KHK ile ihraç edilen Barış Akademisyenleri göreve iade edildikten sonra da hukuksuzluğa uğruyor
Yaşam Hakları Derneği, “Bu suça ortak olmayacağız” başlıklı barış bildirisini imzaladıkları için 15 Temmuz 2016’daki darbe girişiminin ardından kamu görevinden ihraç edilen ve daha sonra göreve iade edilen Barış Akademisyenleri’nin maruz kaldıkları hak ihlalleri raporunu yayımladı. Rapora göre Barış Akademisyenleri göreve iade edildikten sonra da hukuksuzluğa uğradı.
İhraçlara hak ihlali kararı verildi
Raporda Barış Akademisyenleri’ne yargı yoluyla “eziyetin devam ettiği”, mahkeme kararıyla görevlerine iade edilenlerin başka bir mahkeme kararıyla işe dönüşlerinin engellendiği bilgisi yer aldı. Anayasa Mahkemesi’nin 2019’da verdiği “barış bildirisinin ifade özgürlüğü kapsamında olduğu ve akademisyenlere imza attıkları için açılan davaların, ihraçların hak ihlali olduğu” kararı da raporda yer aldı. Fakat rapor, yüksek mahkemenin verdiği bu kararın bazı üniversite yönetimleri ve idare mahkemelerince dikkate alınmadığını yazdı.
Rapor, Barış Akademisyenleri’nin uluslararası sözleşmeler ve Anayasa tarafından güvence altına alınmış olan temel haklardan yararlanamadığını yazdı.
İhlaller şöyle sıralandı:
- İdare mahkemelerine başvuran 385 akademisyenden 170’inin başvurusu reddedildi. 168 akademisyen göreve iade edilirken, 47 akademisyen hâlâ karar bekliyor.
- Göreve iade edilen 168 kişiden 48’i üniversite yönetimlerinin iade kararını istinaf mahkemelerine götürmeleri sonucu iade kararı iptal edilmiş ya da iade kararının yürütmesi durdurulmuştur.
- 79 kişi hâlâ istinaf mahkemesinden karar bekliyor. Öte yandan 41 kişinin iadesi istinaf mahkemeleri tarafından onaylandı. Ancak üniversite yönetimleri genelde bu durumda kararı Danıştay’a götürüyor.
- Danıştay’dan olumsuz karar çıkarsa önce AYM’ye daha sonra AİHM’e başvurular yapılacak.
- İade kararları reddedilirken çoğu durumda yeni hiçbir delil, gerekçe sunulmadı. Yine barış bildirisi gerekçe gösterilerek, kopyala yapıştır kararlarla göreve iadeler iptal edildi.
- Bazı akademisyenlerin ihraçtan önce ya da sonra yaptıkları sosyal medya paylaşımları, sendika faaliyetleri, protesto eylemleri hiçbir suç unsuru taşımamasına rağmen iade kararının iptali için gerekçe gösterildi.
- Ayrıca idare mahkemeleri, birbirinden farklı kararlar verebiliyorlar. Hangi mahkemeye düşeceği tamamen tesadüflere bağlı olan barış akademisyenlerinin göreve iade edilip edilmemeleri de kararı hangi idare mahkemesinin vereceğine bağlı olarak değişiyor. Oysa barış akademisyenlerinin hepsinin suç isnatları aynıdır.
- Mali haklar incelendiğinde bu konuda da çeşitli hak kayıpları olduğu görülüyor. Önce geriye dönük ödemeleri ele alalım; göreve iade edilen akademisyenlere, ihraç edildikleri dönemden bugüne kadar almaları gereken maaşları toplu olarak ödeniyor. Fakat göreve dönen akademisyenlerin hiçbiri bu paraya dokunmuyor çünkü iade kararları iptal edildiğinde yapılan bu ödemeyi daha yüksek bir faizle geri ödemek zorunda kalıyorlar. Geriye dönük maaşlar ödenirken uygulanan faiz yüzde 9 iken, bu para yüzde 24 faizle geri isteniyor. Çünkü aradan geçen zamanda yasal faiz yüzde 24 oluyor.
- İhraç edilmeden önce, geçici bir kadro olan ve eğitim süresince geçerli olan 50/d statüsünde çalışan akademisyenlerin, üniversite yönetimleri tarafından daimi bir kadro olan 33/a statüsüne geçirilmemeleri atamalarının yapılmamasına neden oluyor.
- Söz konusu geçiş üniversite yönetimlerinin inisiyatifine bırakılıyor ve bazı üniversiteler göreve iade edilen akademisyenleri 33/a kadrosuna geçirerek atamalarını yapıyor, eğitimleri devam ediyorsa öğrenciliklerini yenileyip 50/d kadrosuyla devam etmelerini sağlıyor. Ancak bazı üniversiteler bu geçişi yapmayarak barış akademisyenlerinin işlerine geri dönmelerini engelliyor.
Öneriler:
- Anayasa Mahkemesi kararlarının tüm adli ve idari mercileri bağlayacağı gerçeğinden hareketle, idare mahkemelerinin Anayasa Mahkemesinin 2019 yılında verdiği barış bildirisinin “ifade özgürlüğü” olduğuna yönelik kararına uymaları tavsiye olunur.
- Barış Akademisyenleri için farklı kararlar veren idare mahkemelerinin işleyişleri, yapıları gözden geçirilmeli ve düzeltilmelidir. Hakimlerin hukuka uygun kararlar vermesi sağlanmalıdır.
- Geri dönen akademisyenlerin mesleki yönden akademik, idari ve mali haklarına kavuşması için YÖK nezdinde girişimler yapılabilir. Bu konuda mutlaka yasal bir düzenleme yapılması gerekmektedir. Bu düzenlemede her türlü maddi hakların ödenmesi, maaş, ek ders ücreti, tazminat gibi; akademik yükselmelerin barış akademisyenlerinin ilk ihraç edildiği tarihteki kriterlerle ve hak edildiği tarihten itibaren yapılması, maddi özlük haklarının buna göre hesaplanması gerekmektedir.
İSTANBUL