İzmir’deki yangınların üzerinden günler geçmesine rağmen, evleri küle dönen yurttaşların belirsiz bekleyişi sürüyor. Yanan evinden bir iğne dahi çıkaramayan Elmas Çetin, ‘Geceleri uyumak için akrabalarımızın evine gidiyoruz. Çünkü kalacak bir yerimiz yok’ diyerek içinde bulundukları durumu anlattı
Ege Bölgesi’nde son zamanlarda art arda orman yangınları çıktı. Yandan dolayı büyük bir hasar yaşandı, ormanlar küle döndü, binlerce hayvan öldü.
Yangınların en çok etkilediği yerlerden biri de İzmir Karşıyaka ilçesi Yamanlar Dağı Karatepe mevkii. 15 Ağustos akşamı çıkan yangın, hızlı bir şekilde büyüdü ve birçok alana yayıldı. Yaklaşık dört gün süren yangınlar, yerleşim yerlerine de sıçradı.
Yangınlar sürerken Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı İzmir İl Müdürlüğü, Karşıyaka, Bayraklı bölgesinde yangına yönelik durumu paylaştı. Açıklamada, Yamanlar mevkiinde, boşaltılan ev sayısının 87, yanan ev sayısının 16, tahliye edilen işyeri sayısının ise 45 olduğu ifade edildi. Yangının kontrol altına alınmasının ardından Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, yangından etkilenen bölgelerde yürütülen hasar tespit çalışmalarıyla ilgili açıklama yaptı. Açıklamada, yapılan ilk çalışmalar neticesinde İzmir’de 52 bina, 97 bağımsız bölümde incelemeler yapıldığı, 45 bağımsız bölümün yangından etkilendiği, ağır hasarlı, yıkık olduğunun tespitinin yapıldığı ifade edildi. 23 Ağustos tarihinde ise İzmir ve Aydın’da toplamda 10 mahalle afet bölgesi ilan edildi.
‘Bizim için hiçbir şey yapmayacaklarını öğrendik’
Yangının kontrol edilmesinin ardından, yangından en çok etkilenen Bayraklı ilçesine bağlı Onur Mahallesi’ndeki kadınlar hala çok öfkeli oldukları için konuşmak istemedi. Kadınlardan biri ise “Çok konuştuk ama en sonunda buraya gelen yetkililerin bizim için hiçbir şey yapmayacaklarını öğrendik. Şimdi ben kime konuşayım?” ifadelerini kullandı.
Evler küle döndü
Yangının resmen seyredildiğini söyleyen kadınlar, yanan evlerinin bizzat kendi emekleriyle yapıldığını ve bu emeğin alınmayan tedbirler ve yetersiz müdahale nedeniyle yok olduğunu söylediler. Genel olarak tapu anlamında sorun yaşan mahalle halkı, iktidarın ve belediyelerin kendileri için bir şey yapmayacaklarına inanıyor. Yurttaşlar hala isli eldivenleri ve kıyafetleriyle evlerinden geri kalan parçaları el arabasına yükleyip çıkarıyor. Evleri yanan kimi insanlar mahalleyi terk etmiş bile.
Bölge sakinlerinden Elmas Çetin’in hem kendi evi hem de oğlunun oturduğu ev yanmış. Tüm ailesiyle beraber diğer oğlunun evinde kalan Çetin, on beş kişinin küçük bir eve sığmaya çalıştığını söyledi. Yangına müdahalenin geç yapıldığını paylaşan Çetin evlerinden bir iğne bile çıkaramadıklarını ifade etti. Çetin, kendisi ve evi yanan diğer insanlar için bir çare bulunması gerektiğini belirtti.
‘Birçok kez aradık ama geç geldiler’
Yangın anında evin içinde olduklarını paylaşan Çetin, o sırada oğlunun eve yangının sıçradığını haber aldığını, içeride çocuklarının ve torunlarının olduğunu belirterek, “Biz de içeriden çıktık ve evimizin yanışını seyrettik. Kimse yoktu. Oğlum tek başınaydı ama tek başına küçük bir hortumla ne yapılır ki? Oğlum, ev yanmadan önce pencereden dışarı baktığını ve ağaçlardan fırlayan kozalakların eve geldiğini söyledi. Evimizin arkasında tandırımız var. Oğlum bana ‘Anne kozalaklar tandıra geldi, ondan sonra da yangın eve sıçradı. Bunu gördükten sonra kaçtım’ dedi. İtfaiye geç geldi. Oğlum itfaiyeyi arayıp ‘evimiz yanıyor, yetişin’ dedi. Birçok kez aradık ama geç geldiler. Zaten itfaiye gelene kadar evimiz yandı” dedi.
‘Uyumak için yerimiz bile yok’
Çetin, “Çocuklarım için hazırladığım çeyizler vardı, eşyalarım çoktu ama hiçbir şey çıkaramadım. Çocuklarım uğraştı, çalıştı, bu eşyaları aldı ama biz bir iğne bile çıkaramadık. Bizim evlerimizi de yapmayacaklar. Belediye başkanı buraya geldi, bize geçmiş olsun dedi. Belediye başkanı, cumhurbaşkanına evlerimizin yerinin bize satılmasını ya da Cengizhan’da bulunan konutları bize vermesini söylediğini iletti. Ne yapacaklarını bilmiyoruz” şeklinde konuştu.
Çetin sözlerine şöyle devam etti:
“Biz, evlerimizin yerinin bize verilmesini, bize yardım edilmesini istiyoruz. Bize yardım edilsin ki kendimize ev yapalım. Daha kış gelmedi. On beş kişi biz evde kalıyoruz şu an. İki gelinim var, torunlarım var. Evde uyumak için bile yerimiz yok. Geceleri uyumak için akrabalarımızın evine gidiyoruz, sabah da bu eve gelip oturuyoruz. Çünkü kalacak bir yerimiz yok. Yani perişan olduk. Ne düzenli olarak banyo yapabiliyoruz ne de bir şey. Daha ne diyeyim? Sadece bize bir çare bulmalarını istiyoruz. Henüz kış gelmedi. Biz bu yaşta dışarıda kalıyoruz.”
Haber: Nazlıcan Nujin Yıldız\JINNEWS