İstanbul Sözleşmesi’nin hedef alınmasını eleştiren Star Kadın Derneği üyesi Bor, kadın cinayetlerinin iktidar eliyle uygulandığına dikkat çekti. ‘Kadın katliamı fermanına imza atılıyor’ diyen Bor, yargının da bunu desteklediğini söyledi
Kadına yönelik şiddet, tüm dünyayı etkisi altına olan koronavirüs (Covid-19) salgınında daha da arttı. Kadın düşmanı politikalara tepki gösteren kadınlar, şiddete karşı en etkin mekanizmaları barındıran İstanbul Sözleşmesi’nin bir an önce uygulanması için sokaklarda eylem yapıyor. Star Kadın Derneği üyesi Rojbin Bor, İstanbul Sözleşmesi’nin hedef alınması ve artan kadın katliamlarına ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
İktidarın İstanbul Sözleşmesi’nden imzayı çekme kararından geri adım atmasının kadınların verdiği tepkiler sayesinde olduğunu söyleyen Rojbin Bor, iktidarın kadına yönelik geliştirilmek istediği şiddete, tecavüze ve tacize karşı rahatsızlık duymadığını, hatta şiddete meşrulaştıran söylemlerde bulunduğuna dikkat çekti. Devlet erkanı tarafından sarf edilen “Kadın dediğin ‘kahkaha atmayacak’ şeklindeki sözleri hatırlatan Bor, bu tür söylemlerin bir nabız yoklama olduğunu vurguladı. Bor, “Biz İstanbul Sözleşmesi yaşatır derken, hakikaten de yaşattığını, kadını şiddete karşı koruduğunu, toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlamaya dönük çok büyük bir adım olduğunu biliyoruz. Türkiye’deki bütün kadınlar için Sözleşme hayati önem taşımaktadır” dedi.
‘Kadir Şeker kararı mesajdı’
Konya’da bir kadının bir erkek tarafından gördüğü şiddette karşı özsavunmada bulunan ve 12 yıl hapis cezası verilen Kadir Şeker’i hatırlatan Rojbin Bor, “İktidarın bu topluma vermek istediği mesaj açıktır; ‘siz kadını katledebilirsiniz, kadına şiddet uygulayabilirsiniz, kadına fiziksel, psikolojik olarak her yönüyle işkence edebilirsiniz. Biz bu alanda size iyi hal indirimi sağlayabiliriz, giydiğiniz takım elbiseden size saygı tutumu indirimi verebiliriz. Her türlü biz buna göz yumabiliriz ama siz şiddete uğrayan bir kadın için elinizi, kolunuzu kaldırırsanız, refleks gösterirseniz ve bir kadını kurtarmaya dönük yaklaşırsanız biz orada sizi cezalandırırız’ demek istiyor. Yargının bu tutumunu ve İstanbul Sözleşmesi’ne yönelik saldırıları, iktidarın yaratmaya çalıştığı bir kadın kırımı fermanı olarak değerlendiriyoruz” diye konuştu.
‘Yargı bağımsız olmalı’
“Kadın kırımı fermanına imza atılıyor” diyen Rojbin Bor, iktidarın toplumda kadınları yok saydığını ve bu nedenle faillere caydırıcı cezaların verilmediğini vurguladı. Bor, konuşmasına şöyle devam etti: “2010 yılından itibaren istatistiklere baktığımızda kadına yönelik şiddetin, cinayetlerin, şüpheli ölümlerin arttığını görüyoruz. Bunun iktidar eliyle gerçekleştiğini biliyoruz. Çünkü kadına yönelik suç işleyen erkeklere cezasızlık politikası uygulanıyor. Failler korunup kollanıyor. ‘Yargı bağımsız olmalı’ talebi en çok da bizler için önemli, bizler için hayati önem taşıyor. Yargı maalesef tekelleştirildi. Kadın karşıtı kararlar, ‘iyi hal’, ‘tahrik’ gibi indirimler de bu yüzden veriliyor.”
Kadından yana mücadele
Artan kadın katliamlarına karşı çalışmalarını her zaman kadınların yanında yer alarak yürüteceklerini ifade eden Bor, “Dernek olarak kadınların haklarını savunma mücadelesine psikolojik, hukuksal destek sağlayarak, dayanışmada bulunarak devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.
Dilan Babat/Van-Jinnews