Nasıl yönetilmek istediğimizi belirleyeceğimiz gün yaklaşırken vereceğimiz oy sadece bizlerin değil tüm canlıların ve gelecek nesillerin de nasıl yaşayacağını belirleyecek.
Kısaca “kader”i belirleyeceğiz hep beraber.
Sanırım farkındayız. AKP hiç gitmeyecek gibi pek çok yasal düzenleme yapmaya devam ediyor.
Danıştay 14. Daire 14 Aralık 2017’de aldığı kararla suların, doğal alanların kullanıma sunulmasını, kentsel dönüşüm projeleri ile kentlerin yok edilmesini, radyoaktif atık depolama için yapılan değişiklikleri kapsayan ÇED Yönetmeliğindeki değişiklikleri hukuksuz ve bilime aykırı bularak iptal etmişti. Böylece Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın yaşam alanları üzerinde sürdürdüğü usulsüzlüklere de yasal olarak son vermişti. Ancak iktidar yapmak istediklerini torba yasalar çıkararak yada fiili uygulamalarla meşru hale getirmeye devam etti.
Türkiye halklarının geleceğini belirleyecek olan seçim AKP ‘liler için göstermelik olsa gerek birkaç gün önce 14 Haziran 2018 günü Resmi Gazete’de maden ve taş ocaklarının sahaları için yeni bir düzenleme uygulamaya sokuldu. Düzenleme; Maden İhracatçıları Birliği’nin Çevre Şehircilik Bakanlığı’ndan Danıştay’ın iptal ettiği maddeleri yeniden düzeltmesini istemelerinin hemen ardından gerçekleşti.
Böylece meraların, ormanların maden işletmeleri tarafından kullanılması daha da kolaylaştırıldı.
Aynı iktidar nükleer santral yapmada kararlılığını tüm seçim reklamlarında kullanıyor. Erdoğan’ın cumhurbaşkanlığı için kullandığı iki üç konu siyasi yol haritasının ana temasını bizlere gösteriyor: bol tanklı uçaksavarlı silahlı savaş sanayi ve nükleer santral reklamları
Radyoaktif atıklar tehlikeli atıklar komşun(m)uz olmak üzere
Enerji bakanı – sanırım o da Erdoğan gibi Türkiye siyasetinin demişbaşına kaydolduğunu sanıyor- 3. nükleer santral için Çin nükleer enerji kuruluşları ile bu konuda birkaç hafta önce görüştü.
Mersin Akkuyu hepimizin itirazlarına rağmen yapılmaya devam ediyor. Sinop Gerze ve İğneada’ya nükleer santral yapma çabaları yurttaşların, meslek ve emek kurumlarının, ekoloji örgütlerinin, baroların itirazına rağmen sürüyor. Bu yılın başında, açtığımız ÇED iptali davasına siyasal iktidarın doğrudan ve açık müdahalesine tanıklık ettik hep beraber. İktidarın Rusya ile olan politik ve ekonomik hesapları Danıştay kararına kadar etkisini gösterdi.
Radyoaktif atıklar tehlikeli atıklar komşunuz olmak üzere.
Çorlu’da Kocaeli’nde olduğu gibi tehlikeli atık depo sahaları hızla uygulamaya sokulmaya çalışılıyor.
Ormanlar, meralar maden sahalarına dönüşürken, çok yakında aynı işletmelerin bu sahalara atık depolama izni aldıklarına yada doğrudan tehlikeli hatta radyoaktif atık depoladıklarına tanıklık edeceğiz. Giderek tehlikeli atık depolama tesislerinin sayısı çığ gibi artacak.
Biliyoruz ki radyasyon yayılımı etkisinde kalmamız için ne Fukuşima ne Çernobil benzeri facia yaşamamız gerekiyor. Yapılmış ve yapılmakta olan nükleer santraller gerekçe gösterilerek doğal alanlar radyoaktif atıkların depo sahasına dönüşecek. Radyoaktivite yayan atıkların etkileri binlerce yıl bu coğrafyada yaşayan tüm canlıları, halkları kanser vb hastalıklarla tehdit edecek, kalıtım bozukluklarına uğratacak.
Bu konuda AKP’nin tavrı net ısrarla nükleer santral kurmaya çalışacak ve Türkiye’yi radyoaktif / tehlikeli atık depo sahası haline getirecek.
HDP politikası da oldukça açık net. HDP yaşamı yok edecek nükleer santral istemediğini ve karşı olacağını açıkça beyan etmekte. Bu konuda başından beri hukuksal ve siyasi mücadelesini sürdürmeye devam ediyor.
Nükleer Karşıtı Platform’un Sinop’ta, Mersin’de yaptığı çağrısının son paragrafını buraya aktararak hem siyasi partilere hem de oyunu kullanacak tüm yurttaşlara NKP’nin çağrısını yinelemek istiyorum:
“Oylar, nükleer karşıtı adaylara
Nükleer karşıtlarının sesinin halkın en yüksek kürsüsünde dile getirilmesine ihtiyaç var. Rusya ve Japonya ile imzalanan anlaşmalar feshedilmelidir. Nükleer Silahların
Yasaklanması Anlaşması, yeni oluşacak TBMM’de kabul edilmelidir. Enerji alanındaki özelleştirmelerden vazgeçilmeli, merkezi planlama ve kamusal bir anlayışla yeniden yapılandırılmalıdır. Ülkemiz enerji yoğun, kirli sanayiden vazgeçmeli, uluslararası şirketlerin atıklarının saklandığı, geri dönüşüme uğratıldığı bir yer olmaktan hızla uzaklaştırılmalıdır. Bu ilkeler etrafından tutum alan adaylara oy vereceğiz.
NÜKLEER KARŞITI PLATFORM”