Manisa’nın Salihli ilçesinin Hacıbektaşlı Mahallesi’nde Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi (SANKO) tarafından yapılması planlanan Jeotermal Enerji Santralleri’ne (JES) ilişkin firma yetkilileri tarafından Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) raporun dair halkı bilgilendirme toplantısı düzenledi. Mahalle sakinlerini toplantıya davet eden firma yetkililerine yurttaşlar tepki gösterdi. JES istemediklerini dile getiren yurttaşlar ve Salihli Çevre Derneği konuya ilişkin toplantının yapıldığı otel önünde basın açıklaması düzenledi. Tabip Odası, Mimarlar Odası, Ziraat Mühendisleri Odası, KESK Şubeler Platformu, Sokak Hayvanlarını Koruma Derneği, Sosyal Güvenlik Müşavirler Derneği, Barış Mahallesiİnisiyatifi ve Kabazlı Mahallesi inisiyatifi üyelerinin yanı sıra yüzlerce kişinin katıldığı açıklamayı, kitle adına Salihli Çevre Derneği Hakkı Uysal yaptı.
Uysal, Ege Bölgesi’nin üç önemli havzası Gediz, Küçük Menderes ve Büyük Menderes enerji şirketlerinin saldırısı altında olduğunu belirten Uysal, Aydın Ovası’nın bir bölümü bitik ve Küçük Menderes’in kan ağladığını söyledi. Sarıgöl, Alaşehir ve Salihli JES kuyularıyla çepeçevre sarıldığını ifade eden Uysal, nefes alacak yerin artık olmadığını söyledi. Uysal, 2017 Ağustos ayında Orman ve Su İşleri Bakanlığı’nın İzmir, Manisa ve çevresinde madencilik ve jeotermal faaliyetleri nedeniyle yer altı sularında arsenik seviyelerinin yükseldiğini belirterek “jeotermal ve madencilik faaliyetlerine izin verilmemesi gerekmektedir” kararına rağmen Valilik ve Çevre Şehircilik İl Müdürlüğü tarafından kuyuların açılış izinleri ÇED gerekli değildir kararlarını hızla verdiğini söyledi. Salihli Hacıbektaş Mahallesi’ndeki direniş karşısında enerji şirketinin usulsüz çalışmasının ortaya çıktığını ifade eden Uysal, kendilerinin bilmediği daha çok usulsüzlüğün var olduğunu söyledi. Türkiye’nin diğer şehirlerde JES’lerin doğru çalıştırılmadığını duyduklarını ifade eden Uysal, “Firma yetkilileri bugünlerde Salihli’de çalışmaya başlattıkları ‘Kapalı devre Jeotermal Elektrik Santrali’nin en modern sistem olduğunu anlatıyor. Sıra üretim aşamasına geldiğinde bedavaya ürettikleri toplam enerjinin beşte birinden fazlasını enjeksiyon sırasında kullanacaklar. JES tüm dünyada kullanılıyor. Fakat onlar verimli topraklar üzerine ve yaşam alanlarına yakın inşa edilmiyor. Titiz bir planlama ve sıkı bir denetim ile yarar zarar oranı gözetilerek yapılıyor. Dünyamızda her geçen gün temiz su kaynakları ve tarıma elverişli arazilerin yok olduğundan bahsediliyor. Toprak verimsizleşmiş, su kullanılamaz durumda. Yaptırımı var mı? Var! Para cezaları… Kesilen cezayı şirketler seve seve ödemekteler. Sonra? Kalınan yerden devam…” şeklinde konuştu.
‘Yaşama sahip çıkıyoruz’
Salihli ve çevresinde birçok JES projesinin mevcut olduğunu belirten Uysal, sözlerine şöyle devam etti: “Bu kadar çok projenin çevreye ve insan sağlığına zararları da o kadar çok olacaktır. Bu santrallerden çıkan buharın insan ve çevre sağlığına zararlı olduğu, atık suların yüzey sularını kirlettiği biliniyor. Alaşehir yavaş yavaş ölüyor ve onların çaresizliğini gördük sıra bizim topraklarımıza geldi. Bizler yerin 2 bin 500 metre altından çıkan zehirli akışkan ve buhar ile zehirlenmek istemiyoruz. Ülkemizin bu kadar bereketli, ürün çeşitliliği yüksek ovasının yok edilmesine gönlünüz razı mı? Salihli’nin suları kirlenmesin, çocuklarımız zehirli buharı solumasın ve ova kurumasın istiyoruz. Yaşam hakkına sahip çıkıyoruz.” Öte yandan firma yetkilileri tarafından yapılan halk toplantısına Hacıbektaşlı Mahallesi’nde bulunan yurttaşlar ve Salihli Çevre Derneği üyeleri alınmadı.
MANİSA