Zorla kaçırıldığı bir erkek tarafından 18 yıl birlikte yaşamak zorunda kalan Devrim Çiçek, yaşadıkları ve başkaldırısı başka kadınlara örnek olsun diye ‘Çalınan Elimden Alınan Hayatım’ isimli kitap yazdı
Selman Çiçek / Dersim
Devrim Çiçek, 9 Nisan 1999 tarihinde yani doğum gününde daha önce ailesi tarafından istenildiğinde verilmeyen bir erkek tarafından kaçırılır. 21 yaşında kaçırılma olayı ile ilk kez erkek şiddeti ile karşılan Çiçek için bu şiddet aslında bir kabusun da miladı olur. İstemediği, zorla alıkonulduğu bir erkeğe eş olunması istenir, oysa Çiçek için düğün günü herkesin halay çektiği bir gün değil bir cenaze töreni idi. O törenden sonra 18 yıl boyunca bu cenazenin yasını tuttu. 18 yıl onun için bir yaşamdan çok şiddetin adı oldu, erkek zihniyetinin vahşiliğini en acımasızlığı ile yaşadı.
18 yıl boyunca hem yasını tuttu, hem 3 çocuğunu büyütmeye çalıştı, hem de erkek şiddetini her gün en acımasızlığıyla yaşadı. Artık dayanma gücü kalmamıştı. Ezim ezim ezilen, hükmedilen bedenine, esir alınmak istenen bilincine artık özgürlük deme vakti gelmişti. Bu başkaldırı ona yeni bir hayatın kapısını açsa da yaşadıklarını hiçbir zaman unutmadı. Yaşadıklarının ve başkaldırısının kadınlara örnek olması için başından geçen her şiddeti ayrıntılarıyla kaleme aldı.
Kendi imkanlarıyla bastı
Sabahları evlere temizliğe giden Çiçek, temizlikten döndükten sonra da yaşadıklarını yorgun haline rağmen azimle kaleme alarak “Çalınan Elimden Alınan Hayatım’’ adlı kitabı yazdı. Belki yazdıkları edebi bir dilden uzak, belki büyüleyici kelimeler yok ama bir kadının erkek vahşeti karşısında yaşadıklarının saf halini görmek mümkün. Kitabını kendi imkanları ile basan Çiçek’in tek isteği ise bu kitabın her kadına ulaşması ve kadınların artık hep birlikte şiddete dur demesi.
Çiçek’in tek gayesi kadına yönelik şiddete dur demesiydi. Ancak, erkek şiddeti kendini kitabı yazdıktan sonra da gösterdi. Eski eşi, kitapta kendisi için yazılanlardan dolayı şikayetçi olurken, Çiçek’e dönük ağır, insanlık dışı uygulamayı görmeyen mahkeme heyeti ise Çiçek hakkındaki soruşturmayı kabul etti.
‘Defalarca haykırdım’
Çileli ve şiddet dolu bir yaşamı kaleme aldığını belirten Çiçek, kitabın bir genç kızın zorla sürüklenerek sevmediği bir adamla evlenmesinden sonra başlayan kara baharını kaleme aldığını söyledi. Çiçek, erkek şiddetine karşı ezilen kadının 18 yıl boyunca kurtulmak için haykırdığını ancak etrafındakilerin lal olduğunu belirterek şunları söyledi: 18 yıl dile kolay, her gün kumarbaz, alkolik bir adamın vahşetiyle yüz yüze kaldım. Şiddetin her türlüsünü tattım. Zorla kaçırıldım, dayak yedim, baba evine kaçtım, hamile olduğumu öğrendiklerinde geri verdiler. Defalarca haykırdım, ancak haykırmakla kaldım.’
Tedhitlere boyun eğmedi
18 yılın ardından artık dayanacak gücü kalmadığı için artık yeter dediğini belirten Çiçek, eşinden ayrıldıktan sonra eşinin kendisini ölümle tehdit ettiğini ancak kendisinin onunla olduğu sürece zaten ölüm olduğuna inandığı için ölüm tehditlerine boyun eğmediğini söyledi. Boşandıktan sonra da tehditlerine devam ettiğine dikkat çeken Çiçek, tehditlerine asla boyun eğmediğini, bu tehditlerin devam ettiği süreçte yaşadıklarını kaleme alma gereksinimi duyduğunu söyledi.
‘Yazdıkça canım acıyordu’
Çiçek, küçük yaşlarda ilk okulda sürekli şiirler yazdığını ve yazarlık ruhunu hep taşıdığını belirterek yazma sürecini şu sözlerle anlattı: Yazma sürecim çok kötü geçti. Sonuçta yaşadığım hayatımı yazıyordum. Yazdıkça o günler aklıma geliyordu, hatırladıkça canım çok acıyordu. O yaşadığım cehennem hayatı karanlık kuyudan yukarı çekmek hiç kolay olmadı. Yazarken haykırışlarım kulaklarımda çınlıyordu. Beni dövüp bıçaklarla peşime vermesi, sokakta geçirdiğim vakitleri adeta yeniden yaşıyordum. Bu duygularla kitabı yazdım.’
‘Borç parayla kitap bastım’
Kitabını bitirdikten sonra sponsor ve basacak yayınevi bulamadığından şikayet eden Çiçek, “Herkesin bu hikayeyi bilmesini istiyorum. Yaşadıklarımın ses olmasını istiyordum. Dayanacak gücüm yoktu. Aile ve arkadaşlarımdan borç para toplayarak kitabı bastım. Kitabı isteyen herkese posta yolu ile göndererek onlara ulaştım. Ancak bir yayınevinin bu kitabı dağıtarak birçok kadına ulaşmasını istiyorum. Bu yaşadıklarım Devrim’in hikayesi değil, tüm kadınların hikayesidir. Bu ülkenin gerçeği ve utancı’’ diye belirtti.
Mahkemelik oldu
Kitapta eski eşine lakap taktığı için eski eşi tarafından mahkemeye şikayet edildiğinin altını çizen Çiçek, mahkemenin bu şiddeti görmesine rağmen şikayeti davaya çevirmesine de tepki gösterdi. Çiçek, “Bakalım, sesimi duyurdum diye belki beni suçlayacaklar. Çünkü onlara göre susmalıydım. Hep kadın acıları çekmeli ve susmalı anlayışı var. Hayır susmayacağım. Haykırmak istiyorum. Bugüne kadar hep sustum, artık susmak istemiyorum, kadınların çığlığı olmak istiyorum. İşte bu nedenle kadına şiddete dur demek için bu kitabı yazdım” şeklinde konuştu.