Kars’ta açıklama yapan tutuklu yakınları, hasta ve risk grubunda bulunan tutukluların serbest bırakılmasını istedi.
İnsan Hakları Derneği (İHD) Kars Şubesi ile tutuklu yakınları, hasta ve yaşlı tutukluların serbest bırakılması talebiyle basın toplantısı düzenledi. İHD’de yapılan toplantıda konuşan İHD Kars Şube Başkanı Güldane Kılıç, kişisel alan, beslenme, sağlığa erişim koşulları ve hijyenin olanakları düşünüldüğünde koronavirüsünün (Kovid19) yayılması için cezaevlerinin oldukça elverişli ortamlar olduğunu dikkati çekti.
Adalet Bakanlığı’nın Ocak 2020 verilerine göre 3 bin 100 tutuklu çocuğun bulunduğunu ve bunlardan 780 çocuğun anneleri ile birlikte cezaevinde kaldığını belirten Kılıç, cezaevlerinde yaklaşık 66 bin tutuklunun ve hükümlünün bulunduğunu söyledi.
Yaşam hakkı ihlali
Artırılmış kapasite nedeniyle cezaevlerinin fiziksel koşullarının daha da kötüleştiğini ve hak mahrumiyetlerinde ciddi bir artışın yaşandığına işaret eden Kılıç, “İHD verilerine göre 2019 yılında tespit edilebilen 457’si ağır hastalığı bulunan toplamda bin 333 hasta mahpus bulunmaktadır. Kaldı ki mevcut hasta mahpus sayısı bu rakamın çok üzerindedir. Yaşamını tek başına idame ettiremeyen, sağlıklı koşullarda tedavisi yapılmayan ağır hasta mahpuslar, ağır yaşam hakkı ihlaline maruz kalmaktadırlar. Böylesi bir ortamda koronavirüs salgınından korunmak pek mümkün gözükmemektedir. Biz, insan hakları savunucuları ve beraberimizde ki, tutuklu ve hükümlü yakınları ile birlikte hapishanelerde gerekli önlemlerin alınmasını ve bu önlemlerin, insanlık onuruyla bağdaşır ve hak ihlaline yol açmayacak şekilde uygulanması gerektiğini ifade ediyoruz” diye konuştu.
‘Virüsten endişeliyiz’
Tutuklu ve hükümlü yakınları adına konuşan Avukat Bişar Alınak ise, Türkiye’de her geçen gün artarak devam eden virüs vakalarından dolayı tutuklu ve hükümlü yakınları olarak endişe duyduklarını belirtti. Koronavirüsünün 60 yaşın üstü ve kronik rahatsızlıkları olan insanları daha çok etkilediğine dikkat çeken Alınak, Adalet Bakanlığı’nın, 60 yaş üstü ve risk grubunda olan personele idari izin verildiği gibi aynı uygulamanın tutuklu ve hükümlüler için de geçerli olmasını istedi. Adalet Bakanlığı’nın aynı tedbirleri cezaevlerinde uygulamamasının Anayasa’nın eşitlik ilkesi ve evrensel hukuk teamüllerine aykırı olduğunu da vurgulayan Alınak, şöyle devam etti: “Cezaevindeki insanların kendilerini bu virüsten koruyabilme şansları yoktur. Her ne kadar cezaevlerinde etkileşimin az olduğu söylense de cezaevi personelinin virüsü içeriye taşıması muhtemeldir. İnsanların yaşamları birilerinin insafına bırakılmayacak kadar kutsaldır. Birçok hasta tutuklu karantinada kendisine bakamayacağı için hastaneye gitmemektedir. Bizler tutuklu ve hükümlü yakınları olarak, her geçen saniye yaşam ve ölüm arasında sıkışan bir hayatı yaşamak istemiyoruz. Yakınlarımızın serbest bırakılmaması durumunda, kendi sağlığımızı ve halk sağlığını riske atmak istemediğimiz halde yaşamımızı riske atarak cezaevleri önünde yaşam nöbeti tutacağız.”
Alınak’ın açıklaması ardından yapılması istenenler şöyle sıralandı:
* Risk grubunda bulunan yaşlı, hasta, kadın ve çocuk hükümlüler ceza infaz kanunundaki ‘infaza ara verme’ ve ‘özel infaz usulleri’ konusunda bir kısım değişiklikler yapılarak veya ek hükümler konularak acil çözümler bulunmalıdır.
* Ağır hasta mahpusların salgın hastalık durumunda ciddi risk grubunda bulunması nedeniyle serbest bırakılarak infazlarının ertelenmesini, tutuklu olanların serbest bırakılmasını,
* Virüsün özellikle 60 yaş üstü kişilerde ölümcül etkisi göz önünde bulundurularak, 60 yaş üstü mahpusların tedbiren serbest bırakılarak infazlarının ertelenmesini, tutuklu olanların serbest bırakılmasını,
* Hamile ve çocuklu kadınların (780 çocuk anneleri ile birlikte kalıyor), çocuğun üstün yararı ilkesi gözetilerek serbest bırakılmaları ve infazlarının ertelenmesini,
* Çocuk tutukluların bir an önce serbest bırakılmasını,
* Terörle Mücadele Kanunu (TMK) kullanılarak suçlanan siyasi tutukluların (Milletvekilleri, belediye eş başkanları, belediye meclis ve il genel meclis üyeleri, avukatlar, gazeteciler, insan hakları savunucuları, aydın ve yazarlar, aktivistler, sendikacılar, öğrenciler gibi) bir an önce serbest bırakılmasını,
* Son dönemde kamuoyu gündeminde olan infaz düzenlenmesine ilişkin yasa teklifi çalışmalarının infazda eşitlik ilkesi, infaz sürelerinin kısaltılması ve dezavantajlı mahpus grupların mağduriyetleri göz önünde bulundurularak derhal yasalaştırılmasını,
* Koronavirüs (COVID- 19) ile ilgili bütün kaynaklarda virüsün yayılmasını engellemek için kişisel hijyeni sağlamanın önemine dikkat çekilmektedir. Hapishanelerde mahpusların sağlıklarının korunabilmesi, bulundukları alan ve kendi kişisel temizliklerini sağlayabilmeleri için, acilen temizlik malzemelerinin kendilerine ücretsiz verilmesi ve parası olmayan mahpusların da temizlik ürünlerine erişimi sağlanmalıdır. Hapishanelerde de çevresel ve kişisel hijyenin sağlanması için gerekli önlemleri almak hastalığın yaygınlaşmasını önlemek için azami özen göstermek hapishane idarelerinin ve devletin temel sorumluğudur.
* Hapishanelerdeki banyo, tuvalet gibi ortak alanların her gün dezenfekte edilmesi,
* Mahpusların yeterli, dengeli ve sağlıklı beslenmesinin sağlanması, vitamin takviyesi yapılması,
* Sağlık Bakanlığı ve Türk Tabipleri Birliği’nin önerileri ve uyarıları dikkate alınarak hapishanelerde görev yapan tüm personelin bilgilendirilmesi, atılması gerekli olan adımların ve uyulması gerekli olan kuralların belirlenmesi,
* Hapishane içine girecek kişilerin salgını önlemek için uyması gereken hijyen kuralları ve alması gereken önlemler konusunda bilgilendirilmesi, mahpuslarla temasın söz konusu olduğu durumlarda bu önlemlerin yanı sıra uygun ortam ve koruyucu malzemeler sağlanması,
* Kurumda düzenli ve yeterli sayıda sağlık personelinin bulunması (sayının arttırılması).”
Kaynak: MA