyona karşı koyabilmek için hemen örgütlendik, dernekler kurduk. Buralarda Kürtçe eğitim için diplomatik çalışmalar yürüttük ve ders kitapları yayınladık. Eğitim hakkımızı elde ettik. Diyebilirim ki 1930’larda Ermenistan’daki Kürtlerin oynadığı rolü, bugün Kazakistan ve Kırgızistan’daki Kürtler oynuyor. Kendimizle de sınırlı kalmadık. Bunun için de, bugün sayıları bir milyona yaklaşan Rusya Federasyonu’nda yaşayan halkımızın asimilasyona karşı koyabilmesi için ne yapabilirizi tartıştık, önce kendi içimizdeki birliği büyüttük, güçlendirdik. Eski Sovyetler Birliği Kürtleri olarak 3 yıl önce bir federasyon kurduk. “Uluslararası Eski Sovyetler Birliği Kürt Dernekleri Federasyonu”. Federasyona tüm Rusya cumhuriyetlerinde yaşayan ve hatta Sovyetler Birliği’nin dağılması ile buradan dünyaya dağılan tüm diaspora Kürtleri destek sunup içinde yer alıyorlar. Amacımız halkımızın kardeşliği, birliği için çalışmalar yürütmek; ülkeye bağlılığı güçlendirmek ve anadil, tarih eğitimleri vererek bu bilinci canlı tutmaktır.
Diğer bir amacımız da odur ki, halkımızın yaşadığı tüm bölgelere ulaşıp bu asimilasyon acısının bizleri eritmesine müsaade etmeyelim. Bu kaygılarla hareket ettiğimizden Yekbûn Tv’yi kurma konusunda kararlaştık.
Televizyonumuz halkımızın ihtiyaçlarına cevap olacak nitelikte yayınlar yaparak, halkımızın hizmetinde olacak.
Yekbûn Tv’nin yayın politikası olarak siyasi değil, kültürel bir formatta yayınlar yapacak, hizmet sunacak. Herhangi bir siyasi yapıyla da bağı yok, bağımsızdır. Amacımız halkımız temiz ve ana sütü gibi helal dilinden; kendi dilini, kültürünü, tarihini, örf ve adetlerini öğrenmesine vesile olmaktır.
Beklentilerimiz de var tabi ki, kimden? Kardeşlerimizden. İsteğimiz odur ki ülkenin dört bir yanından şairlerimiz, yazarlarımız, sanatçılarımız, öğretmenlerimiz, halkımıza mal olmuş şahsiyetlerin gelip Yekbûn Tv’den görüşlerini, fikirlerini halkımızla paylaşmaları çünkü halkımızın onlara ihtiyacı var. Yekbûn Tv halkın birliğidir. Birlik ortak dili, tarihi, kültürü, örf ve adeti bilmektir. Halkının sosyolojisini bilip inançlarına karşı saygılı olmaktır. Bu yurtseverliğin de bir gereğidir. Dil ve din olarak farklılıklarımız zenginliğimizdir. Dilimiz çok zengin, 4 ayrı lehçemiz var ama ortaklaşıp tamamına Kürtçe diyoruz. Yine tarihten biliyoruz ki Kürt halkı inanç bakımında da renkli ve zengindir. Müslüman, Êzidi, Hıristiyan, Yahudi, Yaresani, Alevi Kürtlerin inançları zenginliğimizdir. Herkes inancını yaşamalı, halkımızın inançlarına saygımız sonsuz. Televizyonumuzun ekranı bu inançlarımızın hepsine açıktır. Ama unutmamalıyız ki ortak kimliğimiz Kürtlüktür. Bir borç bildiğimiz, Yekbûn Tv yayınlarını başlatarak, halkımıza demek istiyoruz ki nasıl ki öncülerimiz halkımızın diline, tarihine, kültürüne hizmet etmişse biz de onu yapmak istiyoruz. O inantçayız ki halkımız sadece izleyici olmayacak, yayınlarda yer alarak, destek vererek, bu işin öznesi de olacaktır. Yani Yekbûn Tv’nin kapıları halkımıza sonuna kadar açıktır. Bu kurum halkımızın malıdır. Bu tüm dünya Kürtlerinin ortak platformudur.
- Son olarak ne demek istersiniz hocam
Her birimiz elimizden ne geliyorsa Yekbûn Tv’nin hizmetine koymalıyız ki halkımız için elzem olan birliğimiz yolunda rolünü oynasın. Ülkesizliğimizin altında yatan neden de bu birliktesizlik değil midir? Gün birliğimizi kurma ve güçlendirme günüdür. Yekbûn Tv’nin buna vesile olmasını temenni ediyor; bu vesile ile Yekbûn Tv’yi tebrik ediyor, yayınlarında emeği geçecek olan arkadaşlarıma başarılar diliyorum. Ülkemiz ve halkımız için hayırlı uğurlu olsun.