Halk otobüsçülerinin isyan bayrağı çekip ücretsiz taşımayı kaldırmasının ardından Türkiye’deki yaşlı nüfusun durumu yeniden gündem olurken, kriz koşullarında yaşlıların çalışmak zorunda kalması unutuluyor
Önceki gün Ankara Ticaret Odası’nda (ATO) bir araya gelen halk otobüsçüleri, bir süredir yakındıkları “65 yaş üstü ücretsiz toplu taşıma” meselesini karara dönüştürerek, artık yaşlıları ayda sadece 4 gün ücretsiz taşıma kararı aldı. Toplantıda, Tüm Özel Halk Otobüsleri Birliği Başkanı (TÖHOB) Ercan Soydaş, Türkiye’deki özel halk otobüslerinin her ayın sadece 4 günü 65 yaş üstü vatandaşları ücretsiz taşıma kararı aldığını duyurdu. Soydaş, ücretsiz taşıma bedelini artık ödememe kararı aldıklarını kaydederek, “Daha önce açıkladığımız dört grup (şehit ve gazi aileleri, emniyet ve basın mensupları) dışında kalan ve ücretsiz seyahat hakkı olan yolcularımızı her ayın 1’i ile 4’ü arası taşıyalım. Geri kalan kısımdan da rica ediyorum, lütfen kamu araçlarını kullansınlar. Bakanlığın verdiği destek iki günlük karşılamayı sağlıyor. İki gün esnaflarımızdan fedakârlık bekliyoruz” diye konuştu.
Konuyla ilgili bakanlıklardan ve belediyelerden henüz bir açıklama gelmezken, Soydaş’ın “Cihazları sökmek gibi mevzuata göre bir hakkımız yok. Arkadaşlarımız vatandaşlarımızı uyaracaklar” sözleri, toplu taşıma araçlarında yeni tartışmalar yaratacak gibi görünüyor.
Yaş ortalaması artarken
Türkiye’de yaşlı nüfus son 5 yılda ciddi bir artış göstermiş durumda. Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK), yayınladığı 2022 yılına ilişkin “İstatistiklerle Yaşlılar” çalışmasına göre, 2017’de 6 milyon 895 bin 385 kişi olan 65 yaş ve üzeri nüfus, son 5 yılda yüzde 22,6 artarak 2022’de 8 milyon 451 bin 669 kişi oldu. Yaşlı nüfusun toplam nüfus içindeki oranı 2022 itibarıyla yüzde 9,9’a çıktı. 2022’de yaşlı nüfusun yüzde 44,4’ünü erkekler, yüzde 55,6’sını kadınlar oluşturdu. Nüfus projeksiyonlarında yaşlı nüfus oranının 2030’da yüzde 12,9, 2040’ta yüzde 16,3, 2060’ta yüzde 22,6 ve 2080’de yüzde 25,6 olacağı öngörüldü.
Yoksulluğun artışı
Öte yandan, nüfustaki yaşlı oranının artışı, toplumdaki genel yargının tersine, bu kişilerin evlerine çekilip rahata erdikleri anlamına gelmiyor. Pandemi sırasında getirilen 65 yaş üstü sokağa çıkma yasakları, o zaman da bu gerçeğin sorgulanmasına yol açmıştı. DİSK Genel-İş’in o günlerde yaptığı bir araştırmanın sonuçlarına göre, bu kesimin yaşam yılı beklentisi Covid-19’la mücadele eden diğer ülkelere göre daha düşük olurken, Türkiye’de kadınların 65 yaşından sonra yaşam yıl beklentisi 19 iken İngiltere’de ve Almanya’da 21, İtalya’da 22, İspanya ve Fransa’da 23 yıldan fazlaydı. Erkekler için yaşam beklentisi ise Türkiye’de 16, Amerika, İngiltere ve Almanya’da 18’den fazla, İtalya, İspanya ve Fransa’da ise 19 yıldan fazla çıkmıştı.
Rapora göre, Türkiye’de 65 yaş üstü nüfusun yoksulluk oranı yüzde 17 iken, İtalya’da yoksulluk oranı yüzde 9,7, Fransa’da yüzde 3,6, İspanya’da ise yüzde 10,2’dir.
Yaşlılar bedava mı yaşıyor?
Yoksulluk oranının diğer ülkelere göre yüksek olduğu Türkiye’de, 65 yaş üstü nüfusun önemli bir kısmı geçinebilmek için çalışmak zorunda kalıyor. Bu nedenle 65 yaş üstü nüfus içerisinde çalışanların oranı yıldan yıla artıyor. 2014 yılında toplam 65 yaş ve üstü nüfus içerisinde çalışanların oranı yüzde 11,2 iken, 2019 yılında bu oran yüzde 11,6’ya yükselmişti. Öte yandan, 65 yaş üstü nüfusun yüzde 16,6’sı ücretli, maaşlı veya yevmiyeli çalışırken yüzde 56,9’u kendi hesabına, yüzde 20,2’si ücretsiz aile işçisi, yüzde 5,9’u da işveren. Ayrıca, 65 yaş üstü çalışanlarda kayıt dışı istihdamı 787 bin kişi ile yüzde 92 iken, bunların yüzde 8’i kayıtlı durumda.
Genel olarak Türkiye’de çalışan 65 yaş ve üstü kişilerin sayısı, AB ülkelerin ortalamasından 3 kat fazla. Üstelik 65 yaşı aşan çalışanların yüzde 60’ı en az kazanan yüzde 25’lik dilimde yer alıyor.
HABER MERKEZİ