Yatağan Termik Santrali için 5 köyü yok eden 2 köyü taşıtan açık kömür madeni ardından, sıra yeraltına geldi. Yılda 1 milyon ton linyit üretileceği belirtilen bölgede kalan doğal ve tarihi alanlar yok olacak
Aydem Holding bünyesindeki Yatağan Termik Enerji Üretim A.Ş. Eskihisar köyünün taşınmasıyla köylünün verimli arazsine çökülen alanda açılan kömür madeninin tükenmesi ve tepkilerle davalar nedeniyle genişleyemeyen açık ocak kömür madeni sahası genişletilerek yeraltı işletmeciliğine açılacağı duyuruldu. Muğla ili, Yatağan ilçesinde toplam 14 bin hektarlık alanda Eskihisar ‘Yeraltı Kömür Ocağı açılacağı belirtilirken, sahanın EÜAŞ mülkiyetindeki 8340 metrekarelik kısmı da şirkete tahsis edildi. Çıkarılan kömürün ise direkt olarak termik santrale gönderileceği belirtildi.
7 köy ortadan kaldırıldı
Yatağan Termik Santrali 100 metreye varan kül dağı ile Yatağan Ovasının kuyularını ve derelerini zehirlerken, baca dumanı nedeniyle zeytinler kurudu. Yatağan Termik Santraline kömür sağlansın diye, on binlerce dönüm maden ocağı açıldı. Tam 5 köy yıkılıp yok edildi. Yeraltı ocağının açılacağı Eskihisar ile Tınaz Yatağan termik santrali için iki kez farklı bölgelere taşındı. Binlerce insan evinden yurdundan oldu, aileler parçalanırken, borçlandırdıkları yurttaşlar TOKİ evlerine hapsedildi. On binlerce dönüm orman, tarım ve zeytinlik alan talan edildi. Yüzbinlerce zeytin ağacı, çam, meşe, pinar kesildi, katledildi. Turgut’un zeytinlikleri açık ocak madenini yarattığı ölüm çukurunun tozundan zeytin vermez oldu.
Doğa ve tarih düşmanlığı
YK Enerji ile birlikte bölgeye çöken Yatağan Termik Santrali bölgenin tüm suyunu kullanıp Bodrum ve Milas’ta içme suyuna ulaşılamaz hale getirdi. Diğer yandan arkolojik alanlar yerle bir edilirken, halkın bu alanları ve zeytinlikleri koruma mücadelesi Yatağan patronu tarafından aşağılandı. Aydem’in patronu Ceyhan Saldanlı, “Attığımız her adımda dava ile karşılaşıyoruz. Davalar uzun sürüyor. Bizim Yatağan’ın sahalarından birinde üretim tarihi SİT nedeniyle durdu. Yerleşik, taşınamaz eser çıkmıyor, tarihi şehir falan yok. Ancak parçalar çıkabiliyor, onları da alıp müzeye kaldırabiliyorsun. Hem tarihi eserleri çıkaracaksın, hem kömürü değerlendireceksin. Hem zeytini koruyacaksın, hem üretimi yapabileceksin” sözleriyle doğanın, tarımın ve tarihin kendi çıkarları karşısında hiçbir değerinin olmadığını gösteriyordu.
İklimle mücadele yalanı
AKP iktidarının Paris İklim Anlaşması’nı imzalamasına neden olan motivasyon 3 milyar dolarlık destek ve sermayeye yeni birikim alanlarını GES, RES vd. santrallerle açma hedefiydi. İktidarın doğa ve çevre düşmanı politikaları kesintisiz sürerken, kapitalist dünya ile birlikte ‘iklimle mücadele’ adımlarında iki yüzlü politikalar sürdürülürken, iklim mücadelesi sürdürüldüğü imajı yaratmaya çalışan AKP’nin makyajları kısa zamanda döküldü. Petrol ve kömürden çıkmak üzere kurgulanan iklim mücadelesi iddiasında halen kömür madenlerine sınırsız desteğe devam edilmesi ve Enerji Bakanı’nın geçtiğimiz günlerde kömür ve nükleere devam edeceklerini açıklaması, söylenen ‘temiz enerji’ iddialarının yalan olduğunun açık göstergesiydi.
EKOLOJİ SERVİSİ