Hem döviz kurunda yaşanan artış hemde korona salgını sonrası alınan önlemlerle birlike düşen satışlar yayınevlerini zor duruma soktu. Salgın sonrası kitap satışlarının yüzde 63 düştüğü belirtiliyor
Dünyayı etkisini alan Koronavirüs (Kovid-19) yayıncılık sektörünü olumsuz etkiledi. Aynı zamanda döviz kurunun yükselmesiyle ihhal edilen kağıt fiyatlarını katladı. Kitap basımı matbaaların kapalı olmasından kaynaklı durmuş vaziyette. Yüselen malliyetlere dikkati çeken yayım kuruluşları satışların yüzde 63 oranında düştüğünü belirtti. Yayınevleri ancak online satış yaparak ayakta durmaya çalışıyor.
Dara Yayınevi Koordinatörü Bawer Berşev, Avesta Yayınları Koordinatörü Abdullah Keskin, Aram Yayınevi çalışanı Zuhal Tekiner ve Sîtav Yayınları Sahibi Kahir Bateyî, yayınevlerinin karşı karşıya oldukları sorunları Mezopotamya Ajansı’ndan Ayşe Sürme ve Fahrettin Kılıç’a değerlendirdi.
KİTAP BASILMIYOR
Dara Yayınevi Koordinatörü Bawer Berşev, kriz başlamadan önce 10 kitap matbaaya gönderdiklerini, yeniden fiyat almadıklarını söyledi. İhtimaller üzerinden fiyatın yüzde yirmi arttığını belirten Berşev, “Şu anda hazırladığımız farklı kitaplarımız var ama krizin geçmesini bekleyeceğiz. Dağıtım ağımız olan pirtukakurdi.com üzerinde de sıkıntılarımız var. Yayın evleri ucuz satış yaparak kısa dönem maliyetlerini çıkarmaya çalışıyor. Kriz ve Euro artarsa fazlasıyla etkileneceğiz. Kağıt piyasasını daha çok Euro etkiliyor. Böyle giderse birçok yayın evi kapatma eşiğine gelecektir. Yayınevi olarak üretiyoruz, hazırlıklarımızı yapıyoruz, fakat kitapları basmamaya çalışıyoruz. Tabi çalışmalarımıza devam ediyoruz. Kriz bittikten sonra piyasanın o anki matbaa maliyetine göre biz de hareket edeceğiz. Gerçek şu ki krizde en çok küçük yayınevleri etkilenecektir. Büyük yayınevleri bir nebze kendilerini koruyabilirler” diye konuştu.
Salgın sonrası satışlar
Avesta Yayınları Koordinatörü Abdullah Keskin, yüz yıldır her türlü faaliyeti yasaklanan, varlığı tartışılan Kürtçe yayın yaptıklarını söyledi. Bütün dünyayı saran bir krizin olduğunu ifade eden Keskin, ekonomik açıdan fazla bir şey yapamayacak duruma geldiklerini, var olma mücadelesi verdiklerini belirtti. İki aydır çalışmamalarını evde yürüttüklerini söyleyen Keskin, “Yetkililerin ne tür önlemler alması konusunda öneri yapamayız. 25 yıllık bir yayıneviyiz, sıradan bir şirketin, bakkalın bile yararlandığı hiçbir şeyden yararlanmadık. Şartlardan dolayı az eleman çalıştırıyoruz. Haftada bir veya iki defa online satışları karşılamak için ofise gidiliyor. Satışlar doğal olarak düştü. Bütün kitabevleri kapalı, sadece online satış siteleri var. Karantina, okurların evdeki kitaplara el atmalarını sağladı. Kürtçe dijital medyanın içeriği arttı, zenginleşti. Biz de YouTube sayfamızı canlandırdık, yazarlar eserlerinden parçalar okudular. Şimdiden güzel bir arşiv oluştu. Bunun yeni bir başlangıç olmasını umuyorum. Kürt okuru genelde roman, öykü ve klasiklere ilgi duyar. Yavaş yavaş araştırma kitaplarına, özellikle tarih ve çeviri edebiyata da bir ilgi oluştuğunu söyleyebiliriz” ifadelerini kullandı.
Ayakta kalma mücadelesi
Aram Yayınevi çalışanı Zuhal Tekiner ise yayıncılık sektörünün 2016 yılında başlayan. fakat ismi konulmayan bir kriz ile karşı karşıya kaldığını söyledi. Şimdi de koronavirüs krizinin olduğunu kaydeden Tekiner, yayıncılık sektöründe tek başına çalışan emekçileri etkilemediğini, okuyucunun da kitapsız kaldığını vurguladı. Ellerinde kalan kitapları tüketmeye çalıştıklarını kaydeden Tekiner, krizden dolayı yeni üretim sürecinin gerçekleştirilemediğini ifade etti. Böyle devam ederse kısa süre sonra farklı sorunların da belireceğine dikkat çeken Tekiner, “Yayıncılık sektörü az veya hiç desteklenmeyen sektörlerin başında gelmektedir. Yayıncılık her ne kadar kar amacı gütse de, karsız bir şekilde ayakta kalmaya çalışmaktadır. Yayıncılık özünde yazar ile okuyucuyu buluşturmayı hedefler. Buna karşın yayınevlerinin en büyük beklentisi bu amacı gerçekleştirmenin yolunun açılması ve desteklenmesidir” diye konuştu.
Önlem alınmalı
Tekiner, yayın evlerinin kriz ortamında gelir kaynaklarının durma noktasına geldiğinde çalışanın ve işletmeyi aylara varan veya belirsiz olan bu durum karşısında dayanma olanağının çok düşük olduğunu vurguladı. Sektörün temeli olan kağıt ve pazar alanının yetkililer tarafından daha kapsamlı ele alınması gerektiğini söyleyen Tekiner, “Yayıncılık sektörünün en temel başlıca giderlerini piyasa ekonomisinden etkilenmemesini sağlamalı kontrol altında tutmalıdır. Okur sayısında düşüşten ziyade mevcut okuyucu yerine yeni bir okuyucu kitlesinin eklendiğini gördük. Ancak alım gücünün buna karşın sınırlılığını da görebiliyoruz. Okurların, Kürtçe kitap okumaya, öğrenimi hızlandıracak kitaplara yöneldiğini söyleyebiliriz. Aram yayınevlerinin bildiğiniz gibi birçok kitabı yasaklandı. İnternet sitemizde erişim engeliyle karşı karşıya, ancak internet sitelerinde ve kitap evlerinde yasaklı olmayan birçok kitabımız satışa sunuluyor. Okuyucularımız mevcut dağıtım ve satış yapan sitelerden kitaplarımıza ulaşabilirler” şeklinde konuştu.
Okuma oranları da düştü
“Elbet koronavirüs krizinin çok kötü bir etkisi oldu” diyen Sîtav Yayınları Editörü Kahir Bateyî de şunları söyledi: “Yayıncılar kağıt bulamıyor. Ayrıca yayınevini kapattığımızdan bu yana bir aydan fazla zaman geçti. Evde çalışmalarımıza devam etsek de, yine de üzerimizde kötü bir etkisi var. Yayıncılar bu krizden en fazla etkilenen sektörlerden biri. Bu nedenle, devletin uzun vadeli ve uygun olmayan satın alımlarda bile yayıncılara özel destek sağlaması gerekmektedir. Bu tür bir destek gelmezse, birçok yayıncı kapatılacaktır. Bu, yüzlerce insanın işini kaybetmesine ve yayıncılar tarafından kötü yol açtı. Böyle giderse sadece birkaç yayınevi ayakta kalabilirler. Bu durumun okuyucular üzerinde de etkisi oldu. Durum belli değil, kimse bunun nasıl olacağını bilmiyor. Bu yüzden kitap okumak çok düştü. Kitaplarımızı online hesaplarımızda satıyoruz. Fakat korona durumu yüzünden çok az ilgi var. Sadece araştırma kitapları son zamanlarda satıldı.”
HABER MERKEZİ