Bilim insanları yaşlanma kontrolünü sağlama yolunda yeni bulgulara ulaştı. Yaşlanma sürecinin insanlarınkine benzediği söylenen balık türü üzerinde yapılan deneyler, eşey hücre üretiminin durdurulmasının, yaşam süresine ilişkin, cinsiyete göre farklı sonuçlar doğurduğunu ortaya çıkardı
Bilim insanları Fransa Ulusal Demografik Araştırmalar Enstitüsü’nün (INED) verilerine göre, 2020 yılında Fransa’da beklenen yaşam süresi erkekler için 79,2 yıl ve kadınlar için 85,3 yıl olan yaşam süreleri arasındaki farkı araştırırken yeni keşifler yaptı.
Science Advances dergisinde yayınlanan yeni bir çalışma, bu farkın nedenine ilişkin bulgulardan bahsediyor. Turkuaz renkli, bir tatlı su balığı olan ‘killies’ üzerinde deneyler yapan araştırmacılar, eşey hücrelerinin üretiminin yaşam süresinde belirleyici olabileceğine dikkati çekiyor.
Yaşlanma kontrolünde sıçrama tahtası olabilir
The Guardian gazetesine araştırmayla ilgili konuşan Tohru Ishitani, araştırmanın insanlarda yaşlanmanın kontrolünü anlamak için bir sıçrama tahtası olacağı görüşünü savunan Ishitani, Killies’teki yaşlanma sürecinin insanlardakine benzediğini ve insanların yaşlanma sürecinin daha karmaşık olacağını düşünmediğini ifade etti.
Araştırma eşey hücrelerine dayandırıldı
İki cinsiyet arasındaki en büyük farklardan biri olan sperm ve yumurta hücrelerine dayandırılan araştırmada, erkekler için spermatozoa ve kadınlar için yumurta olmak üzere gametlerin kökeninde yer alan germ hücrelerinin üretimi deney süreçlerinde durdurularak eşey hücre üretiminin kadın ve erkeklerde farklı sonuçlar ortaya çıktığı gözlemlendi.
Eşey hücre üretimi durdurulan erkek daha uzun yaşıyor
Araştırmacılar deneylerde, eşey hücresi üretimi olmadan erkeklerin daha uzun yaşadığı ve kadınların ise daha genç öldüğü sonucuna ulaştılar.
Tohru Ishitani bu sonucu şöyle değerlendirdi: “Eşey hücrelerini ortadan kaldırmanın hem erkeklerin hem de kadınların ömrünü uzatmasını bekliyorduk, ancak bu sadece erkeklerin ömrünü uzattı ve kadınların ömrünü kısalttı. Bu beklenmedik bir durumdu, ancak bu keşfin cinsiyetler arasındaki yaşam beklentisi farklılıklarının daha iyi anlaşılmasını sağlayabileceğini fark ettik.”
Kaynak: ANF