İçine kapanık bir çocukluk geçiren ve bu süre içerisinde yazmaya başlayan Nerîman Evdikê, yazma yeteneğini de bu şekilde ortaya çıkarıyor. Birçok eseri bulunan yazarın tek isteği ise kadınların hayal gücünü geliştirmesi
Yazmak düşünceleri, duyguları ve bakış açılarını ifade etme sanatıdır, dili kullanarak bu konular yazılı bir şekilde başkalarına aktarılır ve sunulur. Ayrıca yazmanın biçimleri ve amaçları farklıdır ve birbirinden ayıran koşullar ve kuralları vardır, ancak hepsi yazarın yazma görevi en iyi şekilde tamamlamasını sağlayacak güçlü yazma yeteneklerine sahip olma ihtiyacı paylaşır.
Suriye’nin kuzey ve doğusunda işgal altındaki Sêrekaniyê şehrinden yazar ve hikaye anlatıcısı Nerîman Evdikê, yazmaya çocuk yaşta başladığını söylüyor, ama korkusu onu o kadar kontrol ediyordu ki yeteneğini kimseye gösteremediğini belirtiyor. Nerîman Evdikê, “Arap Edebiyatı’nı okudum. Kürdistan’ın Amed kentinde ise Kürt Edebiyatı’nı okudum. Bu sayede yeteneğim daha da güçlendi ve böylece kavramlara, dillere ve yazma stilinde daha yetenekli hale geldim. Çocukluğumdan beri içimde sakladığım yeteneği açığa çıkarabildim” diyor.
‘Kendime sorular sordum’
Okumanın bir yandan kendisine yardımcı olduğunu diğer yandan da zorlaştırdığını dile getiren Nerîman Evdikê, “Edebiyat okulları ve türleri ve genel olarak tarihini bilgi edinmeme yardımcı oldu ama bana edebi kariyerime başlamanın zor olduğunu hissettirdi. Okurken kendi kendime dedim ki; bu kitapların arasında kendi kitaplarımı görebilecek miyim, birilerinin elinde kitaplarımı görebilecek miyim, gün gelecek mi, acaba bu adımı atabilecek miyim, şeklinde kendime sorular yöneltmeye başladım. Birden fazla kitabımın basımına rağmen tüm bu korkularım bana bugüne kadar hep eşlik etti” diyerek, yaşadığı sürece dikkat çekiyor.
Herkesin bir yeteneği var
“Yeteneği seçemeyiz, bizimle doğar” diyerek sözlerine devam eden yazar, “Her birimizin özel bir yeteneği var ve onu geliştirmek için çalışmalıyız. Benim yeteneğim ise yazmaktı, bu yeteneğe sahip olmamın nedeni; suskun bir çocuktum. Ne düşüncelerimi ne de duygularımı kimsenin önünde bahsetmiyordum. Bu yüzden sadece bana ait bir hayat ve atmosfer yaratmaya çalışıyordum. Ailem bazen ‘neyin var kendi kendine konuşuyorsun’ diyordu. Aslında kendimle konuşmuyordum ama hayalimde yarattığım karakterle konuşuyordum. Bu yüzden her zaman kendi dünyam ve kendi hayal gücüm vardı” diye belirtiyor.
İçimdekileri paylaştım
“Kişi yeteneğini iyi geliştirmek için çalışmalı” diyen Nerîman Evdikê, sözlerine şöyle devam ediyor: “Yazmak duygularımı, düşüncelerimi ve kendi dünyamı okuyuculara anlatmama yardımcı oldu ve beni hep içinde bulunduğum kabuktan çıkardı. Zaman geçtikçe ve okuyucuların yazdıklarımı kabul etmesiyle, beğenmesiyle o gizemli kişilikten kurtulmayı başardım. Böylece içimdekileri toplulukla ve özellikle okuyucularımla paylaştım.”
Ne yazdığımı bilmiyordum
Kadınların kendi gücünün farkına varması gerektiğini kaydeden Nerîman Evdikê , “Ben öncelikle kendimi destekledim daha sonra ailem ve arkadaşlarım destekledi. Ön planda olmamı isteyen insanlar yardımcı oldu ve yolumda yürümem konusunda cesaretlendirildim. İlk yazmaya ortaokuldayken başladım. Ama ne yazdığımı pek bilmiyordum. Şiir mi, hikaye mi, nesir bölümü mü… Bildiğim tek şey yazıyordum. İlk olarak kız ve erkek çocuklar arasındaki farkı yazdım. Bu yaşadığım toplumda var olan bir durumdu” sözleri ile yaşanan cinsiyet ayrımcılığına dikkat çekiyor.
Dergilere gönderdim
Adım adım ilerlediğini kaydeden Nerîman Evdikê, “Birçok hikaye koleksiyonum vardı ama bunları sadece kendi adıma yayınlamak istemedim, bu yüzden önce okuyucuların yazılarımı ne kadar kabul edebileceğini bilmek istedim. Bu nedenle önce Amed şehrinde edebiyat ve kültür dergilerinde birkaç makale yayınlamaya başladım. Daha sonra bölgedeki yerel dergilerde birkaç hikaye yayınladım ve bu hikayelerin büyük yankısını farkettim. O zaman daha büyük bir adım atma kararı verdim, üç hikayenin sunulduğu bir hikaye koleksiyonu içeren altı kadının ortak kitabına katıldım ve çok büyük yankı uyandırdı. Ardından ‘Dirok’ isimli bir şehidin anıları olan ‘Yaz Bulutları’ ve ‘Acı Rüyalar’ isimli iki koleksiyon yayınladık” diyor.
Eleştiriyi kabul ediyorum
Nerîman Evdikê, birkaç yıl sonra da “Bar Buruj” adı altında kendi öz kitabını yayınladığını söylüyor. Kitabının isminin Arapça’da ayçiçeğinin çiçeği anlamına geldiğini belirten Nerîman Evdikê, “Kitapta savaş sonucunda yaralanan ve sakat kalanların hikayeleri anlatılıyor. Mesleğimin başında ailem edebiyata aşina olduğu için eleştirmelerinden korkardım ama bugün bu eleştiriyi kabul ediyorum ve ondan faydalanıyorum. Bugün baskıda biraz zorluklar yaşıyoruz. Çok sayıda yayınevi açıldı ama bunlar sadece Suriye’nin kuzey ve doğusu sınırları içinde kalıyor. Bölge dışında yayınevleri ile sözleşme yapılması için birçok çalışma yapılıyor, çünkü bölgedeki yazarların çoğu özellikle kadın yazarlar mesajlarını bölge dışına ulaştıramıyor” sözleri ile yaşadıkları zorlukları anlattı.
Hayal gücümüzü genişletebiliriz
Hala yazmaktan ve bazı fikirleri ortaya koyma konusunda korkularının devam ettiğini söyleyen Nerîman Evdikê, son olarak şunları belirtiyor: “Aşmak istediğim bazı kırmızı çizgiler ve sınırları da var. Yazdığım tüm hikayeleri, yazıları ve kitapları, sosyal medya siteleri, dergiler ve makaleler aracılığıyla paylaşıyorum. Bu nedenle kendi öz isimim altında kısa hikayeler koleksiyonu yazmaya çalışıyorum. Tüm yazar, şair ve aydınlara mesajım; daha yolun başında olanlar korkulardan uzak dursunlar. Okumaya odaklansınlar ve her birimizin ne yazdığını bilmemiz gerekiyor. Böylece hayal gücümüzü ve bilgimizi genişletebiliriz.”
Leyla Muhammed / Serêkaniyê-NUJINHA