Yağmur Önüt’ü katleden Egemen Vardar’ın 17 Ocak’ta görülecek olan duruşması öncesi annesi Sevgi Gülseren, davaya sahip çıkma çağrısında bulundu
İstanbul Küçükçekmece’de 19 Nisan 2016 tarihinde Egemen Vardar, Yağmur Önüt’ü babaannesinin evinde ateşli silahla katletti. Fail hakkında önce “kasten öldürme” suçundan müebbet hapis cezası istemiyle dava açıldı. Bakırköy 9. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yapılan yargılama sonucunda Egemen Vardar’a “bilinçli taksirle ölüme neden olma” suçundan “iyi hal” indirimi uygulanarak 5 yıl 10 ay hapis cezası verildi. Ancak fail 11 ay sonra serbest bırakıldı.
Tahliyeye itiraz
Tarafların itirazı üzerine dosya Yargıtay’a gönderildi. Yargıtay 12. Ceza Dairesi “bilinçli taksirle öldürme suçundan” failin mahkumiyetine karar verilmesinin kanuna aykırı olduğunu bu nedenle failin “olası kastla öldürme” suçundan ceza alması gerektiğini belirterek kararı bozdu.
Duruşma 17 Ocak’ta
Yargıtay’ın kararı bozmasının ardından görülen ikinci duruşmada fail hakkında “olası kast ile öldürme” suçundan 20 yıldan 25 yıla kadar ceza istendi. Fail Egemen Vardar’ın yargılandığı davanın 3. duruşması ise 17 Ocak’ta Bakırköy 9. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülecek. Duruşma öncesi ajansımıza konuşan Yağmur’un annesi Sevgi Gülseren, dayanışma çağrısında bulundu.
Neyin iyi hal indirimi!
Failin serbest bırakılmasının adaletsiz bir yargılamaya işaret ettiğini belirten Gülseren, yargının kızının canına kıymet vermediğini söyledi. Gülseren, “6 yıl boyunca davaya adalet inancıyla gidip ama tekrar elim böğrümde geri gelmem akıl almaz, yıpratıcı bir şey. Katilin ailesi gelip bize gülerek sataşıyor. Yani benim sadece kızım ölmedi, aynı zamanda ben cezalandırılıyorum. Kasten öldürme konusunda bizi dinlemediler, avukatımızı dinlemediler, delillere bakmadılar. Yargıtay kararına uyulduktan sonra da onu tutuklamayıp serbest bırakıyorlar. Bu duruşmada tutuklansa bile yapabilecekleri bütün indirimleri yapacaklar. İyi hal indirimi diyorlar, neyin iyi hal indirimi. Bu kişi beni cezaevinden çıkar çıkmaz tehdit etti. Bir kere ailesine sorsunlar ne istiyorsunuz diye. Bizi hiç dikkate almıyorlar. Bir şeyler oluyor ama mağdur tarafla ilgili bir şeyler olmuyor” dedi.
‘Tetiği kızım çekseydi’
“Bu tetiği benim kızım çekseydi müebbet vereceklerdi” diyen Gülseren, “Ama söz konusu bir kız olduğu için o çocuğu hep korudular. Son mahkemede benim çocuğumu öldürmüş birine ‘evladım’ dediler. Hakimler biz söz konusu olunca özetleyip yazıyor söylemlerimizi ama karşı tarafın söylediklerini detaylı bir şekilde yazıyorlar” diye ekledi.
Katledilen kadın mı suçlu?
Kadınların mahkemelerde de toplumsal cinsiyet eşitsizliğine maruz kaldığını dile getiren Gülseren, baskıdan dolayı birçok kişinin davadan çekildiğini kaydetti. Gülseren, katledilen kadınların suçlanmasına ilişkin ise “Erkek arkadaşı olan kızlar ölmeyi hak eder gibi bir şey çıkıyor ortaya. Bu kişiler çok uzakta değil belki mahalle bakkalı, belki çocuğumuzu emanet ettiğimiz kişi. Bu baskı birçok kişinin davalarından vazgeçmesine neden oluyor. Mahkemenin bizim bayan avukata yaptığı şey de bu. O ne söylerse söylesin dinlemediler. Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu ve gönüllü avukatlar olmasaydı belki bizim 11 ay sonra cezaevinden çıktığından bile haberimiz olmayacaktı. Onlar bana güç oluyor” ifadelerini kullandı.
Polis failin elini yıkatmış!
Araştırılması gereken delillerin araştırılmadığına sözlerinde yer veren Gülseren, şu detaylara dikkat çekti: “O gün olaydan sonra eve bir polisin geldiğini kendisinin sakinleşmesi için elini yıkattığını söylüyor. Örnek alınmadan elini yıkıyor, belki tetiği o çekti. Katilin 6 yıldır serbest olmasının sebebi, Yağmur’u kurtarmaya çalıştığını söylemesi. Nasıl ikna oldunuz onu kurtarmaya çalıştığına. Tanıkların ifadesine göre de kızım ilk anda ölmüş ve yüzünü örtmüşler ama hakim bu söylediğinde ‘Tampon yapmaya çalışıyordu’ dedi ve bunu yazdırdı. Neyin kanunu, yasası, hukuku.”
Sistem bu…
Failin korunduğunun altını çizen Gülseren, kızı için basının yeterince ses çıkarıp haber yapmadığı eleştirisinde bulundu. Gülseren, “Mahkemenin başvurduğu hukuk profesörü katile verilen cezanın fazla olduğunu ve asıl suçlunun benim kızım olduğu söylüyor. Bir katil niye korunur? Ne bekliyoruz, sistem bu. Ben önceden biri suç işler polis onu yakalar, hakim yargılar diye bilirdim. Yargıtay kararından sonra ilk kez onun için katil yazdılar. Yapabildiğim, mutlu olduğum tek şey bu” dedi.
Dayanışma çağrısı
Bu zamana kadar adaletin yerine gelmesini beklediğini ama sistemin “kendi başının çaresine bak” dediğini vurgulayan Gülseren, son olarak şu çağrıda bulundu: “Benim kızımı bana vermedikten sonra adalet ne? Bu ilahi adalet de acılara dayanalım diye uydurulmuş bir şey. Hep kötülük kazanıyor. Benim evladım öldü ama bu her an sizin başınıza gelebilir. Destek olmak çok önemli bu destek bana güç oluyor ama aynı zamanda erkek egemen toplumda kadınların birlikte olması onları ürkütüyor. Birbirimize destek olalım.”
Kaynak: JINNEWS